·2015·
Gözüne vuran sabah güneşi Scorpius'u rahatsız ediyordu. Huysuz huysuz yatağında doğrulup kafasını kaşıdı. Acaba annesi ve babası uyanmış mıydı? Saate baktı. Babası ona saat okumayı öğretmişti. Küçük çubuk 9'u gösteriyordu. Büyük çubuğun kaçı gösterdiğini bulmak içinse kenardaki küçük yuvarlakları sayması gerekiyordu. 12. Uyanmak için yeterince iyi bir saat. Zıplayıp yataktan çıktı, koşa koşa anne babasının odasının yolunu tuttu.
Odaları yan yanaydı. Yatak odasının kapısı aralıktı. Scorpius başını içeri uzattı. Annesi uyuyordu. Babası da yatakta oturmuş, gazetesine göz gezdiriyordu. Scorpius kapının arasından parmaklarının ucunda içeri süzülürken kapı gıcırdadı. Babası sesle dönüp onu fark edince parmağını dudaklarına götürüp sessiz olmasını işaret etti. Scorpius da mahcup mahcup kafasını sallayıp aynı hareketi tekrar etti.
Parmaklarının ucunda yaklaşıp yavaşça yatağa çıkarken babası gözleriyle onu takip ediyordu. Scorpius ikisinin arasına girip oturdu. Bakışlarını bir annesine bir babasına çevirip dururken, "Annen gece biraz rahatsızlandı," dedi babası. Scorpius başını sallayıp annesinin yanına uzandı.
Annesinin neden hep hastalandığını anlayamıyordu. "Büyükler bazen hastalanır," demişti babası. Ama kendisi hiç hastalanmıyordu, hem de o annesinden daha büyüktü. Orada hareketsiz kalmaya çalışarak yatarken Scorpius, büyüyünce hastalanmanın nasıl olduğunu düşünmeye başladı.
Kendisi hastalandığında annesi ona sarılıyor, yanaklarından ve ellerinden öpüp ona şakalar yapıyordu. Ama annesi hastalandığında ona kimse şaka yapmıyor, onu neşelendirmeye çalışmıyordu. Annesi sürekli uyuyordu. Scorpius'un onun yanına gitmesine bile izin verilmiyordu. Bu zamanlarda babası çok kızgın oluyor, eve sürekli şifacılar gelip gidiyor, bazen de Eleanor gelip onlarda kalıyordu. Scorpius Eleanor'u seviyordu ama o ve babası çok kavga ettikleri için Scorpius onun gelmesini hiç istemiyordu.
Annesi uykusunda mırıldanıp gözlerini sıktı. Babası ona dönüp dikkat kesildi. Biraz sonra annesi yine gevşeyince tekrar gazetesine döndü. Bir süre daha sessiz geçti. Scorpius arada bir duvardaki saate bakıyordu. Kimsenin bir şeyler yapası yoktu galiba.
Sonunda dayanamadı. "Baba," diye fısıldadı. Babası gözleri hala gazetesindeyken, Scorpius'un devam etmesi için mırıldandı. "Acıktım." Babası sanki kendisinin de aç olduğunu fark etmiş gibi yüzünü buruşturdu. Gazetesini katlayıp kenara koydu ve başının bir hareketiyle Scorpius'a kalkmasını işaret etti. İkisi mutfağa yol alırken Astoria uyumaya devam etti.
๑
Sessiz sessiz kahvaltılarını yaptılar. Babası Astoria için de bir tepsi hazırladı. O tepsiyle önden giderken Scorpius da küçük adımlarıyla onu takip etti.
Annesi yatakta yoktu. Babası sabahtan beri ilk kez gülümsedi. "Uyanmış." Onun rahatlaması Scorpius'u memnun etti. O da kocaman gülümseyerek babasına baktı.
Az sonra annesi banyodan çıktı. Onları görünce yorgun yüzüyle gülümsedi. Ayakta zor duruyor gibi görünüyordu. Babası onu tutarak yatağa yaklaştırdı. Annesi yorgun argın yatağa uzanıp nefesini toparladıktan sonra, gülümseyerek kollarını Scorpius'a uzattı. Scorpius da hemen koşup kendini onun kollarına attı.
"Günaydın bir tanem," dedi annesi onu öperken. Scorpius ona sımsıkı sarılıp, güç verdiğine inandığı öpücük ritüeline başladı. Önce sağ yanak, sonra alın, sol yanak ve burun. Annesinin gözleri kocaman açıldı. "Kendimi hiç olmadığım kadar güçlü hissediyorum." Scorpius onu iyileştirmenin verdiği gururla geri çekilip arkasına yaslandı ve annesinin kahvaltısını yapmasına müsaade etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
başlangıç · malfoy
Fanfic"Annenin en çok hangi yanını severdim, biliyor musun? Her zaman karanlıkta bir ışık bulmamı sağlayabiliyordu. Dünyayı, en azından benim dünyamı, daha az - hangi kelimeyi kullanmıştın - kasvetli kılıyordu." "Öyle mi?" "Sandığımdan daha çok şey almışs...