2.8

198 23 40
                                    

Jisoo anlatımı

"Dondurma alalım mı?" Diye bir soru yönelttim Jin'e. "Olur tabii ki,ben alıp gelirim. Her zamanki gibi naneli istiyorsun değil mi?" Şirince gülümseyip başımı salladım. O da gülümseyip kalktı. Güneşlenip onun gelmesini beklerken telefonum çaldı. Arayana baktığımda Lisa'nın olduğunu görüp hemen açtım.

"Biz geliyoruz~" Dedi tatlı bir sesle. Of'ladım ardından konuştum. "Aman gelin,eksik kalmayın. Neyse,ne zamana gelirsiniz? Otelin konumunu da atarım sana kapatınca." Garip bir ses çıkardı. "Havaalanındayız,Bang Chan baklava buldu. 10 dakikadır oturduk hepimiz onu bekliyoruz, işi biterse 4 saate oradayız,ama Bang Chan sayesinde bir yarım saat daha burada kalacağımızı düşünüyorum. Neyse zaten uçak 1 saat ertelendi." Bang Chan ve baklava aşkı... "Anladım, görüşürüz o zaman." O da veda edip telefonu kapattı. Konumu atıp telefonumu yerine bıraktım.

Hala daha Jin'i bekliyordum. 15 dakika falan olmuştu gideli. Etrafı gözlerimle taradım. Arkamı döndüğümde buraya geldiğini gördüm. Beni görüp gülümsedi,bende onun gülümsemesiyle aptal aptal sırıtmaya başladım ki,bir kız Jin'e doğru ilerlemeye başladı. Kıskançlık triplerine girecek değilim,onu asla kıskanmam çünkü o zaten benim sevgilim. Hatta kocam olacaktı da malum siktir olup kayboldu bir anda... Neyse kıskanmam yani,asla ulaşamayacakları kişiye yaklaşıyorlar diye niye kıskançlık krizine gireyim?

Her yıl benzer durumlar başımıza gelir ama umursamayız, kıskanmayız. En çok bu özelliğimizi seviyorum sanırım. Ama şuan kız sevgilime yapışıp kaldığı için tabii ki ayırmalıyım! Ayağa kalkıp sıcak kumun üstüne basa basa yanlarına ilerledim. "Hemen buradan ayrılır mısın? Yoksa ben ayırırım,eğer bu olursa da şu an ki halinle ayrılmış olmazsın." Kollarımı birbirine bağlayıp kıza bakmaya başladım.

"Sen kimsin?" Dedi garip bir yüz ifadesiyle. "Şuan numarasını almaya çalıştığın adamın sevgilisiyim,bir saniye pardon nişanlısıyım!" Diyip yüzüğümün olduğu elimi havaya kaldırdım. Yani teknik olarak nişanlısıyım. Evlenme teklifi etti,kabul ettim, düğünümüz olacaktı ama gelmedi -bunu belirtmekten vazgeçmeyeceğim- hala ayrılmadığımıza göre ve yüzük bende olduğuna göre nişanlıyız.

Kızın dudakları 'o' halini aldı. Daha sonra arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı. Alaycıl ve sinsi bir şekilde gülüp nişanlıma döndüm. "Bizimkiler geliyor." Diyip elinden dondurmayı aldım. "Bekliyordum zaten. O yüzden telefonları açtık ya." Diyip kahkaha attı. Bende ona katıldım. Ardından dondurmamdan bir kaşık aldım. Boşta kalan elimi tuttu. Birlikte yerimize ilerledik ve şezlonglara yeniden uzandık.

-------

"Sevgilim! Bizimkiler gelmiş, aşağıda oda ayarlıyorlarmış." Diye seslendim Jin'e. "Hadi bakalım, umarım eğlenceli geçer başımıza olay almayız." Diyip göz devirdi. "Umarım." Dedim bende. Kısa bir süre sonra odanın kapısı çalındı. Hemen kalkıp kapıyı açtım. Karşımda abim dikiliyordu. Onu arkasındaki kalabalığı görebiliyordum. Odalarına gidiyorlardı.

"Nasılmış bakayım kardeşim? Bu şerefsiz yine kaçıp gitti mi bir yerlere?" Arkama dönüp Jin'e baktığımda gözlerini suçlulukla açmış dudaklarını büzmüştü. "Bir daha bırakmak,gitmek yok. Lütfen artık yüzüme vurup durmayın. Hem ben senden büyüğüm Jinyoung!" Sonda inatçı kavgacı gibi olan tipine dönmüştü. "Orasıyla ilgilenmiyorum, kardeşimden uzak dur o zaman ki yapmayacağın şey değil. Kızı nikah masasında bıraktın şerefsiz!"

Göz devirip sakin sesle konuştu. "Artık öyle bir şey yapmayacağım. Yaptığım için de çok pişmanım,zaten dövdün beni hala dövmek mi istiyorsun? Attığın tekmeyi hala hissediyorum be!" Abim of'layıp başını iki yana salladı ve dönüp gitti. Koridora kısa bir bakış attığımda bizimkilerin koridoru tamamen doldurduğunu gördüm.

You Left Alone | JinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin