Sam Smith - Fire on Fire
Medyadaki şarkı ❤️ Ben
Kesinlikle dinleyin. Hele o sözleri o kadar güzel ki yazanın ellerinden öpüyorum.
-İyi okumalar.
'Erkekler ağlamaz.' Diye uyduruk bir cümle vardı. Bu doğru değildi çünkü erkek denilen bireyler de insandı. Kadınlarda olduğu gibi erkeklerin de duyguları vardı. Canımız yandığında veya mutluluktan havaya uçtuğumuzda ağlamak kadar doğal bir atraksiyon olamazdı.
Tabii işin sonraki boyutu farklıydı.
Mesela rakı bardaklarını masaya dizen benmişim gibi başım çatlıyor, gözlerim yanıyordu.
Dün gece eve gelip herkesin uyumasını fırsat bilerek içim dışıma çıkana kadar ağlamıştım.
Kendi yüküm yokmuş gibi omuzlarıma binen bir başka yük için ağlamıştım. Ama öyle güzel bir yüktü ki altında ezilmeye razıydım.
"Uyandın mı benim güzel oğluşum ?"
Üstünde hamurun unu ile altın bileziklerini şıngırdatarak odama giren annem ile yerdeki halıyı izlemeyi keserek gülümsedim.
"Günaydın annem."
Ayağa kalkıp, üzerine eğilerek dar alnına küçük bir öpücük kondurdum.
"Dünürlerimiz akşam yemeğine geliyor. Bu gece kaçmak yok tamam mı?"
Benin inadıma oynuyorlar diye düşünmeye, isyan etmeye hakkım yoktu çünkü ben İstanbul'a dönmeden bana rahat olmayacağının bilincindeydim.
Gidip de ablama 'Ben homofobik kayınçona aşık oldum, gel bu işten vazgeç.' diyemezdim ya!
"Tamam anne hiçbir yere kaçmayacağım. Hasan ile Tuğçe nerede?" "Bahçeye gönderdim çifte kumruları."
Kıkırdayarak unlu elini ağzına götürdü.
"Az önce suç üstü yakaladım."
O kıkırdamaya devam ederken halim olmasa da moralim yerine gelmeye başlamıştı.
"Sen ne fenasın Ayşe sultan!"
Annem keyifle odamdan çıkarken aklımda 'Akşam hangi bahane ile kaçsam?' balonunu kovalayan binbir tilki dönüyordu.
Dolaptan birkaç atıştırmalık çıkarıp ağzıma attıktan sonra aşağıya indim. Annem iş yaparken eli ayağına dolaşmasın diye evde kimsenin bulunmasını istemezdi bu yüzden her işe giriştiğinde bizi evden kovardı, şimdi olduğu gibi.
Çifte kumrular kapının önündeki merdivenlerde aralarına baya bir mesafe koyarak oturmuş, kızarmış yüzleri ile sessizce etrafı izliyorlardı.
Aralarına oturup dirseklerimi bir üst merdivene yaslayarak başımı geriye yasladım.
"Ayşe sultanın gözünden hiçbir şey kaçmaz dostlar."
Tuğçe kızarmış yanakları, çatık kaşlarıyla bana döndü
"Ya demesene öyle!"
"Niye öpüşürken hoş ama."
Sözün üstüne daha da kızarırken Hasan'ın popomu kıstırmasıyla havaya sıçradım.
"Noluyor be?" "Utandırmasana benim güzel sevgilimi!"
Onların bu minnoş halleri fangirller gibi feels geçirmemi değil daha da gıcıklaşmamı sağlıyordu.
"Sen de her boş bulduğun yerde öpme!" "Meeert!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZUM (GAY)
Teen Fiction[TAMAMLANDI] "Ölümsüzler gitmez ki... Ebediyen yaşar. Sen de ölümsüzsün, sen de sonsuzsun ama tek bir fark var. Sen benim sonsuzumsun." NOT : Küfür, cinsellik vb. ögeler içerir.