"Dilsiz Acılar"

28.8K 2.7K 3.8K
                                    

Üç gün üste üste bölüm atacak kadar kafayı yediğim için birrrr sürü yorum yapıp beni motive edecekmişsiniz öyle duydum 😋

Üç gün üste üste bölüm atacak kadar kafayı yediğim için birrrr sürü yorum yapıp beni motive edecekmişsiniz öyle duydum 😋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM SEKİZ: "Dilsiz Acılar"

O habersiz gecelerde beni tuttuğuna inandığım ellerin tarafından itildim uçurumdan. Şimdi beni suçlayamazsın. Bana öyle nefretle bakamazsın. Acılarım sessiz, göğsümde bir baskı. Beni yok edişine bile minnetle sevgilim. Sana hep minnetle.

Habersiz birkaç cümle insanın canını nasıl yakar? Göğsünde bitmek bilmeyen o yangının sonu nereye gider? Aynı masadayız. Her akşam olduğu gibi. Babam, Haldun amcanın tam karşısında ve yemeğini yerken ona iş ile ilgili dikkatimi çekmeyen ve anlamayacağım konular anlatıyor.

Atlas'ın bütün dikkati masada konuşulanlarda.

Tam karşımda oturuyor. Bana beni hiç tanımamış gibi bakıyor. O gece hiç yaşanmamış, hepsi benim bir hayal ürünümmüş gibi karşımda duruyor. Canımı yakıyor ve bunun farkında bile değil.

Belki de farkında fakat umursamıyor.

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Masanın altında sıkıca sıktığım tırnaklarım avuç içime batıyordu. Fakat o acıyı bile hissedemiyordum.

"Senin nasıl gidiyor Hera?" Dedi Haldun amca elindeki çatalı tabağına bırakırken. "Okulda bir sıkıntın var mı?"

Bakışlarımı tabağımdan kaldırıp sağ çaprazımda oturan Haldun amacaya çevirdim. "İyi geçiyor," dedim mırıldanarak. Ve Atlas'ın göz ucuyla bana baktığını gördüm. Elinde olan bıçak ve çatalla önündeki bifteği parçalıyordu.

"Herkes yardımcı olmaya çalışıyor. Eğitimini zaten biliyoruz." Önümdeki bardaktan birkaç yudum aldığımda Haldun amca gülümsedi.

"İyi iyi," dedi gülüşünün arasında. "Sen de yardımcı ol Hera'ya," diye ekledi Atlas'a dönerek.

Aynen. Baya yardımcı olur o bana. Hiç ayrılmaz yanımda.

"Oluyor," dedim Atlas'ın cevap vermesini beklemeden. Bu sefer elindeki çatal ve bıçağı bırakmış bakışlarını gergince bana doğru çevirmişti.

Ne oldu Katrivas?

Neyden korktun böyle?

"Baya yardım ediyor bana. Lina ile onun sayesinde tanıştım mesela," dedim tebessüm ederek. Gözlerini yüzümden ayırmadı.

Sen bana bakmazsan, ben bana baktırtmasını bilirim Katrivas.

"Hatta geçen gün bir yere götürdü," dedim partiden bahsederek. Ve Atlas araya girdi.

"Bizimkilerle tanıştırdım," dedi hem babama hem kendi babasına bakarak. Yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. İçimde ona karşı olan kırgınlığımın büyüttüğü bir öfke vardı. O öfkeyi bastırmaya çalışıyordum.

XVI - ÖLÜM PORTRESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin