12. BÖLÜM

13.2K 792 51
                                    


Bu bölüm NisaNur118 a gelsin...





"Neye kalbinle inanırsan, onunla iyileşirsin" 🍀











Bu sabah evimde uyanmanın mutluluğunu yaşayarak uyandım. Yataktan çıkıp abdestimi alıp namazımı kıldım. Biraz daha dinlenmek için yatağıma geri yattım.



Yüzüme değen eller ile gözlerimi açtım.
"Günaydın boncuk " dedi Aslan.
Aslan ile küçüklükten beri aramızda çok farklı bir bağ var. Abi kardeş gibi değil daha çok arkadaş gibi.

"Günaydın yakışıklı " diyerek yataktan doğruldum.

"Aşağıda kahvaltı için seni bekliyoruz giyin de gel " dedi. Yataktan kalkıp gidiceği sırada kolundan tuttum.
"Aslan bu gün o evlere gidip kameralara bakalım mı " dedim.

Aslan tekrar yanıma oturup
"Bu gün olmaz. Ama yarın söz gidip bakıcam. Tek gidicem Lavin ısrar yok "dedi.

"Bana inandığın için sağol " diyerek sarıldım.

"Bu kadar samimilik yeter Lavin Karayurt! Hadi kalk kahvaltıya gel. Açlıktan seni bile yiyebilirim " diyerek yanağımdan makas alıp odadan çıktı.

Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkanıp tekrar odama girdim. Beyaz bir tişört üzerine siyah ince bir hırka ve siyah eteğimi giyip siyah bir yazma bağladım başıma. Odadan çıkıp mutfağa girdim.

Bahar da gelmişti. Hepsinin yanaklarına öpücük kondurup yerime oturdum. Annem bu sabah çok sessiz ve düşünceli görünüyor. Tabi dün babam hakkında söylediklerimden sonra onun da aklı karıştı.

Kahvaltı sonrası Bahar ve Oğuz ile İnternetten kına gecesi için  elbise baktık. Tabi gelinlik de bakmayı ihmal etmedik . Resmen 2 hafta sonra kına gecesi ve düğün vardı. Kına nın olduğu sabah resmi nikah kıyılıp akşamı ise kına geceli olucaktı. Kına gecesi mekanını benim ısrarlarım üzerine bizim arka bahçede yapmaya karar verdik. Zaten fazla akraba gelmiyiceği için çoğunluk arkadaşlarımız olucaktı.








Hava kararana kadar evde Bahar ile kına ve düğün ile ilgili şeylerden konuşup baktık . Bir süreden sonra annem sıkılıp komşuya gitti . Aslan da uyumak için odasına gitti. Oğuz da Baharı eve bırakmak için evden çıktı.

Salonda elimde çay ile oturmuş televizyon izliyordum . Çalan telefonum ile elime telefonu aldım.

Arayan Berfin abla

"Selamın aleyküm Berfin abla "
"Ve aleykümselam canım nasılsın"
"İyiyim çok şükür sen"
"Bende iyiyim canım çok geçmiş olsun. Olanları öğrendim "
"Teşekkür ederim "
"Asıl ben teşekkür ederim canım. O bulduğun belgeler benim için çok önemli idi. Yusuf'un babasının katillerinin tutuklanması en çok istediğim şeylerden biri idi ve sayende biraz önce ikisi de tutuklandı "

"Çok sevindim buna Berfin abla. Orada  USB yi bırakıp gelseydim asıl o zaman ben çok üzülürdüm. Daha önce Karan anlattı olanları. Orada da o Caner denen adam anlatınca. Babasızlığın nê dêmêk olduğunu bên çok iyi bilirim abla. "  dedim. Bir dakika ben Karan mı dedim?

Berfin abla "Anladım canım. Tekrardan teşekkür ederim. Yanımda annem var o da seninle konuşmak istiyor . Ona veriyorum " dedi.

Sena teyze ile de kısaca konuşup kapattım telefonu. O da Berfin abla gibi teşekkür etti. Önümde boş duran çay bardağını alıp mutfağa girdim.
Çay bardakları makinaya dizip makinayı çalıştırdım .

Çöpleri de atınca çöpün dolduğunu gördüm. Annem zaten bu günlerde çok iş yapıyor çöpü de ben döküyüm dedim ve çöpü alıp başımı düzenledim. Çöp hemen evin yanında idi. Sokak lambaları ile  dışarısı gayet aydınlık.

Evden çıkıp anahtarı bir elime çöpü de diğer elime aldım. Evin bahçesinden çıkıp köşede duran çöpe attım. Tekrar eve doğru yürüdüm. Bahçeden içeriye girince tam kapıya doğru yürürken  bir el kolumdan tutup diğer el ise ağzımı tuttu. Sırtım sert bir göğse çarptı.

Korkudan elim ayağım titremeye başlayınca
"Lavin benim " dedi  ağzımdaki ve kolumda el gevşedi.
bir dakika bu ses ! Karan!

Hızla arkamı döndüm. Omzuna güçlü bir şekilde vurup elimi kalbime koydum.
"Nasıl korktum ya ben! Ne yapıyorsun bu saatte burada " dedim.

"Seni korkutmak istememiştim. Seni görmeye geldim ama bu saate eve girmek doğru olmaz diye çıkmanı bekledim" dedi.

Bu saate kadar beni mi beklemiş?

"Arayıp çıkmamı söyleyebilirdin böyle bir şeye ne gerek vardı " dedim.

Daha fazla uzatma der gidi kaşını kaldırdı. Sokak lambasının ışığı yüzüne vuruyordu. Üzerine giydiği siyah tişört ve siyah kot pantolon ile yine her zamanki gibi çok yakışıklı duruyor. Bu adam bana böyle bakınca içimden bir  şeyler akıyor...







"Eğer dün sana bir şey olsaydı yani ikinci kez birinin başına benim yüzümden bir şey gelseydi kendimi asla affetmezdim Lavin" dedi. Yine kendi suçluyor.

"Enişten senin yüzünden ölmedi bunu biliyorsun dimi. USB de de kanıtları ile var zaten . Kendini suçlamayı bırakmalısın" dedim.

Karan biraz durup
"Neyse , ben sana bir şey söyleme geldim aslında " dedi.
"Tabi söyle " dedim.

"Biraz önce bir adamım o evlere gidip güvenlik kameralarına bakmak için oraya gitti. Görüntüleri bu gece bana atar. Bende sana atarım " dedi.

Ney?

"Ciddimisin"dedim heycanlanarak.

"Sana olan 2 tane borcum var unuttun mu? " dedi.

"Ne borcu " dedim
 "O gün hayatımı kurtardın ben bayılınca sen buldun beni. Dün de benim yıllardır arayıp bulamadığım şeyi buldun " dedi.

Ellerimi göğsümde birbirine bağlayıp
"O gün  beni dinleseydin başına birşey gelmiyicekti de neyse. Borç felan yok. Kim olsa aynısını yapardı" dedim.

Karan da benim gibi ellerini birbirine bağlayıp hafifçe güldü.
"Bu dediğine inanmıyorsun dimi? Başkası olsa oradan belleği bırakıp kaçardı. Neyse seninle bir anlaşma yapalım " dedi.

"Neymiş " dedim.

"Ben sana görüntüleri atıcam. Sende benim isteğimi kabul ediceksin "dedi.

"Ne istedi " dedim.
"Orasını zamanı gelince görürsün. Kabul ediyormusun " dedi.

"Tamam kabul ediyorum. " dedim hiç düşünmeden. Sonuçta ne isteyebilir ki benden?

"Tamam o zaman bende gidiyim biri gelmeden. Allaha emanet ol " dedi.

"Sende " dedim ve gitti . Eve hızla girip Aslanın odasına daldım. Onu uyandırıp Karanın dediklerini anlattım. Tabi Karan gelip böyle böyle söyledi demedim. Sadece Karan bey arayıp görüntüleri bulduğunu ve bu gece içerisinde atacağını söyledi dedim. Doğru söylesem kim bilir neler derdi Aslan.

Bir süre sonra Annem ve Oğuz da eve gelince onlara da anlattım. Hep beraber salonda oturmuş telefonumu ortamıza koymuş Karan dan gelecek olan videoyu bekliyorduk.

Ve işte o SES!  Bildirim sesi! Hızla telefonu elime alıp mesajı açtım. Karan dan bir video gelmiş. Titreyen ellerim ile videoyu başlatıp önümdeki masaya koydum telefonu. Hepimiz videoya odaklandık.
Videonun sonlarına doğru bir adam kucağında bir kız ile kamera nın açısına giriyor.
Bu kız benim ! Adam yere kızı yatırıp gidiyor! Oğuz videoyu geriye sarıp durdurdu. Adama doğru yaklaştırırdı.

Annem "Bu o" dedi ağlamaklı olan sesi ile.
Telefona dikkatlice bakınca adamın kolundaki bileklik! Bu annemin ve babamın bilekliği! Evlilik yıl dönümünde ikisi de aynı bilekliği aldılar ve o günden beri ikisi de çıkarmadı! Bu babam !










Beğendiğiniz sahnenin altına kalp koymayı unutmayın...
Yorumlarınızı bekliyorum...

LOYA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin