12.BÖLÜM ~VÂYE~

18.2K 900 157
                                    

Herkese merhaba. Sizi fazla tutmak istemiyorum. Sadece yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

Keyifli okumalar~

-----------
Kalbiyle mi hareket edecekti?
Yoksa mantığıyla mı?
----------

Gözlerimi açtığımda yüzü bana dönük bir şekilde uyuyan bir Alaz gördüm. Uyurken zararsız görünüyordu. Düzenli nefes alış verişlerini dinlemeye başladığımda gülümsedim. Düne kadar kendimi kesinlikle kısıtlardım. Her şey değişti. Bu günden sonra ne hissediyorsam onu yaşayacaktım. Elimi yavaşça kaldırdım ve alnına düşen saçları geriye doğru attım. Çekmeden elimi yanağına koydum ve ona yaklaştım. Biraz aşağı kayıp elimi yanağından çektim ve beline sardım. Başımı göğsüne yasladım. Sadece buna ihtiyacım vardı. Birisine sarılma ihtiyacım vardı. Alaz eliyle belimi sardığında gözlerimi kapattım.

"Yanımda yatsana bugün, gitmeni istemiyorum."

"İşlerim var küçüğüm."

"Lütfen."

"Tamam, bu güzel kızı üzmek aptallık olur zaten."

Gözlerimi birden açtığımda aklıma bir şey düşmüştü. Küçüktüm, odamdaydım birisini yanıma çağırıyordum. Küçüğüm. Alaz'ın deyişine benziyordu. Başımı geriye doğru çekip Alaz'a baktım. Huzurlu görünüyordu.

Benim gördüğüm hayal meyal kesitler içinde yanımda yatmasını istediğim kişinin sesi Alaz'a benziyordu. Ses benzerliği olmalıydı ya da başka birisi, babam. Babam olmalıydı. Babam bana küçüğüm demezdi. Çocukluğumdan hatırladığım az bir şeyler vardı. Ailem ile birlikte geçirdiğim anılarım çok vardı. Delfin ile de biraz vardı ama Kutay ile fazla yoktu. Hatta bir fotografımın çekildiği zamanı bile hatırlamıyordum. Hatırlamamam normal değildi. Hatırlamam gerekiyordu ama yok işte.

"Kimsin sen?" Kısık sesle konuştuğumda beni duymadı. Başımı göğsüne tekrardan yerleştirdim. Gözlerimi kapattım. Elimi mühürün üstüne koyduğumda bütün vücuduma üzüntü çöktü. Ben bu adamın karısıydım. İsteyip istemem gerekmezdi. Her şey çok açıktı.

Bir vampirin insan karısı..

Derin bir nefes alıp verdiğimde halime güldüm. Nefret ediyorum. Ondan nefret ediyorum. Hatırlat Elis! Kendine bunu hatırlat! Ona alışmak isterken kapılıp gitme diye kendine bunu hatırlat! Burada kaldığım sürece sadece alışmak için. Yoksa ben o derin sularda boğulurdum, kurtaracak kimsem olmazdı. Alaz bile. Çünkü Alaz kurtarayım derken daha fazla öldürürdü beni.

Ellerimi biraz daha sardığımda Alaz kıpırdandı. Galiba onu uyandırmıştım. Kolları beni sıkıca sardığında uyandığını anlamıştım. Sorma, neden sana sarıldığımı sakın sorma. Çünkü cevabını bilmediğim soruları cevaplayamam.

"Küçüğüm." Kısık sesle söylediği şey ile gerildim. Bu kelime hoşuma gittiği kadar beni geriyordu.

"Alaz bugün dışarıya çıkabilir miyim?" Dedim alacağım cevabı bilerek. Asla çıkmama izin vermezdi. Kaçacağımı düşünüyordu. Aslında doğruydu ama burada kalmam gerekiyormuş gibi hissediyordum. Onun yanında. Belimdeki eli aşağı yukarı hareket etmeye başladı. Alacağım cevap beni korkutuyordu aslında. Hayır derse onu ikna etmeye çalışır mıydım? Hayır. Belki de evet.

"Tamam çıkalım." Dediğinde yüzüm düştü. Biliyordum işte izin vermeyeceğini. Bir dakika! Başımı geriye çekip ona baktım. Yüzünde gülücükler saçıyordu resmen. Kehribarları yeni uyandığını belli edercesine iki kez kırpıldığında gülümsedim. Nasıl bu kadar yakışıklı olabiliyordu? Belimdeki bir elini çekip yanağıma koydu. Başını yaklaştırıp anlıma bir öpücük kondurdu. Kalbime kelebekler uçmaya başladığında aptalca ona bakmaya devam ettim. Halime güldü ve yanağımı okşadı.

VAMPİRİN GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin