Celina'nın kraliçe ilan edileceği sabah her yer karla kaplıydı.
Sabaha karşı bir ara, yanında yatan Illythia'nın heyecanlı soluğuyla uyanmıştı. Kuzeni büyülenmişçesine pencereden dışarı bakıyordu. Ne olduğunu sorunca sarışın kız pencereden dışarıyı göstermişti: Güneş ufukta yavaş yavaş doğuyordu, tam üzerinde de hilal şekline gelmiş bir ay vardı.
O görüntüyü gördükten sonra, Celina bir daha uyumak istemedi. Mutfakta her zaman birileri oluyordu, bu yüzden Tansy'den iki kupa sıcak çikolata rica ettikten sonra şöminenin önündeki iki koltuğa kıvrılıp sohbet etmeye başladılar. Her şey ve hiçbir şey hakkında. Illythia bu mevsimde Safir Göl'ün üzerinde çok güzel paten yapılabileceğini anlattı. Celina eğer bir kızı olursa adını Elisabetta'nın onuruna koymak istediğini söyledi. Kızın kapısı çekingence tıklatılıp törene hazırlanmasına yardım edecek herkes odaya doluşuna kadar kuzeniyle o şöminenin önünde oturdular.
Ona eşlik edecek hanımlar sadece Illy, Annabelle ve Magnolia'ydı. Woodville gelini Astrum'dan buraya kadar ona eşlik etmek için gelmişti ama Margaret teyzesi, annesi ve babası yoktu. Magnolia'nın söylediğine göre her ne yaşanmış olursa olsun, Margaret ölen kocası için halen yas tutuyordu. Rowena ve Boris de onu yalnız bırakmak istememişlerdi, özellikle de Rowena kız kardeşiyle arasını daha yeni düzeltmişken. Bir şekilde, bu durum Celina'nın canını sıkmadı. Son bir yıldır hayatına Daemon ve Illythia'nın varlığıyla devam ediyordu zaten.
"Günaydın Majesteleri," dedi Tansy ona yumuşacık bir sesle. "Banyo teknenizin içini sıcak suyla doldurdum. İtiraz edeceğinizi biliyorum lakin bu havada soğuk su sizi kesinkes hasta eder. Cüretkarlığımı bağışlarsanız, kraliçeliğinizin ilk günlerini yatakta hasta olarak geçirmenize müsaade edemem."
Celina hafifçe gülerek başını salladı ve suya kendini bıraktı. Kitty nazik elleriyle onun saçlarını yıkadı ve sonra da zambak, hanımeli, yasemin çiçeklerinin karışımından hazırladığı suyla güzelce ovdu. Başka bir zaman olsa Celina tüm sabahını bu teknede aylaklık ederek geçirirdi ama bugün yapılması gereken çok işi vardı.
Vücudunun etrafına sardığı havlusuyla odasına geri döndüğünde, kızları hayranlıkla tören elbisesini incelerken buldu. Annabelle'in gözleri parıldıyordu. "Cellie..." dedi nutku tutulmuş bir halde. "Bu gerçekten göz kamaştırıcı."
Elbiseyi yapan, köylerinin yakılıp yıkılmasından sonra kaçmayı başarabilen bir avuç Yeşilçayır kadınıydı. Kadınlar elbiseyi yapmayı ilk teklif ettiklerinde içlerinden bir tanesi Kraliçe Isobel'in tören elbisesini de onların yapmış olduğunu söylemişti. Bunu duyduktan sonra kızın bu teklifi reddetmesi hem çok kaba, hem de çok duygusuz olurdu. Sonuçtan da gayet memnundu. Lüks bir bej renginde olan elbise satendendi, upuzun bir kuyruğu vardı. İlk başta straplez kesim olması planlanırken sonradan yalnızca sıfır kol bırakmakla yetinilmişti. Belinden yukarısına çeşitli büyük ve renkli taşlar dikilmişti.
"Beğendiğine sevindim." dedi Celina gülümseyerek.
"E haydi ama, çabuk şöminenin önüne git." dedi Illythia azarlarcasına. Magnolia onu kolundan çekiştirerek şöminenin önündeki pufa sırtı dönük oturttu. Tansy ve Kitty hemen ellerine fırçalarını alarak saçlarının dalgalanması için fırçalamaya başladılar.
"Zaten elbisen kış mevsimine göre fazla ince." diye devam etti kuzeni. "Umarım üşütmezsin. Bari banyodan sonra üşütmemeni garanti altına alalım."
"Illy, biraz sakinleşir misin lütfen?" dedi Annabelle gözlerini devirerek.
"Elimde değil, çok heyecanlıyım." Duraksadı ve eğlenmiş gibi güldü. "Daha doğrusu Celina adına çok heyecanlıyım. Eğer hala onun yerinde olsaydım muhtemelen ölmeyi dilerdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gündönümü
Historical Fiction"Gece ve gündüz ebediyen yer değiştirecek." Küçüklüğünden beri bir kraliçe olmak için titizlikle yetiştirilen yirmi yaşındaki Celina'nın hayatı, kuzeninin veliaht prensle nişanlandığını öğrenmesiyle altüst olur. Yüreğinde taşıdığı ağır ihanet hiss...