02

15.1K 1.7K 796
                                    

_

Kafasını hafif çevirdiğinde gölün hemen kıyısında bulunan büyük kayanın üstündeki kaplanı gördü. Az öne su içmesine rağmen boğazı kurumuş ve nefes alması zorlaşmıştı. Göz bebekleri büyürken bakıştığı kaplandan bakışlarını ayırıp hızla kıyıya yüzmeye başlamıştı.

Üstünü giyinirken küfürler mırıldanmayı unutmuyor ve eli ayağına dolaşıyordu. Düğmelerini ilikleyemediği gömleği ile kaçmaya çalışırken normal bir kaplandan üç kat daha büyük olan gövdesiyle genç pilotun önüne atlamıştı. Geriye doğru savrulan bedeniyle yumuşak kumların üstüne sertçe düşmüş ve ayaklarını kullanarak geriye gitmeye çalışıyordu.

Durmak zorunda kaldığında göğsü hızla inip kalkıyor ve korku dolu gözlerle karşısındaki kaplanın yeşil gözlerine bakıyordu. Kalbi deli gibi atarken ona doğru yaklaşan kaplandan uzaklaşamıyordu. Dibine kadar giren iri kaplanla bir an nefes aldığını unutsa da, kaplanın burnundan üflediği nefesle genç pilotun önüne gelen siyah ıslak tutamlar geriye gitmiş ve gözlerini kırpıştırmak zorunda kalmıştı.

Kaplan yüzüne doğru bir kez daha hırladığında korkudan teni solgunlaşmış olan genç hızla konuşmaya başlamıştı. "Lütfen, lütfen beni yeme!" Kaplan öne doğru atılmış ve burnunu gencin hızla inip kalkan göğsüne sürtmüştü. Tekrar hırladığında genç sıkıca gözlerini kapatmıştı.

"Yemin ederin ben bir şey yapmadım. Lütfen, ölmek istemiyorum."

Kaplan burnunu gencin göğsünden uzaklaştırmış ve kapalı gözlerine bakmıştı. Ondan uzaklaşırken dizlerini kırarak hemen yanına çökmüştü. Genç, kendisinden uzaklaşan sıcaklık ile gözlerini aralamış ve yanındaki iri bedeni görmesiyle sıçramıştı. Ormanın derinliklerine bakan kaplanın dikkatini dağıtmadan yanından uzaklaşmaya çalışsa da hırlama sesiyle durmuş ve yavaşça arkasına dönmüştü.

İri kaplan kafasıyla kendi sırtını işaret ettiğinde Jeongguk'un kaşları kalmış ve dudaklarını aralanmıştı. Fazlasıyla şaşkındı.

O kaplan ne yapıyordu öyle?

"N-ne istiyorsun?"

Kaplan cevap olarak tekrardan sırtını işaret ettiğinde Jeongguk kaşlarını daha da çok kaldırmıştı. "Sen beni anlayabiliyor musun?!" Bunun karşılığında ise iri yeşil gözlerini devirdiğini görmüştü. Yavaşça ona yaklaşırken bacakları titriyor ve kalbi göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi atıyordu.

Elini kaldırıp kahverengi tüylere dokunduğunda gülümsemesine engel olamamıştı. Hoş hissediyordu ve bunu ilk kez tadıyordu. Çünkü her zaman iri kaplanlara dokunmuyordu ya. Destek alarak yavaşça sırtına çıkmıştı. İri bedenin bir anda havalanması ile sıkıca sarılmış ve uzun tüyleri kavramıştı.

İri kaplan hızla onu inine götürürken Jeongguk, yolculuk boyunca hiç gözlerini açmamıştı.

_

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Plane Crash × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin