24

7.7K 832 584
                                    

_

Yoongi şaşkınca bir arkadaşına bir de yatağında uzanan iri kaplana bakıyordu. Ağzından güçlü bir çığlık kaçtığında kaplan hızla kafasını kaldırmış fakat Yoongi'yi görünce iç güdüsel olarak insan formuna geri dönmüştü. Ve bunu gören Yoongi damarlarındaki adrenaline daha fazla dayanamayıp kapının eşiğine bayılmıştı. Hemen arkasından Namjoon içeriye girdiğinde üzerini örtmeye çalışan Taehyung'u gördüğünde pek şaşırmamıştı. Daha sonra gözleri yerde baygın bir şekilde yatan arkadaşına çevrilmişti.

"Sizi yatakta bastığı için mi bayıldı? Salak bu."

Jeongguk nefes almakta zorlanırken Namjoon zar zor yerdeki bedeni kaldırmış ve yatakta şaşkınca duran ikiliye çevirmişti bakışlarını. "Sizde gelin hadi. Şaraplar hazır, biraz kafayı bulalım." Jeongguk hızla başını salladığında Namjoon arkadaşını sürükleyerek odadan çıkarttığında kapıya kapatmıştı. İkilinin bakışları gergince birbirlerini buldu. "Ne yapacağız şimdi?" Jeongguk derin bir nefes aldı.

"Kedi suratlı arkadaşımı şizofren yerine koyacağız."

.

.

.

Herkes elindeki şarap bardağından küçük yudumlar alırken Yoongi hala baygındı. Namjoon geriye doğru yaslandı. "Taehyung, rahatsız olmazsan dört yılını nasıl ormanda geçirdiğini sorabilir miyim?" Taehyung bardağını masaya bıraktı ve dudaklarını ıslattı. "Tabii sorun değil."

"Söylesene, nasıl yaşadın? Çok zor olmalı, sonuçta dört yıl."

"O dört yılda zorlandığım tek şey yalnızlık oldu. Yalnızdım ve ben ağaçlarla konuşacak noktaya gelmiştim. Ama dört yılın sonunda Jeongguk'la karşılaştım."

"Nasıl karşılaştınız? Dur, tahmin edeyim! Jeongguk'u stokladığın yiyecekleri yerken mi yakaladın? Ya da yatağında uyurken?"

Taehyung gülerek kafasını iki yana salladı. Söyledikleri mantıklıydı ama onlar normal bir tanışma gerçekleştirmemişlerdi. "Jeongguk göle giriyordu. Bende oralardan geçiyordum. Öyle karşılaştık." Namjoon yüzünü buruşturup geriye doğru yaslandı. "Sıkıcı."

Jeongguk ise arkadaşının gerçeği bilse dilini yutacağını falan düşünüyordu.

Bir süre daha sohbetlerine devam edip şaraplarını yudumladılar. Evin kapısı çaldığında Jeongguk ayağa kalkıp kapıya ilerledi ve açtı. Karşısında genç biri duruyordu. Gri saçlarını havaya dikmiş dolu gözleriyle Jeongguk'a bakıyordu. "Buyrun?"

"Kim Taehyung.. burada mı?"

"Evet?"

Gri saçlı çocuk bir anda ağlamaya başlayıp ellerini önünde birleştirdi. "Onu görebilir miyim? Lütfen.." Jeongguk birden ağlamaya başlayan çocuk yüzünden şaşırmış ve sersem bir şekilde kafa sallamıştı. Genç çocuk teşekkür edip içeri girdiğinde ayakkabılarını çıkardı ve Jeongguk'un arkasından salona ilerledi.

"Kim gelmiş?"

Gri saçlı çocuk Taehyung'un sesini duyduğunda dudaklarını birbirine bastırmış ve Jeongguk arkasından çıkmıştı. Taehyung gözlerini irice açarken elindeki bardakla kendisine ağlayarak bakan gri saçlı çocuğa bakıyordu.

"Taehyung?"

Taehyung yıllar sonra tek arkadaşının sesini duymasıyla gözlerini kırpmış ve fısıldamıştı. "Jimin? B-bu sensin değil mi?" Gri saçlı kafa salladığında elindeki çantayı bırakıp Taehyung'un beline sıkıca sarılmıştı. Esmerin yüzünde geniş bir gülümseme oluştuğunda kendisine ağlayarak sarılan arkadaşına sarıldı.

Plane Crash × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin