Bölüm birazcık uzun bol bol yorumlarınızı bekliyorum aşklarım 😘
Jisoo anlatımı
"Ne yapıyorsun Chaeyoung?" Dedim titreyen sesim ile. "Düşün bakalım ne yapıyorum? Yaptığın hataları bir gözden geçir bakalım." Dedi ürkütücü sesiyle. Benim yaptığım kötülükler cidden fazla ama hangisi onu etkiliyor ki?!
Beni o bu halim ile kabul etmişti! Yada etmemiş miydi...? Gözlerimden yaşlar düşmeye başlarken onun gözlerinin en içine bakıyordum. "Ne oldu söyle Chaeyoung? Ne yaptım?" Dedim zorla da olsa.
Kulağıma yaklaştı ve fısıltılı sesiyle konuştu. "Her yıl kutladığımız,ikimizin tanışma yıldönümünü unuttun Kim Jisoo. Bu gün bizim tanışma yıldönümümüz." Dedi. Gözlerim bir anda açıldı. O ise bende uzaklaşıp kahkalar ile gülmeye başladı!
Oyuna getirildim sanırım. "Aynı zamanda sana gerçekten kalbimden gelen evlenme teklif ettiğim gün olacak." Diye içeri girdi Jin. Arkasından da diğerleri girdi. Işıkları kapattılar, ellerinde kalpli mumlar tutuyorlardı. Rosé Beni ortaya doğru çekti.
Bizimkiler etrafımı sardılar. "Her ne kadar sen unutmuş olsan da, tanışma yıldönümünümüz kutlu olsun unnie!" Dedi ve heyecanla kollarını boynuma sardı.
Bende ellerimi beline doladım. Bir sarılmanın ardından o da diğerlerinin arasına girip elinde bir mum ile yanımda beliren, Jin ve bana bakmaya başladı.
"Tanrı belanızı versin! Rosé'yi bir an öyle görünce nasıl korktum,nasıl üzüldüm, nasıl hayal kırıklığına uğradım tahmin edemezsiniz!" Dedim sinirle. Onlar ise sadece gülmüştü.
Jin ise ellerimi tuttu. Gözlerimi ona çevirdiğimde gözlerime çok yoğun bakmıştı. Bir anda içim titremişti cidden. Önümde diz çökmesini ve arkasındaki bordo kadife kutuyu çıkarmasını dikkatle izledim.
"Dur bayılacağım!" Diye bağırdım bir anda. Bir ara vermezse eğer cidden bayılacaktım ve en güzel günlerimden biri mahvolacaktı! "Tamam sakinim devam et." Dedim bir süre sonra sakinleşince.
Diz çöktü ve devam etti. "Kim Jisoo,sana yaptığım herşeye rağmen beni sonsuza kadar sevip,benimle bazı gerizekalıların bakışları altında olsak da evlenir ve benimle beraber onların ağzına sıçar mısın?" Dedi. Hiç normal bir teklif değildi ama hangimiz normaliz ki teklif normal olsun.
Dolu gözlerimle gülümseyen yüzüme daha da büyük bir gülümseme geldi. "Bana yaptığın herşeye rağmen,seni sonsuza kadar sevip, gerizekalıların bakışları altında evlenir ve onların ağzına sıçarım!" Der demez kalkıp bana sarıldı. "Biraz bize ayıp ettiniz ama olsun. Amca olacağım yakında lan! Hızlıca çocuk yapın aq bekleyemem ben." Dedi Tae.
Onu hiç takmadım. Jin, hayatımı verebileceğim yüzüğü parmağıma taktı. Daha sonra dudaklarımız birbirine değdi bir anda. Çünkü Jackson ve Bambam ikimizi arkamızdan itmişti. Jackson kalçasıyla kalçama vurarak itmişti beni ama Bambam Jin'i götüne vura vura bana itmişti.
"Güzel göt güle güle kullan Jisoo." Dediğini duydum. "Jennie unnieninkisi daha güzel iddiaya açık."
"Ayy hoşt artık! Götümü rahat bırakın o sadece benim!" Tam o sırada biz öpüşmemizi bitirmiş ona dönmüştük ki Jennie ve Yoongi'nin göz göze geldiğini gördüm. Kocaman bir kahkaha attım. Kimse görmediği için deli misin bakışları atıyordu. Jennie ve Yoongi ise hala kaçamak bakışlar atıyordu birbirlerine.
"Hadi itiraf edin, sevgili olduğunuzu biliyorum." Dedim. Ortam bir anda çok sessizleşti ve çoğu kişi göz göze geldi. "Yuh,hepiniz sevgilisiniz değil mi? Ben sadece Jennie ve Yoongi için demiştim ama hepimiz oltaya düştünüz." Dedim ve tekrar güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Left Alone | Jinsoo
Fanfiction"Beni nikâh günümüzde, nikâh masamızda yanlız bıraktın. Ve ben sadece bekledim. Ama ne oldu biliyor musun,sen gelmedin ve ben o gün, o masada öldüm Kim Seok Jin..." Bunları bu kadar sakin ama acılı söylemesi canımı çok yakıyordu. Ben,beni seven karş...