0.7

2.4K 203 21
                                    

Bugün ilk büyük provamımızı yapacaktık. Bu prova tüm etkinliğin bel kemiğini oluşturacaktı o nedenle profesör Yang ve daha pek çok eğitmen bizi dikkatle izleyecek ve etkinlikte kalıp kalmayacağımıza karar verecekti.

"Jungkook bana kopya vermen gerekiyor. Çalışmayı tamamen unutmuşum."

Unutmamıştı; kendi özgür iradesiyle basit bir şekilde, çalışmamıştı.

"So Min'in verdiği çalışma kağıtlarını alsaydın sorun olmayacaktı Tae." Dedim gülerek. "Kendinden çok emindin."

O da kıkırdadı. "Bu sefer yemin ederim ki son. Bana ritmi falan göstersen yeter, ben hallederim."

Halledemezdi, benim bile parçaya elimin alışması günler sürmüşken hiç çalışmadığı parça için kopya istiyordu. Hem de etkinliğin son ve büyük provasında çalmak için.

"Tamam Taehyung," dedim prova salonundan içeri girerken. Muhtemelen benden kopya alsa bile Profesör Yang her şeyi fark ederdi.

*

"Tamam gençler, herkes yerlerine!"

Profesör Yang'ın uyarısıyla birlikte görevli tüm öğrenciler yerlerine geçti, gitar çalanlar önde olacak şekilde konumlandırılmıştı. Bizse biraz geç kaldığımızdan daha da öndeydik. Bu sebeple Taehyung'un en ufak bir hatası dahi kolaylıkla fark edilebilirdi, o da bunun farkındaydı; endişesi gözlerinden rahatlıkla okunuyordu. Aniden yanımızda So Min belirdi, neredeyse parçaya başlamak üzereyken ayakta dikilmiş ne yapıyordu anlayamamıştım.

İkimiz de öylece So Min'e bakarken aniden "Taehyung benim yerime geç." dedi. Taehyung'u kolundan çektiği gibi kendi yerine oturttu ve onun yerine de kendisi geçti. Onun yeri bize göre daha arkada olduğu için yapacağı herhangi bir yanlış fazla belli olmazdı, Taehyung için neden kendini feda ediyordu ki?

"Biliyor muydun?" Sorumun üzerine yüzünde hiçbir ifade olmadan beni onaylar şekilde kafasını salladı.

Hoşlandığı kişi için yaptığı şeyler gerçekten hayranlık uyandırıcıydı.
Ben hala şaşkın şaşkın, olan biteni idrak etmeye çalışırken dansçılar da sahneye geldi. En önce Lisa'yı gördüm, merdivenlerden çıkarken bile dans ediyor gibiydi. Ben hipnoz olmuşçasına gözlerimi ondan alamazken aniden bakışlarını bana çevirdi. Birkaç saniye öylece birbirimize baktık, Lisa'da beni garip hissettiren bir şeyler vardı. Onunla göz göze gelince kopamıyordum bir türlü. Sonra birden gülümsedi, bense öylece kalakaldım. O arkasını dönünce kafamda binbir türlü düşünce dönüyor, daha önce hiç hissetmediğim şeyler hissediyordum. Alışık değildim ben böyle hissetmeye, ona ne gülümseyebildim ne de bir tepki verebildim. Yalnızca bakakalmış, hiçbir tepki verememiştim.


"Başlıyoruz!" Profesör Yang'ın uyarısıyla kendime geldim. Birkaç saniye içinde orkestra olarak parçayı çalmaya başlamıştık. Önceki provaların verimsizliğine kıyasla çok daha iyi iş çıkarıyorduk. Taehyung'tansa kulağa yanlış gelen pek bir şey duyamıyordum ya gitar çalmıyor, çalıyor gibi yapıyordu ya da gerçekten bize uyum sağlamıştı. İyi bir gitaristti fakat iki seçenekten de emin olamıyordum. En azından So Min'in iyiliğini boşa çıkarmasa iyi ederdi.

"Ve dansçılar!" Giriş işaretiyle dans bölümü öğrencileri sahne ortasına geldiler. O kadar sekronize dans ediyorlardı ki şaşırmamak elde değildi. Beni şaşırtmayan tek bir şey varsa da muhtemelen Lisa'nın dans yeteneği olmuştu. Onu dans ederken izlemek tahmin edemeyeceğimden de güzeldi, bu işten zevk aldığı her halinden belliydi; yüz ifadesinden, hareketlerinin esnekliğinden ve daha terim olarak bilemediğim pek çok şeyden.

"Bir dakika duralım." Dans bölümün başkanı Bayan Soon'un ani komutuyla birlikte salon derin bir sessizliğe gömülmüştü. Ben ne olduğunu anlayamazken Bayan Soon sahneye çıktı, Lisa'ya baktığı açıkça belliydi.

"Lisa senin bir tur da arkada dans etmeni istiyorum," dedi ciddi bir ifadeyle. "Hee Yoon, Lisa'nın yerine öne geçer misin?"

Lisa'nın yüzü düşmüştü, haklıydı da. Bayan Soon neden böyle bir şey yapma gereği duymuştu ki? Şahsen benim dikkatimi tümüyle Lisa çekmiş ve önde dans ederek başarılı bir performans da sergilemişti. Lisa'yı seyretmekten diğer dansçıları görememiştim bile özellikle de Hee Yoon'u.

Lisa şaşkın bir ifadeyle arkaya geçerken Hee Yoon'un ifadesinde zafer kazanmış bir eda vardı. Anlam veremedim.

Bayan Soon dansçılar arasında birkaç değişiklik daha yaparken So Min "Ne yapmaya çalışıyor ki?" dedi. "Lisa göz kamaştırıcıydı."

Onu onaylar şekilde kafamı salladım. "Kesinlikle öyle."

Aniden garip bir ifadeyle gülümseyerek bana baktı. "Aynı fikirde olacağımızı tahmin etmiştim."

"Nasıl?"

Sorumun üzerine göz kırptı. "Gitar çalmayı unutup uzun bir süre Lisa'yı izledin de ondan."

xoxo

xoxo

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
the mood ✘ liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin