Ilk Saldırı

356 13 2
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda kapım açıktı ve Seth görünürlerde yoktu. Gıcık! Şoför müydü, yoksa ömür törpüsü mü belli değildi. Ama bunu babamla en yakın zamanda konuşup halledecektim. Tabii babama ulaşabilirsem!

Kollarımı açıp esnerken kapımda bir karartı oldu. Bakışlarımı kapıma çevirdiğimde Seth’in elindeki kupayı yudumlayıp bana baktığını gördüm. Gözlerimi devirip örtüyü üstümden atarak ayağa kalktım. Onu görmezden gelip yanından omuz atarak geçtim ki bu daha çok benim için kötü olmuştu. Omzum cidden acımıştı. Koridordaki banyoya girip kapıyı çarparak kapattım. İlk işlerimi görüp dişlerimi fırçaladım. Belalı bir şoförüm olmasından belalı bir erkek arkadaşım olmasını yeğlerdim. Ama bu nedense yüzümü buruşturmama sebep oldu. Erkek arkadaş mı? Asla!

Banyodan çıkarken Danny ile Seth’in ciddi bir şey konuştuklarını işittim. Ama İngilizce değil Ispanyolca diye tahmin ettigim bir dilde konuşuyorlardı. Öfkeyle yanlarına yaklaşıp “Sayın şoförüm!” dedim ve reveransla selam verdim. “Koruda koşu yapacağım. Eğer izniniz olursa!”

Seth, kafasını kardeşine çevirdi. Babam onların kardeş olduğunu söylemişti. Ama hiç benzemiyorlardı. Gerçi bu pekte umurumda değildi. Kardeşi ile bir süre bakıştıktan sonra “Eşofmanlarınızı giydiğinizde birlikte bir koşu yaparız, Bayan Kutlu!”

Gözlerimi devirip cevap vermeden odama geçip kapıyı yine çarparak örttüm. Spor kıyafetlerimi giyip kulaklıklarımla müzik çalarımı aldım. Kulaklığı kulağıma takıp müzik çaları cebime koydum. Odamdan çıktığımda Danny ile Seth anında arkama takıldı. Ama umursamadım. Evin kapısından çıktığımda ise tam önümde bir araba durdu. Seth ile Danny kolumdan tutup beni arkalarına resmen savurdular. Yuh! Arabadan Burcu, Zeynep ve Murat çıkınca ikisinin arkasından çıkıp onlara doğru koştum.

“Aman Allah’ım! Burada ne yapıyorsunuz?”

Murat, kollarını belime dolayıp alnımdan öptü. “Burcu dün gece sesinin kötü geldiğini söyledi.” Sonra gözlerini kısıp yanımda taş gibi duran iki adama baktı. “Hey, bu Amerika filminden fırlamış gibi duran adamlarda kim?”

Gözlerimi devirip bir nefes aldım. “Hiç sorma! Zaten Amerikalılar. İnan bana biri benim şoförüm ama nedense dünden beri onlarla yapışık ikiz gibi hissediyorum kendimi. Allah’tan Türkçe bilmiyorlar. Yani o yüzden rahat takılabilirsiniz.”

Burcu, gülümseyip Seth’e yaklaştı. “Vay canına, kızım! Bu çocuk cidden fena seksi!” omuz silktim. Burcu, onu istediği kadar kendine alabilirdi. Benim emrivaki yapan erkeklerle işim olmazdı. Özellikle şoförümle! Murat, kollarını bana daha da dolayıp kendine çekince Seth, anında kolumdan tutup beni çekti.

“Bunun babanızın hoşuna gideceğini sanmıyorum, Bayan Kutlu!” dedi ve o an sinirle çığlık atmak istedim. Artık bu çok fazla oluyordu! Kolumu ondan kurtarmaya çalıştım. Ama yine başaramadım.

“Bak, o benim erkek arkadaşım, tamam mı? Babamın da bundan haberi var. Ayrıca ben yirmi yaşındayım! Reşidim ve istediğimi yapmakta özgürüm! O yüzden çek elini kolumdan! Hem şunu yapıp durmayı keser misin? Yaba gibi ellerinle kolumu acıtıp duruyorsun!”

Seth, gözlerini kısıp elimi iterek bıraktı. “Peki, Bayan Kutlu!” dedi dişlerinin arasından.

İki adamı umursamayıp arkadaşlarımı içeriye yönlendirdim. Hep birlikte salona geçtik. Salonumuz sadeydi. Babam antika eşyaları severdi ve bu yüzden her köşede antika vazolar ve dekorasyon eşyaları vardı. Salona iki merdivenli parkurdan iniliyordu ve oturma gruplarının olduğu yerin tam karşısı sadece camdan oluşuyordu. Arka bahçemiz salonumuzdaki en güzel manzaraydı. Özellikle geceleri bahçe ışıklandırmalarıyla gökkuşağı gibi ışık süzmeleri ile harika bir görüntü oluşturduğunda. Piyano çalarken o manzaraya bakmak bana ayrı bir huzur veriyordu. Ama annem öldüğünden beri o piyanoya bakmak dahi istemiyordum.

KORUMAM DEGIL SEVGİLİM OLUR MUSUN? (Komando Serisi -I-)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin