"Yalnızlığın Çaresi"

30.4K 2.7K 3.8K
                                    

Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi ihmal etmeyin! O kadar zor bir durumun içerisine sıkıştırdım ki bu bölümü 🥺 Ve önceki bölümler 2K yorumu geçmiş, uyumadan önce hep yorumlarınızı okuyorum çook teşekkür ederiim!

Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi ihmal etmeyin! O kadar zor bir durumun içerisine sıkıştırdım ki bu bölümü 🥺 Ve önceki bölümler 2K yorumu geçmiş, uyumadan önce hep yorumlarınızı okuyorum çook teşekkür ederiim!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM BEŞ: "Yalnızlığın Çaresi"

Zella Day / Shadow Preachers

Susma, öyle geride durma. Bak ellerim uzanmıyor sana. Bana bir yabancı gibi bakma. Zihnimdeki fısıltılar yokluğunu anlatıyor bana. Duyamıyorum sesini vicdanımın, ne olur öyle hissiz kalma, dokun ruhuma.

Ruhumun üzerinde yokluğunun bıraktığı derin darbe izleri vardı. Fakat bir yanımda benim olmasa bile var oluyor olmana tutundu. Hayatımın bir köşesinde olmana. Kalbimde bir iz bırakabilmene tutundu. İnsan bazen acısına da tutunur. İnsan bazen yarası için de yaşar. Ben bazı geceler yalnızca senin için aldım nefesimi. Yalnızca senin için yaşadım, hiç haberin olmadı.

Rüzgar, saçlarımın savrulmasına sebep olurken kaskın içerisine sızan hava ellerimi ona daha fazla bastırmama sebep oluyordu. İki elimi göğsüne sabitlemiştim. Motorun üzerindeki hız ibresi git gide artarken gözlerim yanımızda silikleşen arabalara ve insanlara kaydı. Şehir silikleşmişti, insanlar silikleşmişti. Bir biz kalmıştık.

O ve ben.

Atlas Katrivas ve Hera Yarkan.

Bir gün ismimizi yan yana görebilir miydim bilmiyordum. Ama şimdi o tamamıyla benim yanımdaydı. Bedeni kollarımın arasındaydı. Rüzgar ve motorun hızından bedenlerimiz birbirine daha sıkı tutunuyordu. İnce tişörtünün altından hissettiğim teni bana onu nasıl sevdiğimi bir kere daha hatırlatıyordu çünkü içimde bir yerlerde bir ateş hissediyordum.

Atlas Katrivas benim içimdeki ilkel duyguları dışarıya çıkartıyordu.

Ana yoldan caddeye saparak yavaşladığımızda motoru hafif sağa doğru yatırdı ve ona daha sıkı sarıldım. Araba kullanırken arabaya bu kadar hâkim olduğunu hissetmemiştim. Gerçekten de bu makinayı nasıl yöneteceğini biliyordu ve kendisine güveniyordu. Bunu her halinden anlayabiliyordum.

"Atlas," diye bağırdım beni duyması için. Bir cevap vermedi fakat işittiğini anlamıştım. "Üşüdün, duralım da şu ceketi giy!"

"Sıkıntı yok," o da bana bağırarak cevap verdiğinde derin bir nefes aldım. Bacaklarımın arasına iyice sıkıştırdığım ceketi iki bacağımla tutmaya çalışıyordum.

"İncecik üzerindeki tişört," dedim tekrar şansımı deneyerek. Bir cevap vermeden motorun hızını arttırdı. Seni düşünende suç, dedim kendi içimden ona kızarak.

Sahil kenarına gelmiştik. Şile taraflarında olduğumuzu geldiğimiz yoldan anlamıştım fakat tam olarak nerede olduğumuzu bilmiyordum. Kumsalın bulunduğu ıssız bir alanda motoru durdurduğunda etrafa bakındım. Hareket etmeden tek ayağıyla isminin ne olduğunu bilmediğim bir şeyi indirdi ve motorun sabit kalmasını sağladı.

XVI - ÖLÜM PORTRESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin