Kimseye zorla okutturmuyorum kötü yorum yapacak olan arkadaşlar yorumlarınızı kendinize saklarsanız sevinirim.
İlk kitabım hatalar olabilir, yazım yanlışı olabilir, gidişat sizi sıkabilir bu demek değil ki ileri de de öyle olacak kendimi düzeltmeye uğraşıyorum elimden geldiğince bunları bilerek başlarsanız sevinirim. İyi okumalar dilerim. (03.06.2021 tarihin de not düşülmüştür.)
Güne gene gözlerimi Ali'yi düşünerek açmıştım. Ali diyorum çünkü ona asla o yanımda yokken abi diyemezdim, dün akşam beni eve yollayışını hatırladığımda yüzümde kocaman bir sırıtma oluştu.
Bugün yarın beni kenara çekip konuşacak demek oluyordu bu her ne kadar bana nasihat verecek olsa da yanında bulunmam bile bana yetecekti.
19 yaşındaydım Ali ise 28 yaşındaydı, benim için her ne kadar önemsiz olsa da sanırım onun için öyle değildi kadınlar ile pek muhatap olmazdı ama ailem beni ona emanet etmişti o yüzden beni korumak onun için bir görev niteliğindedir.
Öz abim olsaydı sanırım onun kadar üzerime düşmezdi bir abim vardı evet ama bu şehirde değildi evlenmiş ve görevi gereği Trabzon'a yerleşmişti.
Aslen Trabzon kökenli olduğumuz için bizi bırakıp gitmek onun için zor olmamıştı. Gerçi burda olsa bile varlığı yokluğu belli olmazdı günde üç beş kelimeyi geçmezdi konuştuğumuz.
Soğuktu ailesine karşı, hiç bir zaman ona yakın olamamıştım bu sebepten onun yerini Ali Ege dolduruyordu. Kendince geç saatte dışarıda görse uyarır, kısa giysem kızar, yanımda erkek görse deliye dönerdi.
Yaşım küçükmüş olamazmış o bana kızardı ben durup onu izlerdim hiç cevap vermeden o zaman daha da deliye dönerdi.
Deli hallerini daha bi çok seviyordum ne yalan söyleyim kıskanması o kadar güzel geliyor öyle iyi hissettiriyordu ki her ne kadar kardeşi gibi görüp hareket ediyor olsa da ben öyle düşünmek istemiyordum.
Hiç bir zaman da öyle düşünmeyecektim elbet bir gün benim onu gördüğüm gibi beni görecekti, elimden ne geliyorsa yapacaktım.
"Asya! Öğlen oldu ne zaman kalkmayı planlıyorsun..." annem her zaman ki enerjisi ile sabahın köründe kalkmış alt kattan bana sesleniyordu ev iki katlıydı üst katı çatı katıydı, ben çatı katında kalmayı istemiştim daha çok eski esyaları koyduğumuz yerdi burası tavanı alçaktı ama benim boyumdan on beş santim uzun biriside rahatlıkla bazı bölümlerinde dolaşabilirdi.
Telefonumdan saate baktığımda daha on bile olmamıştı. Annem öğlen oldu diye bağırıyordu ne vardı erken kalkıp kaldırıcak sanki gerçi uyanmıştım ama uyanmamışta olabilirdim "Kalktım. " diye seslendim yavaş hareketlerle yataktan kalkıp yatağımı toparladım üzerimi değiştirip günlük eşofmanlarımı giydim elimi yüzümü yıkayıp annemin yanına mutfağa indim kahvaltı masasını hazırlamıştı.
"Günaydın annem" diyip yanağına öpücük kondurdum yerine geçeyim derken çay koymamı söyledi. Çayları doldurup masaya oturdum masaya göz attığımda genelde benim için zararlı olan şeyleri gördüm çoğu genç kız gibi bende her zaman diyetteyim ama asla kilo veremiyordum.
Tabi ara sıra bazı kaçamaklar yaptığımdan kaynaklı da olabilir bu durum çok aşırı bir kilom yoktu ama ben rahatsız oluyordum.
Çıtı pıtı olmak için çok çabalayıp bir türlü başarıya ulaşamıyordum ince bir belim normalin üstünde basenlerim ince bacaklı olmayan hafif kalın bacaklarım göğüslerimde dolgun denilebilecek kategoriye girebilir şekildeydi, kısaca balık etliydim ve sürekli diyette olmaya mahkumdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Adamın Küçük Kadını
ChickLit"Ne işin var bu saatte sokakta" dedi. Şaşırmadım bu tepkisine ne zaman geç saatte dışarı da olsam aynı sözleri duyuyordum ama kendisini hiç bu saatte evde olmazdı. "Hava alıyorum Ali abi evde çok bunaldım" dedim tabi ki yalan söylemiştim tamamen on...