17.Bölüm

34 2 0
                                    

Gece yarısından sonra

ZEYNEP' TEN

Herkes odalarına yarım saat önce geçmişti fakat benim hiç uykum yoktu. O yüzden ince hırkamı üstüme alıp bahçeye çıkmaya karar verdim.

Bahçeye çıktığımda ileride bizimkilerden birinin sigara içtiğini fark ettim. Hepimiz canımız çok sıkkın olduğunda kendimizi sigaraya vururduk.

- Bizimkilerden kimin bu kadar canı sıkkın olabilir ki?

Arkadaşımın yanına doğru ilerlemeye başladım. Yaklaşmam ile sırtından o kişinin Fatih olduğunu anladım. Yanındaki sandalyeyi çekip:

- Fatih?

Beni gören Fatih:

- Zeynep?

Yanına oturduktan sonra:

- Bir sorun mu var?

- Yok hayır, deyip sigarasından bir duman daha çekti.

- Fatih, sigara içiyorsun?

- Yasak mı? 

- Hayır ama biz, hepimiz bir şey olmadığı sürece sigara içmeyiz.

Fatih derin bir nefes alıp verdi. Sesimi çıkarmayıp konuşmasını beklemeye başladım.

5 belki de 10 dakika sonra Fatih:

- Sana bir şey sorabilir miyim Zeynep?

- Tabiki.

- Bora... (endişeyle yutkundum) Onunla ilişkiniz ne Zeynep?

Kafamdaki düşünceleri toparlamak için bir süre sessiz kaldım.

- Onu seviyor musun? 

Bunu sormasıyla:

- Fatih...

Hüzünle gülümseyip:

- Seviyorsun...

- Hayır, evet ama senin düşündüğün gibi değil.

- Nasıl Zeynep? O yaralandığında ne kadar üzüldüğünü ne kadar onu yaralayan insanlara kin güttüğünü kendi gözlerimle gördüm. Ona bakmak için her sabah erkenden kalkıp onu giydirmeye gittin. Nasıl öyle sevmek değil dersin?

- Fatih, Bora ile benimle ilgili bilmediğin çok şey var.

- Ne onlar Zeynep? Söyle o zaman da bileyim.

Derin bir nefes alıp verdim ve bütün hikayeyi anlatmaya başladım.

- 5 ya da 6 yaşlarındayken babam beni ve annemi, anneannemlerin yanına İstanbul' a göndermişti. O zaman anneannemin rahatsız olduğu zamanlardı. Annem de ona bakmak için İstanbul' a gelmişti. Anneannem pankreas kanseriydi ve ameliyat olmak üzereydi. Ama doktorlar asıl ameliyattan sonra çok iyi bakılması gerektiğini söylemişti. Bunun içinde en az bir yıl ya da 6 aylık bir iyileşme süreci gerekiyordu. Tabi bu süreç hasta olan kişinin bünyesine göre de değişiyordu. Suzan Teyze, yani Bora' nın annesi ve annem çocukluktan beri tanışan iki yakın arkadaştı ve komşu çocuklarıydılar. Hatta dalgasına birbirlerine ahiretliğim derlerdi. Ki sonra dalga olmaktan geçti, öyle olmaya başladılar. Anneannem birkaç hafta sonra ameliyat oldu. Tabi bilmiyoruz o sırada da Suzan Teyze oğlu ile annesine gelmiş. Anneannem ameliyattan çıktıktan sonra Suzan Teyze oğlu ile bize geçmiş olsuna geldi. Bora ile ilk tanışmamız da o gün olmuştu. 

- Peki Bora ile ne zaman bu duruma geldiniz?

- Bora ile ikinci karşılaşmamız lisenin ikinci sınıfında olmuştu. O zaman Bora ile çocukluktan çıkmış gerçek bir dostluk hikayemiz başladı. Hatta sırf Bora için son iki senemi İstanbul' da geçirdim. Bu iki senede arkadaşlıktan öte olan bir samimiyetimiz gerçekleşti. Bu samimiyetle ikimizde aynı üniversiteye gitmeye karar verdik. Tabi asıl ona aşık olduğumu fark ettiğim zaman üniversitenin ikinci senesi olmuştu.

BİR DELİ SEVDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin