31.Bölüm

36 1 0
                                    

Ertesi gün

FERAY' DAN

Sabahın erken saatlerinde anahtar sesini duymam ile pazar sabahına uyanmıştım. Merdivenlerden inince kapıyı açan kişinin Zeynep olduğunu gördüm. Zeynep:

- Ah! Uyandırdım mı? Ses yapmamaya çalışmıştım oysaki.

- Saat kaç?

- 8 falan olmalı.

- 8 mi? Ben senin daha geç gelmeni bekliyordum.

- Aslında bende daha uzun süre uyumayı düşünmüştüm ama pek olmadı.

- Hayırdır, işler mi kafanı bozdu?

Gülümsedi.

- Yok, Fatih' in işi.

- Fatih mi? O Aydın' da değil miydi?

- Evet ama işim erken bitince yanına gittim. (Mutlulukla) Ve bana evlenme teklifi etti, deyip parmağındaki yüzüğü gösterdi.

Çığlık atıp Zeynep'in yanına gittim.

- ŞAKA! (parmağındaki yüzüğü incelemeye başladım) OHA?! deyip Zeynep' e sarıldım.

Sesimizi duyan Azra' da tekerlekli sandalyesiyle salonda gözüktü. Gözlerini ovuşturan Azra:

- Ne oluyor sabah sabah ya?

Zeynep, Azra' nın yanına gidip arkasından sarıldı. Tabi yüzüğü de bilerek göstermeyi unutmadı. Anında yüzüğü fark eden Azra:

- Oha, yüzük! (Şaşkınlıkla Zeynep' e dönüp) Fatih evlenme teklifi mi etti?

- Evet.

- N-nasıl ya? Sen Muğla' da, o Aydın da değil miydi?

Araya girip güldüm:

- İşleri erken bitince buluşmuş taze aşıklar.

Azra:

- Nasıl olduğunu hemen anlatıyorsun Zeynep.

Zeynep:

- Tamam anlatacağım ama bir duşa girmeliyim. Sonra da kahvaltı ederken bol bol konuşuruz. (Valizini alıp yukarı çıktı) Ben kaçtıım!

Azra:

- Ulan bu üç aylık tatili her yıl mı yapsak?

- Neden kız?

- Kızım görmüyor musun? Nasıl hepimize yaradı. Evleniyoruz kızım, evleniyoruz.

- Sizin adınıza çok mutluyum. Ama ne yazık ki, ben o kervanda bulunmuyorum, bulunamıyorum.

- Deme kız öyle? Belki Mehmet...

- Mehmet mi? Saçmalama Azra. Hiç birbirimize o gözle bakmadık.

- Tamam bunu kabul ediyorum. Mehmet burada olduğu sürece sana hiç sarkıntılık yapmadı. Ama Karan...

Kahkaha attım.

- Güldürdün, Karan ve ben mi? İmkansız, asla olmayacağım bir insan.

- Emin misin?

- Tabiki de. Çünkü Karan' ı tanıyorum.

- Heh! O zaman bir tek sen, son zamanlarda sana olan düşkünlüğünü fark etmedin. Unutma bu hayatta hiçbir şeye asla denmez. Ne demişler? Asla asla deme. (Tekerlekli sandalyesini mutfağa doğru yönlendirip) Hadi kahvaltı hazırlayalım, bizi bir dedikodu bekliyor.

Gülümseyip Azra' nın sandalyeyi sürmesine yardım ettim.

Yarım saat süren bir hazırlıktan sonra masada bir kuş sütümüz eksik kalmıştı. Mutfağa gelen Zeynep:

BİR DELİ SEVDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin