·2012·
"Bak anne, bu sensin, bu babam, bu da ben."
Malfoy Malikanesi'nin soğuk zemininde, alçak bir masanın başında Scorpius'la birlikte oturan Astoria, oğlunun sesiyle dalıp gittiği yerden ayrıldı. Karşısına geçip 'Ah, zavallı kızcağız,' gibi cümleler kurmaya başlayan insanlara, yüzüne artık yapışmış gibi duran yalancı samimiyet ifadesiyle gülümsemeye o kadar alışmıştı ki, farkında olmadan Scorpius'a da aynı ifadeyi takınınca küçük oğlan endişeli bir ifadeyle annesini inceledi. "Yüzüne ne oldu anne?"
Astoria bu sefer gerçekten gülümsedi. "Affedersin hayatım, anne nasıl gülümseyeceğini unuttu. Bakayım resmine." Oğlanın heyecanlı kıpırdanmaları başlarken Astoria kağıda ancak bir çocuğun samimiyetiyle işlenebilecek çizgilere daldı.
Aile, bir çocuğun tüm hayatı, bildiği her şey. El ele anne, oğul ve baba. Yamuk yumuk, ama çok gerçek. Astoria yeniden gülümsedi. Scorpius gözlerini annesinden ayırmadan konuştu. "Bizi çizdim. Babamı da çizdim. Burada mutlu bak! Eskiden olduğu gibi."
Astoria'nın içi sızladı bir an. Gülümsemesi silinir gibi oldu. Draco'nun mutsuz ve gergin hali, yüzünden gülümsemesini, tavırlarından samimiyetini alıp götürmüş gibiydi, ki herkes aynı şekildeydi, Astoria onu suçlamıyordu. Bunun oğullarına yansımasını istemezlerdi, ama Scorpius hisli bir çocuktu, ondan kaçmazdı.
Tam Scorpius'tan başka kimsenin inanmayacağı bir 'süper baba' tasviri yapacaktı ki, çalışma odasından beklenen kıyamet koptu. Lucius'un küfürler eşliğinde haykırışı tüm malikaneyi doldururken Astoria kayinvalidesiyle göz göze geldi. Narcissa, yani, ne bekliyordun, der gibi kafasını salladı. Astoria dudaklarını ısırıp ağzını kapalı tutmayı tercih etti. Bir gün Draco'yu suçlamanın bir işe yaramayacağını fark edeceklerdi. Astoria bunu denemiş, sonrasında bin pişman olmuştu.
"Babama mı kızıyor," diye sordu gözleri kocaman açılmış Scorpius. Keşke böyle sorular sormasan, diye düşündü Astoria, ne de duygusal bir çocuğum var. "Hayır canım, babana kızmıyor. Sorun yok." O sırada sanki çok gerekiyormuş gibi Draco da bağırmaya başladı. Scorpius yutkundu.
Astoria sıkkın bir nefes verdi. Masaya vurulur gibi bir ses duyuldu, onu daha fazla hakaret takip etti. Astoria ortalığı biraz sakinleştirmek için ayağa kalkmaya yeltendi. "Gitme," dedi Narcissa keskin bir sesle. Astoria sorgular gibi ona baktı, ama o dergisinden başını kaldırmadı. Astoria'dan bir ses çıkmayınca da devam etti. "Sence senin karıştığın bir tartışmada Lucius'un sakinleşmesi mümkün mü? Ortalığı daha fazla karıştırırsın sadece."
Haklıydı. Astoria istemeye istemeye yerine çöktü. İçeride ne konuşulduğunu duymaya çalıştı. "Yapabileceğim her şeyi yaptım baba!" Draco'nun sesi çatlıyordu, belli ki sinirden. "Bakanlıktaki herkesle görüştüm, biliyorsun! Bana söyledikleri bir şey yok. Geçiştiriyorlar."
Lucius boğuk bir sesle sırasını devraldı. Ne dediği tam duyulmuyordu. Astoria Narcissa'ya çaktırmadan kapıya biraz yaklaşmaya çalıştı. "... bir işi de düzgün becersen zaten..." Draco bastırdı. "Görüyorsun ne zamandır konuşmuyorlar zaten. Unutulacak."
Lucius yalancı bir kahkaha attı. "Unutulacakmış! Hah!" Astoria istemsizce kafasını iki yana salladı. Bu konuda Lucius'la aynı fikirde olmak istemezdi ama gerçekler de ortadaydı. Draco'nun umutlu olmasını anlayabiliyordu. Ama Astoria'ya göre gerçekte o da söylediklerine inanmıyordu. Ailesini yatıştırmaya çalışıyordu sadece.
"Babam niye o kadar kızgın," diye fısıldadı Scorpius, sesini karşı koltukta oturan büyükannesine duyurmamaya çalışarak. Delik kulak Narcissa'dan kaçmazdı tabii. Gözlerini kısıp ince kaşlarını havaya kaldırdı. Muhtemelen içinden birilerine lanet okuyordu. Astoria kayınvalidesine gülümseyip (evet yalancı ifadesiyle gülümseyip) oğluna sokuldu. "Babanın işleri biraz yoğun, gülmeye pek vakti kalmıyor hayatım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
başlangıç · malfoy
Fanfiction"Annenin en çok hangi yanını severdim, biliyor musun? Her zaman karanlıkta bir ışık bulmamı sağlayabiliyordu. Dünyayı, en azından benim dünyamı, daha az - hangi kelimeyi kullanmıştın - kasvetli kılıyordu." "Öyle mi?" "Sandığımdan daha çok şey almışs...