Yorum yapmayı unutmayın canlar sizleri seviyorum.
Keyifli okumalar~
----------
"Sevmek, kuru odunlar gibi sessiz sakin yanmaktır."
----------Bedenim sanki suyun içinde değil de ateşin içindeymiş gibi git gide yanmaya devam ediyordu. Aramızda geçen her şeyin hıncını alıyorduk sanki. Suyla birlikte yukarı doğru kalkan tişörtümün içindeki ellerin sahibi sanki çizgisini biliyormuş gibi belirli yerlerde dolaşıyordu. Yarın dudaklarımın şişeceğine emindim. Fakat şu an bunun bir önemi yok gibi görünüyordu.
Dudaklarımız sonunda yavaşça birbirinden ayrıldığında nefessiz kaldığımı fark etmiştim. Ciğerlerime derin bir nefes çektiğimde yeterli gelmediğinde derin derin nefes alıp verdim. Gözlerimi yavaşça açtım ve bana parıldayan gözlerle bakan Alaz'a baktım. Benden bir farkı yoktu. O da derin derin nefesler alıp veriyordu. Belimdeki elini yanağıma getirdiğinde gülümseme eşliğinde alnını alnıma dayadı. Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldığında ellerimi boynuna biraz daha sardım.
"Seni asla bırakmayacağım. Sonunda ölüm bile olsa benimsin Elis." Başımı geriye çektim ve gece karasını andıran gözleri ile karşılaştım. Renk değiştirmişti. Bu bile güzel görünüyordu onda.
"Galiba sana fazla alıştım Alaz." Diyerek içimden geçeni söylediğimde ciddileşti. Eli yanağımda hareket etti. Bir süre daha bakmaya devam etti. Bakışlarından bile belli ediyordu bana karşı olan sevgisini. Öyle güzel bakıyordu ki, çiçek olsaydın açardın.
"Hadi gidelim hasta olacaksın." Başımla onu onaylandığımda kendimi geriye çekmek istedim ama buna izin vermeden benimle birlikte nehirden çıktı. Sudan çıktığımız an beni yere indirdiğinde rüzgârın etkisiyle bedenim titredi. Hasta olmasam iyiydi. Üstüme yapışan tişörtümü çekiştirdim. Alaz bana yaklaşıp beni kucağına aldığında ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı. "Ne yapıyorsun?"
"Seni Krallığımıza geri götürüyorum." Göz kırpıp birden hızlandığında başımı omzuna koydum. Gidip yatağıma kavuşmak istiyordum.
◇◇◇◇
"Geldiler. Tanrım şükürler olsun." Kulaklarıma Meyra'nın sesi dolduğunda gözlerimi açmak için zorladım. Meyra'nın ve diğer herkesin bize doğru geldiğini görünce Alaz'a baktım. Bıkkın bir hali vardı sanki. İnmek için kıpırdadığımda bana baktı. Hafif eğilip beni bıraktığında çoktan diğerleri gelmişlerdi bile. Meyra bana doğru yaklaşıp sarıldığında şaşırarak ona karşılık verdim.
"Size bir şey oldu sandım." Benden ayrılıp Alaz'a baktığında kaşlarını çattı. "Abi hadi bu iki gerizekalıya söylemiyorsun ama ben, bana niye söylemedin?"
"Bunu anlarım da, bana niye gerizekalı diyorsun?" Barın şaşkınca öne atıldığında Meyra gözlerini devirerek ona döndü. Bars ikisinin de enselerini tutup gözlerini sonuna kadar açtı.
"Şu veletlere bak sen. Ben sizden büyüğüm ayağınızı denk alın." Diyerekten onları iki yana fırlattı ve Alaz'a doğru yaklaştı. Beni koluyla hafifçe uzaklaştırdığında Alaz'a sarılması ile gözlerimi iki kez kırpıştırdım. Alaz bu hareketine tepkisiz kaldığında Bars değişik sesler çıkararak biraz geri çekildi. "Ama Alaz seni ne kadar merak ettiğimi biliyor musun?" Dedi sesini incelterek ve ondan ciddi bir şekilde ayrıldı. Bu neydi şimdi? Bars az önce ne yapmıştı? Bars hafifçe gülümseyerek kolumdan tutup beni tekrar Alaz'ın yanına getirdiğinde kollarını birbirine bağlayıp bana bakmaya devam etti. "Çok eğleneceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİRİN GELİNİ
Novela JuvenilGenç adam, kendisine mühürlediği kızın yanına doğru ilerledi. Kızın kendisine özel kokusu burnuna dolduğunda istemsizce gülümseme yayıldı dudaklarına. Yavaşça yatağına oturdu. Onu uyandırmak istemezdi.. Yüzüne gelen küçük bir saç tutamını parmakları...