✧acı

638 52 113
                                    

·2010·

Draco'nun eve döndüğünde karşılaştığı manzara bir şeylerin yanlış gittiğini göstermeye yeterdi. "Ben geldim," diye seslendi pelerinini çıkarırken. İçeriden ses gelmedi. Draco merakla salona girdi. Korktuğu gibi bir olay olmamıştı anlaşılan. Astoria şöminenin önünde, kapıya arkası dönük halde oturuyordu. Hastalanmış olamazdı herhalde. "Canım, ben geldim," dedi yeniden ona yaklaşırken. Etrafta cıvıldayan bir ses eksikti. Normalde o kapıdan girer girmez bacaklarına sarılan oğlu ortalarda görünmüyordu. "Scorpius nerede?"

Astoria konuştu ama sesi Draco'yu ürküttü. "Onu malikaneye yolladım." Draco'nun içine bir kurt düştü. Birkaç saniye kadar olduğu yerde kaldı ve yanlış giden bir şeyler olup olmadığını düşündü. Koltuğa yaklaşıp arkasında durdu, ellerini Astoria'nın omuzlarına yerleştirdi. "Astoria?" Astoria cevap vermedi. Kesinlikle çok kötü bir şey olmuştu. Koltuğa otururken Draco ondan yayılan gerginliği hissedebiliyordu sanki. Boğazını temizleyerek konuştu. "Astoria, birine mi bir şey oldu? Yoksa rahatsız mı hissediyorsun?"

Astoria ağır hareketlerle boynunu döndürürken Draco iyice gerildi. Sonunda göz göze geldiklerinde ise keşke ölseydim de onu bu halde görmeseydim, diye düşündü.

Astoria'nın yüzünde daha önce görmediği bir ifade vardı. Kızgındı, kesinlikle çok kızgındı. Gözleri kıpkırmızıydı, sanki içlerinde ateş vardı ve belli ki ağlamıştı. Yüzü tiksintiyle kasılmış gibiydi. Saçlarını tepesinde sımsıkı toplamıştı, bu da yüzünü daha gergin gösteriyordu. Elleri sımsıkı yumruklar halinde kucağında duruyordu. Draco yutkundu. Sakinleştirmeye çalıştığı sesiyle, aklına gelenin başına gelmemesi için dua ederek konuştu. "Yolunda olmayan bir şeyler mi var?" Kesin öğrendi, diye düşündü bunu sorarken.

Astoria arkasına yaslayıp kollarını göğsünde kavuşturdu. Gözlerini rahatsız edici seviyede kısarak yargılayıcı bir ifade takındı. "Bana söylemek istediğin bir şey var mı Draco?" Draco'nun aklı başından gitti sanki. Bir anda nefes nefese kaldı, ağzını açıp da onun neyden bahsettiğini soramadı bile. O gergince başını iki yana sallarken, Astoria burnundan alaycı bir nefes verdi. "Son günlerde Gelecek Postası'na bakmadın mı hiç?" Astoria'nın sesi giderek derinleşiyordu ve bu Draco'nun gerçekten hiç hoşuna gitmedi. "Ne olduğunu söyleyecek misin artık," diye sordu. Böyle ters cevap verirse muhtemelen kavga çıkacaktı ama artık sinirlenmeye başlıyordu. Kesin öğrendi.

Astoria derin bir nefes alıp yan tarafına uzandı. Tekrar yerine yaslandığında elinde bir gazete tutuyordu. Draco göz ucuyla başlığı okumaya çalıştı. Malfoy Varisi Krizi.

Eyvah!

Draco nefesini tuttu. Kendini bu ana hazırlamamıştı. Nasıl bir ahmaklık etmişti de bu suçlamaları Astoria'dan sonsuza kadar saklayabileceği fikrine kapılmıştı ki? "Astoria, ben-" Astoria konuşmasına izin vermedi. Gazeteyi eline tutuşturup hızla ayağa kalktı. Kollarını önünde bağlayıp camdan bakmaya başladı.

Draco gözlerini gazeteye çevirdi. Birinci sayfa boydan boya tek haberle kaplıydı. Sayfanın tam ortasında Draco'nun nerede, ne zaman çekildiğini bilmediği çirkin bir fotoğrafı duruyordu. Yüzünde tuhaf bir gülümseme vardı ki buna gülümseme denirse, daha çok yüzü kasılmış gibiydi. Gözleri kısık ve parlak; sanki az önce bir soygun sırasında yakalanmış utanmaz bir hırsız gibi görünüyordu. Kendini okumaya zorladı ama kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, odaklanamıyordu. Titrek bir nefes alıp başlığa göz attı.

Malfoy Varisi Krizi
Söz, karışık ve belki biraz karanlık ailelerden bahsetmeye gelince Malfoy'lar başı çeker. Son Büyücü Savaşında gözden düşen Malfoy'lar, her ne kadar adlarını aklamayı başarsalar da, hala tam olarak geçmişlerinden paçayı kurtarabilmiş değiller. Son günlerde ortaya atılan bir iddia sözkonusu ailenin başına adeta bir kara bulut gibi çöktü.

başlangıç · malfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin