BÖLÜM 14

87 2 0
                                    

Yol boyunca hiç konuşmadılar. Aaron Amergin'in kaybına saygı duyuyor, ona zaman tanıyordu. Ama Amergin böyle olmasını istemiyordu. Katliamını görmüştü. Amergin sessizliğin daha korkutucu olacağını tahmin edemezdi.

Güvenli eve geldiklerinde Aaron kapıya belirli bir ritimle vurdu. Ardından kapı açıldı ve arkasından Cora göründü. Amergin hiçbir şey söylemeden içeri girdi. Vodyanoyun kokusunu takip etti. Su ruhunu bir odada Munro ile beraber buldu. Munro Amergin'i görür görmez ayağa kalktı.

"Ne ol.."

Amergin Munro'nun konuşmasını engelledi.

"Şimdi olmaz. Bana hazırlanmam için zaman ver." Munro kafasını salladı.

Amergin deneme yanılma yoluyla banyoyu buldu. Kendini suya attı. Birkaç denemeden sonra sıcak suyu ayarlayabildi ve tenini haşladı. Derisini soymak ister gibi kendini yıkamaya başladı. Gözlerinin önüne askerlerin cesetleri geldi. Sonra da yaşlı adamın cesedi. Cesede ne olduğunu bilmiyordu. Umurumda da değildi. Amergin sadece olanları unutmak istiyordu.

Banyodan çıktıktan sonra kapının önünde temiz kıyafetler gördü. Kıyafetleri alıp tekrar banyoya girdi. Üzerindekileri çıkarıp temiz kıyafetleri giydi. Kıyafetleri giyerken üzerlerindeki kokuyu aldı. Artık çok kolay tanıdığı Aaron'un kokusunu aldı. Bu insanlar ne kadar garipti. Gördüklerinden sonra hala ona yardım ediyordu.

Amergin banyodan çıktı ve vodyanoyun olduğu odaya girdi. Vodyanoy biraz daha sakinleşmişti. Üzerinde temiz kıyafetler, yanındaki bir tepside de yiyecekler vardı. Amergin'in cevaplara ihtiyacı vardı. Tam o an bir şey yapmak istediğini fark etti. Belki kendini aklamak, haklı çıkarmak içindi. Amergin emin değildi. Su ruhunun yaşadıklarını anlatırken Aaron'un da odada olmasını istiyordu. Bu zorlukları Amergin de yaşamıştı. Yaşadıklarının kolay olmadığını kanıtlamak ister gibiydi.

Munro'nun kulağına eğildi. Aaron'u çağırmasını söyledi. Munro nedenini anlamasa da sorgulamadı, kabul etti.

Aaron odaya girdi. Su ruhu ve Amergin'den en uzak köşeye oturdu. Amergin su ruhuna döndü.

"Bize en başından başlayarak anlatmanı istiyorum. Neler yaşadın? Korkma burada kimse sana zarar veremez."

Su ruhu belli belirsiz başını salladı ve anlatmaya başladı.

"Ormanda ailem için yemek topluyordum. Ne olduğunu anlamadan bir düşme hissi hissettim. Bilincimi kaybetmiştim. Gözümü açtığımda bir odaya hapsedilmiştim. Bembeyaz, önünde bir cam olan bir odaya. Bir hücre gibiydi, yan yana bir sürü hücre vardı. Benim gibi bir sürü yaratık hapsedilmişti. İnsanlar denilen yaratıklar bizi belirli zamanlarda alıp bir odaya götürüyorlardı. Orada bağlayıp bizi kesip biçiyorlardı." Su ruhu yaşadıklarının hatıralarıyla ürperdi.

"Önce ne olduğunu anlamadım. Diğer yaratıkların seslerini duyamıyor, onlarla iletişim kuramıyordum. Beni hücremden çıkardıkları zamanlarda dillerini öğrendim. Amaçlarını dinledim. Bizi hiçbir zaman bir araya getirmiyorlardı. Amaçları ne olduğumuzu bulmaktı. Bunu dostça yapmadılar. Kanlarımızı akıttılar. Bazılarımız bu yolda canından oldu." Pullu ellerini yumruk yaptı.

"Bizi uyuşturuyorlardı. Hiç direnç gösteremiyorduk. Su ruhu olduğum için nefesimi tutarak uzun süre su altında kalabilirim. Bu gücümün buraya geldikten sonra kaybolmamış olmasına inanmak zorundaydım. Ardından nefes almayı kestim. Öldüğümü sandılar ve beni diğer öldürdükleri yaratıklarla beraber dışarı çıkardılar. Bazılarını gömdüler bazılarını da yaktılar. Bende o sırada kaçtım. Beni bulduğunuz terk edilmiş eve saklandım. Beni gelirken gören insanlar olduğundan şüphelenmeliydim." Kafasını iki yana salladı.

Hiç GidilmeyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin