Herkese merhaba :)
Bölüm müziği, Badem- Sen Ağlama
Multimedia Bade ve Yiğit Ali.
Umarım Yiğit Alinin anlatımını beğenirsiniz.
BÖLÜM 7- İTİRAF YEMEĞİ
Yiğit Ali'den
Saat 18.50. 10 dakikan kaldı Yiğit Ali! Bunu yapabilirsin!
Yok oğlum, Yiğit Ali sen bunu yapamazsın!
'' Mert!'' diye bağırdım en sonunda. Neredeyse yarım saattir lanet olasıca kravatı bağlamakla uğraşıyordum fakat sonuç tamamen hüsrandı.
Akşam üzeri Buket uğramış ve bu çok sevgili! kravatı bana getirmişti. Badenin elbisesiyle uyumlu olurmuş!
Hayır suç bende ne diye uyuyorsam ona!
Bir kaç saniye sonra Mert hızla kapıyı açmıştı. Açmıştı açmasına da keşke açmasaydı!
'' Lan Mert! Ne diye evde donunla geziyorsun it herif!'' diye bağırdım. Mert ise bana karşılık şaşkın gözleriyle bakıyordu. Hızla üzerine baktı ve pantolonunu üzerine giydi.
'' Komutanım tuvaletteydim ben. Sen öyle bağırınca...'' dedi mahcup bir halde.
'' Ulan! Elini yıka da gel. Şu kravatı bağla sana zahmet.'' dedim az önceki sesime karşı daha ılımlı bir şekilde. Kafasını hızla salladı ve odadan çıktı.
Hayır, bağlamazdım ben kravatı ama işte!
Saniyeler sonra odaya girdi Mert. Hızla yanıma geldi ve benim dakikalardır uğraştığım kravatı bir kaç dakika da yaptı.
'' Ulan ne lanet bir kravat bu?'' dedim sinirle. Mert ise önümden çekilmiş, odada ki pufa oturmuştu. Aynada ki halime tekrar baktım.
Beyaz gömleğim üzerine taktığım koyu lacivert üzerinde güller olan bir kravat ile oldukça Yiğit Ali gibiydim.
Dağların Yiğidosu değil de, Yiğithan'ın Yiğit Ali'si gibi...
'' Komutanım söyleseydiniz çelik yelek giyerdim.'' dedi Mert gülerek. Aynada ki gözlerimi ona çevirdiğimde baş parmağı ile beni onaylıyordu.
'' Evet arkadaşlar Mete, bu yakışıklı karşısında adadan elenmiş bulunmaktadır.'' dedi Mete odanın kapısından içeri girerken.
'' Çok mu resmi oldu sizce?'' dedim emin olmak için.
'' Yok be ağabey, ceketin nerde?'' dedi Mete yatağımın köşesine otururken.
''Aşağıda o çıkarken giyeceğim. Ahmet ile konuştunuz dimi?'' dedim emin olmak için.
'' Hallettik o işi ağabey merak etme. Eğlenmenize bakın bu gece siz.'' dedi Mert rahatça.
Kafamı salladım ve odadan çıktık. Merdivenlerden önce onların inmesine izin vermedim. Peşlerine de ben indim. Kapının kenarındaki ayakkabılıktan siyah sporlarımı giyerken çocuklara da söylenmeyi ihmal etmemiştim.
'' Bana bakın lan! Başınıza iş açmayın ben yokken. Yengem sizi bekliyor yemeğe oraya geçersiniz. Sinan nerede?'' dedim. Ayakkabılarımı giymiş askıdaki ceketimi de üzerime giymeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİĞİTHAN
Teen FictionYİĞİT ALİ DEMİRHAN/ HAZEL BADE SONAY * Adını Türk Silahlı Kuvvetlerine altın harflerle yazdırmış bir yüzbaşı. Yaşadığı saldırı sonucu her şeyini kaybetmiş biri. * Arkadaşlarının emanetine sahip çıkmaya ant içmiş bir kadın. Doktor olmasının yanında B...