24 Aralık 2015
Muğla
14.20Yedi gün sonra yılbaşıydı. Ama benim yanımda ne annem olacaktı. Ne de babam. Sabah gelen aramayla Danny'nin benzi atmıştı. Bana söylememişti. Ama biliyordum. Babamın durumu ağırdı. İçimi kaplayan farklı hisler beni iki gündür burada boş boş oturmam için uyuşturuyordu. Şimdi de Danny'nin önüme bıraktığı yemeğe bakıyordum. Ama açlık hissi de yoktu. Sanırım en son yediğim şey köfte ekmekti ve o günden bu yana iki gün geçmişti.
Danny, hala Seth'e ulaşmaya çalışıyordu. Ama onunda telefonu kapalıydı ve Danny'de çıldırmış durumdaydı. O yüzden sanırım, bu konuda ona biraz yardımcı olmam gerekiyordu. Uyuşuk bir şekilde poşete uzanıp içindeki çorbayı ve pilavı çıkardım. Danny, bana bakıp hafifçe gülümsedi. Ama ona gülümseyerek karşılık veremedim.
Yemeğimi yedikten sonra kapları poşete atıp onu da çöpe atmak için yataktan çıkıp kapıya doğru yürüdüğümde Danny'nin telefonu çaldı. Umursamayıp kapıya çıkıp poşeti dışarıdaki çöp kutusuna attım. Hava buz gibiydi. Kollarımı anında kendime doladım. Sırtımı duvara yaslayıp yine ağlamaya başladım. İlk annemi kaybetmiştim. Sonra da onunla hatıralarımızın olduğu evimizi kaybetmiştim. Seth gitmişti. Babam vurulmuştu ve yaşam mücadelesi veriyor ve ben burada yapayalnız bir başıma kalmıştım. Danny ise benden daha kötü durumdaydı!
Ellerimle kollarımı sıvazlayıp ısınmaya çalışırken kapı açıldı ve Danny, tam karşımda durdu. Gözleri doluydu ve söyleyeceği şeyi o bakışlarından anında anladım. "Söyleme!" dedim titreyen sesimle. "Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez!" dedim ve yanından geçip odaya girdim.
Arkamdan o da hızla odaya girdi ve kollarımdan tutup bana baktı. "Benimde Amerika'ya gitmem gerekiyor. Bunun için iki gündür Seth'e ulaşmaya çalışıyorum. Ama seni bırakamam." Dedi.
"Danny, senin evin orada. Dön oraya. Sorun değil."
"Dün pasaport işlemlerini hallettiler. Birkaç saate buraya kargoyla gelmiş olur. Sende yarın benimle geliyorsun."
Kaşlarımı çatıp "Ben kendi başımın çaresine bakabilirim. O yüzden bunun için boşa uğraşmışsın. Burada kalıyorum." Dedim.
Danny, üzgün bir şekilde yüzünü daha da yaklaştırdı. "Sadece şu ruh halinden kurtulana kadar olmaz mı? Enişten, bana seni uzun bir süre buradan uzaklaştırmamı söyledi. Bence buna gerçekten ihtiyacın var!"
25 Aralık 2015 Türkiye'ye göre 26 Aralık 2015
ABD/Colorado
19.15 Türkiye saati ile 02.15Taksiden dışarıyı izlerken düşündüğüm tek şey gerçeklikten nereye gidersem gideyim kaçamayacağımdı. Danny, bana hala o cümleyi söylememişti. 'Baban öldü!' bende söylemesini istememiştim. Duymaya hazır değildim. Hiç olacak mıydım, bilmiyordum. Bildiğim tek şey kötü haberi aldığım andan itibaren tamamen çöktüğümü hissettiğimdi. Şuanda da Danny'nin beni sürüklediği yere giderken bile sonucunu düşünmüyordum. Ekibi buna ne diyecekti? Seth, buna ne diyecekti? Umurumda değildi.
Taksi bizi sessiz bir sokağa soktuğunda Danny, adama para uzattı ve "Bu kadar yeterli." Dedi. Bende ses etmeden arabanın kapısını açtım ve indim. Eniştemin yolladığı sırt çantamı omzuma atıp Danny'nin peşinden yürümeye başladım.
"Uçağa bindiğimizden beri tek kelime bile etmedin." Omuz silktiğimde derin bir nefes alıp önüne döndü. Konuşacak bir şey yoktu.
Tavernaya benzeyen bir yere geldiğimizde dışı kaslı adamlarla donatılmıştı. Hepsi Danny'yle tokalaşıp gülüştüler. Ama beni gördüklerinde hepsinin gözü bana sabitlendi. Ben ise bundan rahatsız olmuş bir şekilde botumun burnunu yere vurmaya başladım. İçlerinden birinin çıkıp burada ne işim olduğunu ve defolup gitmem gerektiğini söylemesini bekliyordum. Bu beni şuanda korkutmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMAM DEGIL SEVGİLİM OLUR MUSUN? (Komando Serisi -I-)
RomanceBelindeki silahi hizlica cekip aldim ve korumaligi indirip gozlerine baktim. Korkuyla acilan gozlerle bakiyordu. Olduğu yerde tas kesilmisti ve cenesindeki kaslarin segirdini, alninda biriken ter damlaciklarini cok net gorebiliyordum. Silahi yukari...