Lütfen satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin. Beni yazarken çok daha motive ediyor. Bekliyorum.
Keyifli okumalar~
-----------
Bazıları severken öldürürler, farketmezler.
Bazıları sevmezken yaşatılar, yine fark etmezler.
-----------Üç gün...
Tamı tamına üç gün geçmişti ve ben hala buradaydım. Üç gündür doğru dürüst odadan dışarıya çıkmamıştım. Alaz odaya gelmemişti. Meyra arada sırada gelip benimle konuşmuştu. Diğerlerinin yüzünü bile görmemiştim. Dördüncü günümün zevkini çıkarıyordum. Duvarlarla konuşarak. Delfin'i özlemiştim. Ailemi çok merak ediyordum. Galiba biraz daha böyle kalırsam kafayı yiyeceğim. Ellerimi yüzüme koydum. Yatakta boş bir şekilde etrafa bakmaktan yorulmuştum.
Odanın her yerini ezberlemiştim. Mesela dolabın yanındaki çekmecenin en alt rafında Meyra, Barın ve Alaz'ın resmi vardı. Bir üst rafında ise benim fotoğraflarım. Gülerken, ağlarken, şaşırırken, sinirliyken her türlü fotoğrafım vardı. Onları gördüğümde aslında Alaz'dan korkmuştum. Ne zamandır beni takip ediyor diye düşünmeden edememiştim. Bu çok kötü bir histi.
Kapının çalınma sesini duyduğumda başımı oraya çevirdim. Galiba kahvaltım geldi ve yine ben yiyene kadar başımda bekleyecekti. Her seferinde gitmesini söylediğimde Alaz'ın bitirene kadar başımda durmasını söylediğini bana hatırlatıyordu.
"Gel." Dedim ve ellerimi yüzümden çektim. Içeri giren kahvaltı tepsisi ile gözlerimi devirdim. Yine yanılmadım.
"Kahvaltı zamanı!" Meyra'nın sesini duyduğumda ona baktım. Gülümseyerek elindeki tepsiyi salladı. Portakal suyu sandığım içecek bardaktan firar ettiğinde Meyra gülerek sallamayı bıraktı. Yanıma geldi ve önüme tepsiyi koyup o da oturdu. Eliyle kahvaltıyı gösterdi.
"Hadi ye." Dediğinde gereksiz bir telaşla elimi portakal suyuna attım. Bir yudum aldığımda ayağa kalktı. Şaşkınlıkla ona baktım.
"Elis sana söylemem gereken bir şey var. Ama bunu sana söyleyeceğimden abimin haberi yok tamam mı?" Dediğinde portak suyunu yuttum ve elimle yatağa vurdum.
"Önce otur." Dediğimde hemen oturdu. "Dinliyorum." Bu üç günde Meyra ile çok yakın bir arkadaş olmuştuk. Bana Barın ile yaşadığı anıları, Bars'ın salaklıklarını, Alaz'ın aslınsa iyi biri olduğunu anlatmıştı. Aslında bunu sorgulamıştım ama sonunda ben de kadar vermiştim. Galiba iyi biriydi, sanırım. Bu nasıl karar vermek Elis? Derin bir nefes alıp Meyra'nın anlatması için ona bakmaya başladım. Bugün başlayaktı herhalde.
"Mezuniyet zamanını hatırlıyor musun? Sizi Kutay mı alacaktı." Hatırlıyor muyum diye bana sorgularcasına baktığında elimle devam et hareketi yaptım. Başını salladı.
"İşte o gün ben de oradaydım. Seni çok merak ediyor ama göremiyordum. İşte o gün seni gördüm. Yalnız çok güzel olmuşsun tebrik ederim. Neyse ben orada sana bakarken abim ise duvara yaslanmış telefonuyla oynuyordu. Sonra bir şey fark ettim. Bir ses. Size doğru gelen bir adam vardı. Abime döndüğümde dikkatli bir şekilde o adama bakıyordu. Gitmek için harekete geçmişti ki kolundan tuttum ve biraz daha beklemesini söyledim. O adam sizi rahatsız etmeye başlamıştı. Niyeti ne diye aklını okumuştum." Biraz durduğunda bana baktı. Sonra gözlerini kaçırdı. Nefes alamadım, devam etmesini söyleyemedim. Hareket kabiliyetimi kaybettim. Bana baktı tekrardan, elini yatağın üstündeki elime koydu.
"Elis sizin hakkınızda çok kötü düşünüyordu. Çok utanç verici şeyler. Yüzümün hali değişmiş olacak ki abim o adamın aklındakileri ona söylemem için direndi. İlk başta söylemeyecektim abimden korkmanı veya nefret etmeni istemedim. Çünkü biliyordum abimin neler yapabileceğini. Ama sonra sizin iyiliğiniz için söyledim. O adamın arkasından başka adamlar gelmeye başlamıştı ama siz göremediniz. Abim onları bir daha tanınamayacak hale getirdi. Sonra da size dadanan o adamın boynunu kırdı. Gerçekten hiçbir kötü niyeti yoktu. Ve bunu sana anlatmamın tek nedeni bu olay yüzünden içinde hala ona karşı bir nefret beslediğini biliyor olmam. Bana inan Elis. Öyle insanlar ölmeyi hak ediyor. Abimin yaptığı az bile."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİRİN GELİNİ
Teen FictionGenç adam, kendisine mühürlediği kızın yanına doğru ilerledi. Kızın kendisine özel kokusu burnuna dolduğunda istemsizce gülümseme yayıldı dudaklarına. Yavaşça yatağına oturdu. Onu uyandırmak istemezdi.. Yüzüne gelen küçük bir saç tutamını parmakları...