Keyifli okumalar~
-----------
Kafese giren kelebek.
-----------"Yani sorunun cevabı Elis, ben senin kocanım."
Bedenim istemsizce geriye doğru gittiğinde gözlerimi iki kez kırptım. Okuduğum efsanelerdeki mühür olayını biliyordum ama bu karşılıklı bir sevgi olmalıydı. Beni ne zaman mühürlemiş olabilirdi ki? Hayır. Hayır yalan söylüyor. Ben ona karşı bir şey hissetmiyorum. Beni mühürlemiş olamaz. Yapamaz bunu.
Kehribar gözleri ne tepki vereceğimi merak ediyormuş gibi garip bir ciddiyetle beni izliyordu. Nefesim hızlanmaya başlayınca elim göğsüme, işaretin üstüne gitti. Annem bunun doğum lekesi olduğunu söylemişti bana. Kaç defa nasıl bu şekilde bir doğum lekesi olduğunu sormuştum anneme ama her defasında böyle şeyler olabilir kafaya takma demişti ve ne kadar mantıksız gelse de, büyüdükçe sorgulamayı bırakmıştım. Şimdi ise başka bir adamın göğsünde bende aynı olan bu işaret vardı. Anlamakta zorluk çekiyordum.
"Elis sana anlatmam gereken bazı konular var." Bana elini uzattığında bir adım daha geriye doğru gittim. Yanlız kalmak istiyordum. Hangisi yalan söylemişti. Annem mi? Alaz mı?
Annem neden böyle bir konuda bana yalan söylesin ki.
Peki, Alaz'ın göğsündeki o işaret. O nasıl yalan olabilirdi? Tesadüf demek istiyordum. Ama tesadüf olamayacak kadar gerçek gibi görünüyordu.
Alaz elini geriye çektiğinde biraz önce çıkardığı tişörtü giydi.
"Elis-" dediğinde şimdi konuşmak istemediğim için sözünü kestim.
"Yanlız kalabilir miyim?" Bir süre öylece baktığında, "Lütfen." Diyerek başımı eğdim. Derin bir nefes alarak dışarıya hızlıca çıktığında kapının çarpma sesi ile titredim. Bakışlarım kapıya döndü. Bir süre öylece oraya baktım. Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledim. Biraz önceki kalktığımda yere umutsuzca bakarak tekrardan yerleştim. Bacaklarımı kendime çektim. Ellerimi kendime doladım. Gözlerimi kapattım. Yorganın sıcaklığı ile buluşmaya başlayan bedenim gevşemeye başladığında gözümden bir damla yaş aktı.
'Vampirlerden uzak durun.'
Bir vampir kocam olduğunu söylüyor.
'Size zarar verebilirler.'
Şu ana kadar canımı hiç acıtmadı.
Alaz beni nasıl mühürlemişti? Ne zaman? Okuduğum efsaneler geçmişte bir tarihti. Gerçektiler. Peki, benim kalbim ona ait değilse nasıl beni mühürlemişti?
Elimi doğum lekemin üstüne koydum. Mührün. Altında atan kalbimin ritmini elimde hissettim. Zorlukla bir nefes aldığımda gözümden bir damla daha aktı. Şimdi neden ağlıyorum? Yorganı başımın üstüne çektim.
Doğruluğundan mu korkuyordum? Hayır o yalan söylüyor. Annem bana niye yalan söylesin? Buradan kaçmalıydım. Ne olursa olsun buradan kaçmalıydım.
Yataktan kalktım ve gözümden akan bir damla yaşı hızlıca sildim. Pencereye doğru yöneldim. Gördüğüm yükseklik ile pencereden uzaklaştım ve balkona çıktım. Ne fazla büyük ne de fazla küçüktü. Aşağıdaki insanlar (!) pardon vampirler büyük bir alanda alışveriş yapıyorlardı. Yani sanırım öyle ama çok büyüktü buna eminim.
Ben nereye geldim? Burayı daha önce gördüğümü zannetmiyorum. Derin bir nefes aldım. Ormanın kokusu burnuma dolmuştu bile. Şu an neredeydim? Bir kule? Şato?
Eski olduğu belliydi ama yeni gibi görünüyordu. Bakımlı bir yer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİRİN GELİNİ
Novela JuvenilGenç adam, kendisine mühürlediği kızın yanına doğru ilerledi. Kızın kendisine özel kokusu burnuna dolduğunda istemsizce gülümseme yayıldı dudaklarına. Yavaşça yatağına oturdu. Onu uyandırmak istemezdi.. Yüzüne gelen küçük bir saç tutamını parmakları...