32.BÖLÜM

9K 469 37
                                    













Selamın alêyküm, kitabın son bölümlerini yayımlıyorum. Kitap ilê yarışmaya katılıcam o yüzdên desteklerinizi bêkliyorum . Vê düşüncêlêrinizi dê.




























"Yavrum hadi çorapları ayakların üşüyor diye aldın da bu uzun kollu penyeyi niye aldın"

Karan bavulları yêrlêştiriyor bêndê duşa giricem. Daha yarım säät öncê otele giriş yaptık. Karan bêni yormamak için bavukları kêndi yerleştirmek istêdi. Nê sevap işlêdim dê rabbim bana böylê bir eş nasip etti....

"Nê olur olmaz diyê bir tanê aldım " dêdim. Êlimê giymêk için bir kaç kıyafêt alıp banyo öğrênmêk nun yolunu tuttum. Burada hava oldukça sıcak. Daha uçak dan iner inmez terlemeye başladım . Burada bir buçuk hafta kalıcaz. Son iki gün dê sahra çölüne gidip orada bir gêcê geçiricez. Bu bênim istêğim idi. Karan da kırmadı bêni .












.....








"Hadi gidelim" diyêrêk kolunu uzattı Karan.
Koluna girip odanın kapısını kapattım.
Bu 5. Günümüz. Bu günê kadar Karan ilê Kıbrıs ın meşhur yerlerine vê lokantalarına gittik. Bu gün akşam yemeğini dê otêl dê yapmaya karar verdik.

Üzerimde siyah boydan bir êlbisê vê gri bir şal vardı . Karan isê daha spor giyinmişti. Karanın koluna girip asansöre bindik. Alt kata indip yêmêk bölümüne geçtik. Karan hêr zamanki kibarlığı ilê sandalyemi çêkti . Bên oturunca o da karşıms oturdu .

"Nê yiyelim" dêdi etrafdaki insanlara göz gezdirerek. Bir yandan da açık büfedeki yêmêklêri bakıyor.

"Fark êtmêz , falza aç değilim " dêdim.
Karan "Tamam bên geliyorum " diyêrêk ayağa kalktı .

Karanın gidişini izleyip önüme döndüm .
Telefonu elime alıp gêlên mêsajları kontrol êttim. Daha odadan çıkmadan öncê annêm ilê sêsli konuşmuştuk. Kızlara da kurduğumuz grup dan mêsaj attım. Nisa nişan için kıyafêt atmış . Şimdiden kıyafêt bakmaya başladılar bile. Baharın da dün hamile olduğu haberini aldım . O sırada dışarıdan yêni gelmiştik vê Karan duşdaydı. Bên haberin sevinci ilê odada kêndi kêndimê zıplayıp sevinç çığlıkları atıyordum. Karan isê bir şêy oldu sanıp koşarak yanıma gêlmişti. Onun o halini görüp bên têkrar gülmêyê başlayınca êlini alnıma koyup
"İyimisin" dêmişti.
Hala aklıma gêlincê gülüyorum .




"Kêndi kendinize mi gülüyorsunuz"

Bu sês! Olamaz!

Kafamı kaldırıp sêsin sahibi olan Neşe hanıma döndüm.
"Hanım mı "
İç sêsim bilê sevmedi bu kadını!

Ayağa kalkıp tam karşısında durdum . Üzêrindê bênim gibi siyah diz kapağının üstündê biten bir êlbisê var. Siyah saçlarını da at kuyruğu yapmış vê kırmızı ruj...

"Bazı olaylar aklıma geldiği için gülümsedim. " Dedim vê elimi uzattım.
"Mêrhaba" dêdim.

Bu kadının burada nê işi var ? Hemde aynı otêl dê !

Nêşê elimi tutup
"Mêrhaba, bêndê iş için gêlmiştim sizi görüncê bir Sêlam vêrmêk istêdim " dêdi.

Elimi çêkip "Anladım. Bizdê balayındaydık" dêdim. Balayı kêlimêsinin üstüne baskı yaparak.

O sırada Karan bizê doğru gelemeye başladı . Nêşê vê bana dikkatlice bakarak yaklaştı. Elindekileri masaya bırakıp
"Mêrhaba Nêşê hanım " dêdi. O da şaşırmıştı.

Karan yanıma gêlip êlini belime koydu . Ah iştê bênim kocam!

Nêşê biraz bozulmuş gibi
"Mêrhaba Karan. İş dışında hanım vêya bey kelimesini kullanmayı sevmiyorum" dedi.

İç sêsim "morhobo koron. Oş doşondo honom voyo boy kolomosono kollonmoyo sovmoyorom"

Karan "Anladım. İş dışı bilê olsa mesafeyi koruma taraftarıyım. " Dêdi.

Nêşê bu sefer bozulduğu hêr halindên bêlli olur bir şêkildê
"Siz bilirsiniz. Bên artık izninizi istiyim. Bir şêy olursa 116 numaralı odadayım. İyi akşamlar" dêdi vê direk arkasını döndü .

Bir dê oda numarasını söylêdi ya !

Masaya otururken "Dua êt iş ortağınız yoksa ayağımın altına alırdım çoktan bu kadını bên ya"

Karan gülerek êlini uzatıp yanağımdan makas alıp
"Bênim hırçın karım. Sakin ol bên hallettim zatên " dêdi.

Êvêt iyi laf soktu ama kadın hala yüz bulup oda numarasını verebiliyor ya . Yinê dê şuanki moralimi bozmasına izin veremem.

"Nêysê , kimsenin moralimi bozmasına izin vermiyicem şimdi. İlerde hallederim bên onu" diyip önümdêki yêmêklêrê döndüm .
"Aç değilim dêdim ama bunları görüncê acıktım ya " diyê dêvam êttim.

Karan yinê yüzüne o çok sevdiğim gülüşünü yerleştirdi. O hêp böylê gülsün, bêndê hêp böylê izliyim....












Yemeğimizi yiyip odamıza çekildik . Aslan ilê görüntülü konuştuk. O kadar çok konuştuk ki säätin nê ara 12 oldu anlamadım. Tabi sadêcê Aslan yoktu . Bahar vê Nisa da vardı. Baharın yanında Oğuz tabi.

Têlêfonu kapatıp yatmak için hazırlandık. İkimiz dê bu gün çok yorulmuştuk . Karan direk yatağa girip öylê bir yattı ki bana yêr kalmadı bilê . Çift kişilik yatak yêtmiyor bizê ya!

Karanın koluna dokunup
"Biraz toparlansan da bêndê yatsam" dêdim.
Karan têk gözünü açıp bana baktı. Sonra da kolunu vê bacağını çêkip bana yêr açtı. Sonra da kolunu yastığımın üzêrinê koyup yatmamı bêklêdi. Bêndê kolunun üzêrinê başımı koyup sırtımı ona döndüm . Karan da göğsünü sırtıma yaslayıp êlini belime koydu .

Kafasını omuzumun üstüne koyup
"Lavin sana bir şêy sorucam" dêdi.

Belimdeki êlini tutup
"Sor" dêdim. Bir yandan da gözlêrimi kapattım.

"Bên ölürsem başkası ilê evlenirmisin"

Gözlêrimi büyükçe açıp
"Allah korusun Karan. Nêrêdên çıktı bu şimdi" dêdim.

Karan "Sakin ol yavrum. Sordum sadêcê " dêdi.

"Hayır evlenmem. Sên evlenmemi istermiydin?" Dêdim.

Karan "Hayır istemezdim. Bak sana bir şêy anlatıcam. Pêygambêr efendimiz vêfat êttiği gün hz Aişe annemize
"Ya Aişe! Cênnêttê benim karım olucaksın ya bunu düşündükçe ölüm acısı bana hafif gêliyor . " Demiş.
Çünkü bu dünyada eşin kimsê cênnêttê dê onunla bêrabêr olurmuşsun. O yüzdên bana bir şêy olursa evlenme olur mu ?" Dêdi.



Gözümden akan yaşı silip başını Karana çevirdim . Boynudan öptüm. Başımı boynuna koyup sarıldım...













(Balayından kareler)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Balayından kareler)






LOYA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin