BÖLÜM 30

8 1 0
                                    

Ertesi sabah Amergin kendini daha dinç hissediyordu. Evde adım atacak yer kalmadığından kahvaltısını ertelemek zorunda kaldı. Öğlene doğru boşalan mutfağa gitti. Yaptığı ufak sandviçi midesine indirdikten sonra daha iyi hissediyordu. Bu vücudun istek ve ihtiyaçlarına hala alışamamıştı.

Mutfaktan çıkarken Munro'yla karşılaştı. Artık ele almaları gereken sorunları oturup konuşmaları gerekiyordu.

"Bir toplantı düzenlemek istiyorum. Gerekli hazırlıkları yapar mısın?"

Munro kafası karışmış bir şekilde baktı.

"Bütün yaratıkların mı orada olmasını istiyorsun?"

Amergin yemeğini yerken enine boyuna düşünmüştü. Herkesin lideri olacaksa, onlara yol gösterecekse ilk iş ne yapacakları hakkında onları bilgilendirmeliydi.

"Evet. Herkesin orada olmasını istiyorum."

Artık Amergin'in ipleri ele alma zamanı gelmişti. Farkında olmasa da bir savaşın içindeydi.

***

Bahçede toplanan kalabalığa baktı. Yirmi altı yaratık, bir insan, bir kadim druid, insan olan şifacı, Munro ve Amergin. Küçük toplulukları bu kadar kişiydi.

Amergin konuşmaya başlamada önce herkesin gözlerinin içine baktı. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Ben Briton Krallığı prensesi Amergin. Babam Savaş tanrısı Alator, annem eski Munster peri kraliçesi Cliodna. Onların bana öğrettikleri ve güçleriyle bizi evimize Eirlean Dia'ya götürmeye çalışacağıma söz veriyorum."

Durup sözlerinin etkili olmasını bekledi.

"Bunun için ilk hedefimiz yeraltında olan ana kapıya ulaşmak." Herkesin nefeslerini tuttuğunu gördü. Yeraltı kelimesi bile onlarda korku oluşturmuştu.

"Eirlean Dia'dan bizi buraya getiren delikleri kontrol eden, ana kapı bizi yeniden Eirlean Dia'ya geri götürebilir."

"Yani yeraltına mı gitmemiz gerekiyor?"

Soruyu korkuyla büzülen bir dağ ruhu olan patu sormuştu. Diğer patularla birlikte birbirlerine sokulmuşlardı.

"Kapının yeraltında olduğundan emin değiliz. Onların kontrolünde olduğuna eminiz. Tahminimiz bu kadar gücü bir kontrol gereken kapıyı ancak yakınlarındaysa kontrol edebilecekleri yönünde."

Amergin hala ikna olmadıklarını görüyordu.

"Yeraltından çıkmalarının mümkün olmadıklarını hepimiz biliyoruz. Onları orada tutan mühür her şeyden güçlü. Ellerindeki büyü gücünün de yeteri kadar güçlü olmadığı bilinen bir gerçek."

"Peki nasıl böyle güçlü bir büyü yapabilmişler?"

Kurtardıkları kentaurun sorusu Amergin'in de merak ettiği bir soruydu. Ama Amergin birliği sağlamak istiyorsa bütün soruları ortadan kaldırmalıydı. Doğru veya yanlış.

"Birilerinden yardım aldıklarını düşünüyoruz. Tarih boyunca hep yaptıkları gibi."

Söylediği yalanın gerçeğe en yakın yalan olduğunu düşünüyordu.

Herkesin biraz olsun sakinleştiğini görmek Amergin'i rahatlattı.

"Peki ana kapıyı nasıl bulacağız?"

Hiç GidilmeyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin