MFÖ - Güllerin İçinden
Bu naif şarkıyı önerdiği için değerli okuyucularımdan biri olan loxxias'a çok teşekkür ederim. Dinlerken aklına Yiğit ile Mert geliyormuş. Dinlemenizi tavsiye ediyorum çünkü onlar için yazılmış şarkılardan biri gibi.
- İyi okumalar.
Üç gün önce yaşadığımız rezillik yüzünden kimse kapıyı bin kere çalıp garantiye almadan odaya girmiyordu. Bu yüzden huzurlu uykumdan eden şahıs her kimse uzun süredir ara vermeden kapıyı tıklatmaya devam etmişti.
"Kardeşim müsait misiniz?" Hasan'ın sesini duyunca istemeyerek de olsa ayağa kalkıp yanımda yatan Yiğit'in yüzünün herhangi bir yerini öperek kapıyı açmaya gittim.
"Günaydın kardeşim." " Gün aymadı." uykuya doyamadığım için kapıya tutunarak gözlerimi açmaya çalışıyordum.
"Ooo siz daha uyanamamışsınız." ağzımı hayvan gibi açıp esneyerek uyuklamaya devam ettim.
"Ablanlar bugün kahvaltıyı dışarıda yapalım diyor." "He." "Gelir misiniz diyeceğim de sizin baş başa kalacağınız mevzular vardır."
Gözlerim sonuna kadar açılrken Hasan'ın piç piç sırıttığını gördüm. Zaten üç gündür dillerinden düşememiştik. Bir de her buldukları yerde imalı lafları yapıştırıyorlardı.
Kapıyı suratına çarpıp uyuyan yiğidime baktım. Şeytan diyordu kıvrıl yanına, uyumaya devam et ama ablamlara ayıp olurdu.
Aklıma gelen fikirle geriye doğru gidip olabildiğimce hızlanarak kendimi gülle gibi Yiğit'in üzerine fırlattım.
''Ahh !'' Beklemediğim bağırışıyla hızla üzerinden kalkıp tuttuğu karnına baktım.
''Özür dilerim, çok özür dilerim. Resmen salağım ben!''
Tişörtünü üstünden sıyırarak karnını açıp ovalamaya başladım. Ben ovaladıkça olduğu yerde kıvranıyordu.
''Özür dilerim Yiğit, canını acıtmak istemedim.'' ''Off, biraz daha aşağılara.''
Karın kaslarının üzerindeki elimi biraz daha aşağılara indirerek ovalamaya devam ettim.
''Biraz daha aşağı.'' dediğini yaparak baksırının lastiğinin olduğu kısımları da ovaladım.
''Biraz dah-off !''
Elim aletinin üzerine geldiğinde inlemesiyle neye uğradığımı şaşırdım.
Refleks olarak havaya kaldırdığım ellerim ile az önce yaptığı şeyi hazmetmeye çalışıyordum.
''Ellerin dert görmesin gülüm.''
Şiştiği için açamadığı gözlerini açmaya çalışırken kahkaha atıyordu. Canı acıdı diye içim giderken şerefsiz resmen beni kullanmıştı.
O gülmeye devam ederken önümde duran kaslı gövdesine bakıp üst üste tokat geçirmeye başladım.
''Ahh bu sefer gerçekten acıdı !''
Ellerimi tutup engel olmaya çalıştığında midemde değişik hareketlenmeler olduğu için geri çekilip yataktan çıktım.
Alt tarafı kendimi yumuşak bir yere fırlatmıştım ama bunun bile ceremesini çekiyordum.
Ayağa kalkıp üzerime doğru geldi.
''Gülüm sadece şakaydı.'' ''Şakana sokayım.''
Midemde öyle bir ağrı saplanmıştı ki yere çöküp ağlamak istiyordum ama Yiğit varken böyle bir şeyi yapamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZUM (GAY)
Teen Fiction[TAMAMLANDI] "Ölümsüzler gitmez ki... Ebediyen yaşar. Sen de ölümsüzsün, sen de sonsuzsun ama tek bir fark var. Sen benim sonsuzumsun." NOT : Küfür, cinsellik vb. ögeler içerir.