Seth Black

271 13 0
                                    

27 Ekim 2015

Kutlu Malikânesi

15.50

Bardaktan boşanircasına yağmur yağıyordu ve ben odamdaki camın önündeki berjere oturmuş bol köpüklü lattemi yudumluyordum. Alnımı da cama yaslamış, ayaklarımı da göğsüme kadar çekmiştim. İki gündür Seth, Murat'la yan yana geldiğimizde feci şekilde asabileşiyordu ve nedense buna bende sinirlenmiyordum. Hatta iki gündür onu gıcık bile etmiyordum. Nedenini bilmiyor ve bilmekte istemiyordum. Tek istediğim benimle sizli bizli konuşmamasıydı. Ama bunu her söylediğimde inadına yapar gibi araya daha çok mesafe koyuyordu. Buda beni sinirlendirmiyor, üzüyordu.

Kapım açılınca kımıldamadım. Çünkü camdaki yansımadan onun Seth olduğunu görebiliyordum. Yavaş adımlarla yaklaşıp yatağıma oturdu. Elinde kahve kupasıyla o da bakışlarını dışarıdaki karanlığa sabitledi. Sanırım o da camdaki yansımamı görüyordu.

"Bana kızacaksınız. Ama camın arkasında durmanızı istemiyorum."

"Neden?" diye sordum. Ama gözlerim hala camdaki yansımasındaydı. "Camdan dışarıya bakmam neden yasak?"

"Kafede olanlar yüzünden travma geçirmiş olamaz mıyım? Farz edin ki cam gördüm mü kurşun yağacağını sanıp panik atak geçiriyorum!"

Gülümseyerek ona döndüm. "Senin gibi koca adam mı söylüyor bunu? Gerçekten komikti. Sen ve panik atak geçirmek! O gün beni altına çivilediğinde daha çok kurşun yağmuru dindiğinde çıkıp o kurşunu sıkan kişileri yerin dibine sokmak istiyor gibiydin."

Gözlerini kısıp kaşlarını çattı. "Sizi altıma çivilemek mi? Ne yapmamı bekliyordunuz? Ben sadece sizin zarar görmenizi önlemeye çalışıyordum. O yüzden bu cümleniz pek hoş olmadı."

Berjerden kalkıp yanına ona dönük bir şekilde oturdum. Anında kaskatı kesildi ve başını önüne çevirdi. "Bak, sen benim şoförüm olabilirsin. Ama sizli bizli konuşmak hoşuma gitmiyor. Hatta sana itiraf etmem gerekirse babamın emri altında çalışıp da bana emirler dağıtmandan da nefret ediyorum." Dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir nefes aldım. "Bana en azından Derin Hanım diyebilirsin. Türkiye'de bu şekilde hitap edilir. Mesela kâhyamız babama Fikret Bey diye sesleniyor."

"Peki. Madem şuanda Türkiye sınırları içindeyiz. O zaman soyadınızı unutuyor ve artık size Derin Hanım diyorum."

Gülümseyerek bardağımdan birkaç yudum aldım. "Eh, en azından bu sefer kabul ettin. Bu bile bir başlangıçtır, değil mi?"

"Bence siz bizim hakkımızda birçok şey biliyorsunuz. Sizde bana Türkiye'de olan şeyleri anlatabilir, bana öğretebilirsiniz. Böylece durumlar eşitlenir."

Ona inanamayan gözlerle baktım. "Gerçekten bunu ister miydin? Sana Türkçeyi seve seve öğretebilir ve sana Türkiye adetlerini, geleneklerini ve kültürünü öğretebilirim."

Seth, ilk defa çok güzel bir şekilde gülümsedi. "Bu hoşuma giderdi." Kupasını alıp kendi kupamla bir komodinin üstüne bıraktım ve Seth'in elini tutup onu çekiştirmeye çalıştım. Bu adam gerçekten kaya gibiydi. Bana uzun uzun baktı. Ama sonra ayağa kalkıp onu yönlendirmeme izin verdi. Onu en üst kata terasa çıkardım. Yağmur yağıyordu ve hava dondurucu şekilde soğuktu. Ama umurumda değildi. Birlikte korumalıklara doğru yürüyüp deniz manzarasına bakmaya başladık.

"Size öğretilen şey on sekiz yaşına bastığınızda aile fertlerinden bağımsız bir birey olmanız. Ama bizde bu asla öğretilmez. Biz on sekiz yaşına gelene kadar hala çocuğuz. On sekizden yirmi beş yaşına kadar ise kendi ayaklarımızın üstünde durmak için eğitime devam ederiz. Ta ki üniversiteyi bitirip bir iş sahibi olana kadar." Gözlerini kısıp bana bakınca omuz silktim. "Eğer okumazsak bir işe gireriz ki artık okumayan insanlar pek iş sahibi olamıyor. Bu yüzden evlenene kadar ailelerimizin yanında yaşamak zorunda kalıyoruz."

KORUMAM DEGIL SEVGİLİM OLUR MUSUN? (Komando Serisi -I-)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin