cüret✧

1K 67 44
                                    

·2006·

Günün ilk ışıklarından hemen önce, gecenin en karanlık anında, genç baba canhıraş çığlıklara uyandı. Ne olduğunu anlayamaz halde, uyku sersemliği üzerinde ve yerinden birden sıçramanın etkisiyle yuvarlanır gibi yatak ucundaki beşiğinde uyuyan bebeğine koştu. Aylar geçse de alışamadığı tek şey Scorpius'un gece birden, hiç sebep yokken herkesi uykusunda zıplatacak kadar şiddetli ağlamasıydı.

Bebeği kucağına alıp sallamaya başladı. Asasını aydınlattı; Scorpius'un sakinleşmesine çok yardımı oluyordu. Scorpius'un çığlıkları huzursuz mırıltılara dönüşünce yatağa yaklaşıp uyuyan karısını kontrol etti.

Hava buharlaşacak kadar sıcaktı ama Astoria sanki kar soğuğu varmış gibi yorganına sımsıkı sarılmıştı. Alnında ter damlacıkları birikmiş, saç dipleri ıslanmıştı. Yüzünde huzursuz bir ifade vardı. Draco onun alnına ıslak bir bez yerleştirirken Scorpius annesine doğru hareketlendi. Onu zapt etmek gün geçtikçe zorlaşıyordu.

"Hayır," dedi Draco sessizce, "Anneyi uyandırmayacağız. Çünkü çok yorgun, değil mi?" Scorpius yine ağlamaya başladı. Draco Astoria'yı uyandırmamak için kapıya yönelirken "Acıktığını biliyorum," dedi Scorpius'a. "Ama bu gece anne seni besleyemez. Üzgünüm, bana kaldın." Scorpius küçük tırnaklarıyla yüzünü tırmalarken çabucak odadan çıktı.

"Pekala, bakalım ne yiyebiliriz." Draco dolapları karışırken Scorpius sandalyesinden kurtulmaya çalışıyordu. Daha önce hiç yapmadığı kadar riskli bir şekilde sandalyede ayağa kalkınca Draco onu tutmak için atıldı. Elindeki tabak yere fırlayıp paramparça oldu. Scorpius babasını ne kadar korkuttuğunun hiç farkına varmadan tabağın çıkardığı sese çılgınlar gibi gülmeye başladı.

Draco da onunla birlikte gülerken onu bu sefer yere bırakmaya karar verdi. Gerçi hala riskliydi ama en azından bir yerlerden düşemezdi.

Scorpius yerde kollarını babasına kaldırıp katıla katıla gülerken Draco asasının bir hareketiyle kırılan tabağı yerden topladı. "Komik mi bu sence," dedi gülmekten bayılacak olan bebeğine. "İlginç bir mizah anlayışın var. Gerçi babaların yaptıkları komik gelir değil mi? Ben de babamın hatalarına çok gülerdim. Şimdi o benimkilere gülüyor." Scorpius söylediklerinden hiçbir şey anlamayarak neşeli neşeli gülmeye devam etti.

Az sonra merdivenlerden koşa koşa inen bir ses duyuldu. Astoria hasta olduğu için bir süreliğine yardıma gelen Eleanor mutfağın kapısında belirdi. Draco sorgularcasına ona doğru başını sallarken Eleanor Scorpius'u kucaklayıp yerden kaldırdı. "Ne işiniz var bu saatte burada?"

"Burası benim evim," dedi Draco sorgular bir tonda. "Sanırım istediğim saatte istediğim yerde bulunabilirim." Eleanor Scorpius'u pışpışlarken "Çocuğun uyuması gerek," dedi. Draco güldü. "Hiç bilmiyordum." Eleanor umursamazca kucağında bebekle merdivenlere yöneldi. "Getirir misin buraya," dedi artık kızmaya başlayan Draco, "Karnı aç, yemek vereceğim."

Eleanor sanki kendi çocuğu elinden alınmış gibi bir surat ifadesiyle "Bana niye haber vermedin," diye sordu. Draco sinirli bir nefes verdi. "Neden sana haber vereyim?"

Eleanor tezgaha yaklaşıp Draco'yu kenara itti. Scorpius'u tezgaha oturtup dolapları karıştırmaya başladı. Draco kendi kendine histerik bir şekilde gülerken Scorpius küçük parmaklarıyla babasını işaret edip yanına çağırdı. "Şşş," dedi Eleanor onun eline bütün bir havuç tutuştururken, "Bununla oyalanabilirsin, canım. Birazdan maman hazır olacak."

Draco her ne kadar gecenin bir yarısı Eleanor'la kavga etmek istemese ve onun yarın tüm olanları abaratarak Astoria'ya anlatacağını bilse de Scorpius'un elinden havucu alıp tezgaha fırlattı. "Ona ısırabileceği şeyler vermiyoruz." Eleanor'un şaşkın bakışları altında Scorpius'u kucaklayıp masaya oturdu. "Hazırla," dedi Eleanor'a. Eleanor'un kendini küçümsenmiş hissettiğinin farkındaydı. Bunun çok hoşuna gittiğini inkar etmeyecekti. Madem kurallar böyleydi, o zaman kuralına göre oynayacaktı.

başlangıç · malfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin