Herkese merhaba :)
Güzel bir bölüm olmuş olması temennisi ile iyi okumalar...Bölüm müziği/ Dolu Kadehi Ters Tut- Sen ve Ben
BÖLÜM 4 - DEMİR BACAKLILAR
Gül'ün konuşması ile adamlar ellerindeki protez ile kapının arkasına kaçtı. Ben ise hala şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım. Bu adamların burada ne işi vardı?
Buket, bizim konuşmayacağımızı fark edince durumu toparlamak istedi. Elini tuttuğu Gül ile beraber bana doğru yaklaştılar.
'' Badem şekerim, hoş geldin. Kapıda kalmışsın.'' dedi ve komutana döndü bu seferde.
'' Ali ağabey sana teessüf ederim. Kızı kapıda bırakmışsın.'' dedi. Duyduklarımı sindirmem gerekiyordu şuan. Şuan şu kapıda ki çam yarması komutan, meşhur Yiğit Ali miydi?
Yiğit Ali, Buketin dedikleri ile toparlandı. Kaşlarını önce havaya kaldırdı-galiba şaşırmıştı- daha sonra da konuşmaya başladı.
'' Bana misafirinin geleceğini söylememiştin.'' dedi. Sesi hem sert hem de sakindi. Bu adam komuta ederken de bu sesimi kullanıyordu?
'' Kapıda kalmadım Buket. Yeni gelmiştim bende. Gül'ün çantasını ver sen, biz eve geçelim artık.'' dedim en sonunda. Bono mosofor golocoğono soylomomoston!
'' Yemeğe kalsaydınız. Annem babamla dışarıya kadar çıktı.'' dedi Buket. Canım ya sen o kadar ısrar et, kapımda yat ben sizde yemeğe kalamam tatlım! Sebebim de şu çam yarması!
Kafamı reddetmek için sağa sola salladım ve gülümsedim. Kendime ne kadar söylemesem de komutandan çekiniyordum.
Buket anlamamış olmalı ki daha fazla ısrar etmemiş, içeriye girmişti. Kapının önünde ben, Gül ve o kalmıştık. Evet, işte şimdi daha da gerildim!
Buket, Gül'ün çantasını getirdi, iyi akşamlar dileyip oradan ayrıldık. Gül eve gidene kadar konuşmamıştı. Ben ise hala üzerimden gerginliğimi atamamıştım.
Eve girdiğimiz de ikimizde ellerimizi yıkamak için lavaboya gittik. Sonra ben mutfağa Gül ise odasına gitmişti.
'' Gül lokumum, aç mısın?'' dedim. Ben gayet açtım ama ondan emin değildim.
'' Aç değilim Bademim ama sana eşlik ederim.'' dedi o da odasından bağırarak.
Hızlı bir domates çorbası yaptım, patates yemeği ve salata da hazırladıktan sonra masayı kurmaya başladım. Bunlar bana yeter de artardı.
Gül'ün de gelmesi ile yemek yemeğe başladık. Yemek boyunca konuşmamıştık çünkü bu bizim bir kuralımızdı. Küçükken yemek yerken konuşurdum. Bir gün yemek soluk boruma kaçınca paçamı zor kurtarmıştım. Ağabeyim olmasaydı durumum vahimdi.
Yemeğin bitmesi ile Gül bana yardım etmiş, sofrayı toparlamıştık. Şimdi ise onun odasında ki masada okulda yaptıklarına bakıyorduk.
'' Vay! Ne güzel çizmişsin Gül'üm sen. Bunu asalım mı? Nereye istersin?'' dedim elimdeki resme bakarken. İkimizi çizmişti.
'' Asalım Bademim. Yatağımın üzerine asalım mı?'' dedi. Onunla böyle ilgileniyor olmam onu çok mutlu ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİĞİTHAN
Teen FictionYİĞİT ALİ DEMİRHAN/ HAZEL BADE SONAY * Adını Türk Silahlı Kuvvetlerine altın harflerle yazdırmış bir yüzbaşı. Yaşadığı saldırı sonucu her şeyini kaybetmiş biri. * Arkadaşlarının emanetine sahip çıkmaya ant içmiş bir kadın. Doktor olmasının yanında B...