BÖLÜM 19

39 1 0
                                    

Amergin, Aaron, Munro ve Cathbad'tan oluşan ekip arabaya binip yola çıktı. Araba kullanmayı tek bilen Aaron direksiyon başında Amergin de onun yanındaydı. İlk önce Amergin'in geldiği kapıya gideceklerdi. Amergin tam yerini bilmese de Aaron yerini tahmin ediyordu. Amergin ilk Aaron'un evine gittiğini söyledikten sonra araştırmaya oradan başlamaya karar verdiler.

"İlk fark ettiğim kalabalık bir sokaktı. Sizin araba dediğiniz araçlar geçiyordu. Etrafta biraz dolaştım. Sonrasında da Caedon'u takip edip evini buldum." Amergin Aaron'a gerekli açıklamaları yaptıktan sonra arkasına yaslandı.

Yol uzun sürmedi. Arabadan inip etrafta dolaşmaya başladılar. Amergin ne arayacağını biliyordu. Eve ait olan sesi arıyordu. Uzun bir süre yürüyüp araştırdılar. Belki dağılıp arasalar daha çabuk sonuç alabilirlerdi. Ama o zaman birbirlerine nasıl ulaşacaklardı?

"Belki de arabayla dolaşmak daha iyi bir fikirdir." Cathbad yorgun sesiyle konuştu. Amergin onayladı. Belki de pes etmeliydi.

"Evet, arabaya dönelim. Bugünlük bu kadar yeter."

Aaron Amergin'in yüzüne baktı, başını salladı. Amergin'in yüzünde gördüğü çaresizliği tanırdı. Bu yüzden son kez dönüş yolunda farklı bir yol kullanmak istedi.

Amergin için yol saatlerce sürdü. Bir an önce geri dönmek istiyordu. Yaşadığı hayal kırıklığını kimseye göstermek istemiyordu.

Tam o anda bir his bütün vücudunu sardı. Bir sıcaklık, bir fısıltı... Ev gibi kokuyordu.

Hemen büyücüye döndü. Onunda yüzünde aynı özlem vardı. Evin fısıltısını takip ettiler. Aaron anlamış gibi hiçbir şey söylemiyor sadece takip ediyordu.

Bir sokak arasına geldiler. Hiçbir şey görünmese de his belirgindi. Eve çağrı...

Amergin herkesin yüzündeki mutluluğu ve özlemi görmüştü. Bu ufacık his bu kapıdan sızıyor ve iliklerine nüfuz ediyordu. Sevinçle Aaron'a döndü. Kapıyı onun göremeyeceğini bildiğinden ona bulduklarını söylemek istiyordu.

Aaron'a döndüğünde onun kısılmış gözlerle kapıya baktığını gördü. Kafası karışmış görünüyordu. Cathbad'ın sesiyle kendine geldi ve büyücüye döndü.

"Hedefimizi bulduk. Gerisi size kalmış."

***

Amergin heyecanlanmıştı. Biraz da olsun büyüyü içinde hissetmek için sabırsızlanıyordu. Ama büyük bir sorun vardı. Nasıl yapacağını bilmiyordu. Sormak için büyücüye döndüğünde onu kendisine bakarken yakaladı. Büyücünün yüzünde tatlı bir tebessüm vardı.

"Bütün evrenler birbirine bağlıdır. Birinde olan diğerinde yankılanır. Hisset ve iste."

Büyücünün söyledikleriyle Amergin bazı şeylerin farkına vardı. Bazen Eirlean Dia'da açıklaması imkansız olaylar yaşanıyordu. Bazen depremler, bazen yangınlar... Tanrıların bunlara nasıl izin verdiğini hep merak etmişti. Şimdi anlıyordu. Aslında bu olaylar diğer evrenlerde olanlardı. Evrenler birbirlerinden aldıkları güç ile ayakta kalıyordu. Birbirlerine bağlıydılar. Bir evrende olan diğerinde yankılanıyordu.

Amergin Munro'ya baktı. Munro kafasıyla onayladı. Amergin ilk deneyen olmak istiyordu. Ardından kapıya doğru yaklaştı. Geri gidemeyeceğini biliyordu ama bir umut ile kapının içine adım attı.

Kapı ne yerdeydi ne gökte. Sanki orada havada süzülüyordu. Bir şekilde görünmüyordu. İçine giren kişi ise dışarıyı göremiyordu. Sesler yoktu. Amergin bütün vücudunun titrediğini hissetti. Soğuktu. Tarif edilemez bir boşluk duygusuyla sarılmıştı. Sanki hiçbir yerdeydi. Ne zaman ne mekan kavramı o an için yoktu.

Artık zamanı gelmişti. Denemeli ve görmeliydi. Büyücünün dediklerini hatırladı; hisset ve iste. İstediği şey güçtü, büyüydü. Evin kokusunu aldı. Sıcağı hissetti. Sanki güneş sadece Amergin'in üstüne doğuyordu. Evinden istedi; alabileceği kadar güç. Bir anlığına her şey siyah oldu.

İlk sesleri duydu. Sonra onu tutan elleri hissetti. Ardından gözlerini araladı. Karşısında ona bakan iki çift endişeli göz gördü. Büyücü ise sadece inceliyordu.

"İyi misin?" Aaron şüpheyle sordu.

Amergin iyi miydi? Hiçbir şey hissetmiyordu. Farklı hissetmiyordu. Kadim druide döndü.

"Hiçbir şey hissetmiyorum. İşe yaramadı mı?"

Druid bilmiş bir ifadeyle kaşını kaldırdı.

"Denemeye değmez mi?"

Denemek mi? Ne deneyecekti ki. Sanki her şeyi unutmuştu. Bu zamana kadar bildiği ne varsa aklından uçup gitmişti.

Ayağa kalkıp kendine zaman tanıdı. Derin bir nefes aldı. İlk öğrendiği büyülerden birini denedi. Tılsımı fısıldadı.

İşaret parmağından alev çıktı.

Bunu görmesiyle kahkahalarla gülmeye başladı. Diğerleri gibi inanamaz gözlerler bakıyordu. Munro ile göz göze geldi ve Munro kapıya ilerledi.

"Tekrar kapıya gitsem daha fazla güç çekemez miyim?" Amergin merakla büyücüye sordu.

Büyücü kafasını iki yana salladı.

"Sen bu zamana kadar birikmiş olan enerjiyi çektin. Senden arta kalan kırıntıları da komutan çekecek. Eğer bizden başka birisi bunu keşfetmediyse bu kapıdan ilk enerji çeken sen oldun."

Amergin anlamıştı. Biriken enerjiyi bir paratoner gibi üzerlerine çekiyorlardı. Kapasiteleri ne kadarsa.

"Peki bu güç daha sonra kaybolmaz mı? Kullandıkça azalmaz mı?"

Büyücü kahkaha attı.

"Marketten elma almıyorsun. Sana ait olan gücü alıyorsun. Sende olması gereken şey sana geri dönüyor. Sence içindeki büyü öyle bitebilir mi? Sen bununla doğdun, unutma."

Büyücü haklıydı. Ona ait olanı alıyordu. Ama yine de içinde bir şüphe vardı. Bu evrene gelince büyüsünün kaybettikten sonra yaşadığı boşluk hissini yeniden yaşamak istemiyordu. Amergin şimdi tam hissediyordu. Bu hissin kaybolmasını istemiyordu.

Munro nefes nefese dizlerinin üstüne çöktü. Kendine geldikten sonra hep birlikte arabaya döndüler.

Amergin inanılmaz mutluydu, kendi kendine gülüyordu. Onun bu halini göre Aaron da gülümsüyordu. Amergin bir kez daha minnet duydu. Aaron yanlarında olmasaydı buraya asla gelemezlerdi. Göz göze geldiklerinde Amergin'in gözlerinden teşekkür okunuyordu. Aaron sadece gülümsedi.

Zaman eve dönüp yeniden plan yapma zamanıydı. Amergin, sıradaki hamlesinden artık emindi.

Hiç GidilmeyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin