·2008·
"Pasta isterim! Pasta!"
"Henüz değil."
"Pasta!"
"Hayır dedim sana."
"Ba-na-ne!"Astoria burnundan sert bir nefes verip pastayı tezgaha kaldırdı. "Draco! Buraya gelip Scorpius'u alır mısın artık!" Scorpius sızlamaya devam ederken Draco yetişti. Yerde tepinen oğlunu kucaklayıp kaldırınca Scorpius annesini ona şikayet etmeye başladı. "Babacım! Pasta! Annem versin!" O boynuna sarılırken Draco ona yalancı üzgün bir ifadeyle baktı. "Anne haklı olabilir. Birazdan, herkes gelince istediğin kadar pasta yiyebilirsin. Sonuçta bugün senin günün." Scorpius küçük omuzlarını silkip yeniden babasının boynuna sarıldı. "Şimdi!"
Astoria kafasını iki yana sallayarak bardakları bahçeye götürmek için tepsiye dizerken, "Yorucu bir çocuk oluyorsun Scorpius," diye söyleniyordu. Draco onda bir an kendi annesini gördüğüne emindi. Kendi çocukluğu aklına gelince yüzünde istemsiz bir gülümseme oluştu.
Anılara dalmak üzereydi ki Scorpius'un kulağına fısıldamasıyla gerçeğe döndü. "Annem gitti babacım, hadi versene." Draco gözlerini iyice açıp bir iç çekti. "Annenden gizli mi yiyeceğiz?" Scorpius yaramaz gülüşüyle kafasını salladı. "Ama anlamaz mı?" diye sordu Draco. Scorpius telaşla başını iki yana salladı. "Annamaz ki!"
"Bu çok riskli bir görev," dedi Draco. Scorpius heyecanla ellerini birbirine vurdu. Draco kucağında oğluyla tezgaha yaklaştı. Parmağının ucuyla kremadan biraz alıp Scorpius'a uzattı. "Şimdilik bununla idare et. Pastayı bozamayız." Scorpius kollarını önünde bağlayıp sırtını babasına çevirdi. "Hıh!"
"İstemiyor musun?" Scorpius bu sefer de omuz silkti. "Tamam," dedi Draco, "O zaman ben yerim." Parmağını ağzına götürüyormuş gibi yaparken Scorpius gözünün ucuyla onu takip etti. Tam zamanında birden dönüp babasının parmağını yakaladı. "Benim!" O parmağını yalarken Draco alnına kocaman bir öpücük kondurdu. "Sabırlı olmayı öğrenmen gerek."
"Hıh!" dedi Scorpius yeniden Draco'ya sarılıp omzuna yatarken. "Ben büyük oldum! Yerim!" Draco bahçe kapısına yürürken onun bu sözlerinde gerçeklik payı olduğunu biliyordu. Bugün iki yaşında, sonra bir bakmışsın on iki olmuş. Bir gün de fark edersin ki artık babasına ihtiyaç duymuyor.
Zaman ne de hızlı akıyordu, sonu gelmeyecekmiş gibi!
๑
"Biricik yeğenim için astronomi seti aldım. Yıldızları seversin değil mi Scorpius?" Teyzesinin hediyesi olan teleskopu görünce Scorpius'un ağzı şirin bir "o" şeklini aldı. "Annecim bak!"
"Çok güzelmiş canım. Teyzene teşekkür ettin mi?" Scorpius utanıp annesine iyice sokuldu. Daphne bunu bir teşekkür olarak kabul edip gururla gülümsedi. "Vestia seçti bunu senin için." Babasının kucağındaki Vestia hiç oralı değildi. Kafasını bir o yana bir bu yana çevirip duruyor, sıkıntıdan patlayacak gibi görünüyordu.
Astoria Scorpius'u yere bırakıp kuzenine doğru yönlendirdi. "Hadi biraz oynayın bakalım," dedi sevecen sesiyle, "Ne zamandır görüşmüyorsunuz, özlemediniz mi birbirinizi?" Scorpius paytak paytak kuzenine yürürken Vestia da mutlulukla babasının kucağından yere atlayıp koşmaya başladı.
Draco o ikisini birlikte görünce acaba Scorpius'un bir kardeşi olsa nasıl olurdu diye düşünmekten kendini alamıyordu. Minik bir kızları olsa, babasının peşinde koşuştursa, Draco ona birbirinden güzel elbiselerle oyuncaklar alsa, bukle bukle saçlarını tarayıp süslese..
Son günlerde nereden geldiğini hiç bilmediği halde, boş kaldığı her an bu fikir sürekli aklında dolanıp duruyordu. Scorpius'u çok fazla seviyordu, her şeyden fazla. Ama bir yanı da çılgınca, bir kız çocuğu istiyordu. Tabii ki olacağından değil, bu yükü asla Astoria'ya yükleyemezdi. Ama tatlı düşüncesi kalbinin bir köşesine yerleşmişti işte. Kendi kendine, olmayan kızıyla ilgili bir şeyler hayal edip mutlu oluyordu. Bunu Astoria'yla paylaşmak istese de, iki sebepten bu konuyu asla açamazdı. Bir, Astoria bunu ciddiye alıp gerçekten çocuk isteyebilirdi ve iki, hayatında asla çocuk istemeyen bir adamın ikinci çocuğu istemesi çok fena tükürdüğünü yalamak olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
başlangıç · malfoy
Fanfiction"Annenin en çok hangi yanını severdim, biliyor musun? Her zaman karanlıkta bir ışık bulmamı sağlayabiliyordu. Dünyayı, en azından benim dünyamı, daha az - hangi kelimeyi kullanmıştın - kasvetli kılıyordu." "Öyle mi?" "Sandığımdan daha çok şey almışs...