35.BÖLÜM ~KAN GÖLÜ~

4.8K 353 193
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Okunma var ama ne yorum var ne de oy. Lütfen yorum yapmasanız bile oy verin.

Medyadaki şarkıyı bir kez bile olsun dinlemenizi tavsiye ediyorum.

Hadi beklemeyin direkt bölüme geçin.

Keyifli okumalar~

---------
Aşkının çokluğu karşısında eziliken, varlığı karşısında yükseliyordu.
---------

"Sen ne yaptığını zannediyorsun!" Kral Min'in yüksek sesi taht odasında yükselirken Ranga düşmanca gözlerini kıstı. Bir süre adamı süzdüğünde yüzüne maskesini geçirdi. Gülümsemek, duygularını saklamada iyi bir iş çıkarmak ile kalmıyor, karşısındaki kişinin de gardını düşünüyordu.

Gözlerini kısa bir süreliğine etrafta gezdirdi. Beş asker pür dikkat onu izliyorlardı. Ranga, onları kolayca alt edebilirdi fakat ona göre zamanı değildi. Biraz daha beklemesi gerekiyordu. Kral Min, duyduğu haber ile delirmişti ve tüm suçu Ranga'nın üstüne atıyordu. Aslında bir yandan da haklıydı. Ona bağlı olan bir şehiri yerle bir etmişti Valkandros Krallığı. Bu hem Ranga'yı uyarmak, hem de Uskal Krallığını uyandırmak için yapılmıştı. Kral Barbaros, kimseye acımamıştı. Bu ayrıca iki Krallığın kardeşliğinin bozulduğunu ve aralarında savaş ilan edildiği anlamına geliyordu.

"Sen ben izin verdiğim için bu saraydasın! Askerlerimin aklına girip onları yapacaklarına alet edemezsin!" Kral Min bir kez daha gürce konuştuğunda Ranga seslice kahkaha attı. Fakat anında ciddileşerek bir adım daha atıp heybetli bedenini Kralın karşına dikti. "Senin askerin diye bir şey yok Min. Onlar benim askerim. Bu kadar gürültüye ne gerek var."

Sesindeki sakin ton, rahatsız edecek kadar kasvetliydi. Kulaklarda, hoşnutsuz bir hava bırakıyordu ve istediğini kolayca yaptırabiliyordu.
"Benim sarayımda bu ne cüret!" Dedi Ranga'yı iterek. Askerler krallarını savunmak için hazırda beklerken geriye doğru savrulan Ranga, başını iki yana salladı.

"Anlaşma Min." Dedi maskesini hala yüzünde tutarak. Kral Min, Ranga'nın gülümsemesiyle birlikte daha fazla öfke nehrine savrulurken, Ranga ellerini iki yana açtı. "Anlaşma kutsaldır Min. Sen her ne kadar Barbaros ile olanı bozmuş olsan bile."

"Ranga, senin karşında bir Kral var! Sözlerine dikkat et!" Ranga, ellerini yumruk yaptığında, maskesinin altındaki gerçek halini de ortaya dökmüş oldu. Kin, nefret ve intikam... Herhangi birisi tarafından küçük görülmek kendisine karşı bir tehditti. O kimseyi kendinden üstüne koymaz, onlara saygı duymazdı. Ona göre en fazla o vardı.

Kral Min, oğlunun onu nasıl bir duruma düşündüğünü ve ona nasıl izin verdiğini düşünmeden yapamıyordu. Her Krallık kendine göre güçlüydü fakat Valkandros'a karşı durmak, onlara düşman olmak bir nevi yıkım demekti. Uskal Krallığı tüm nefreti üstlerine çekmişti. Bu durum onlara neler getirecek bilmiyordu fakat sonunda gördüğü tek şey yerle bir olmuş Krallığı olacaktı.

Ranga, Krala doğru ilerlediğinde kapının açılması Kral Min'in dikkatini dağıtırken, Ranga bunu fırsata çevirip gizlediği hançerini çıkardı. Kral son anda ona gelen Ranga'yı fark edebilmişti ve savunma yaparak kendini korumaya almıştı. Fakat bu bir işe yaramamıştı çünkü Ranga'nın asıl hedefi o değildi. Yolunu aniden çevirip gelen Kraliçenin boynunu kestiğinde Ranga arasına geçti ve gülümsedi. Askerlerden hiçbir ses çıkmadığına gülümsedi. "Askerlerin ihanet etmeye çok meraklı Min. Sadakat her şeydir, aklında bulunsun."

VAMPİRİN GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin