"Lütfen, Derin gözlerini aç!" boğuk gelen bu ses Seth'ti. Ama canım öyle yanıyordu ki gözlerimi açmak yerine elimi tutan elini sıktım. "Hadi! Lütfen!"
"Onu hemen İstanbul dışına götürmeliyiz!" bu seste Danny'ye aitti. Neyse ki ikisi de iyiydi. Bu sefer kendimi zorlayıp gözlerimi araladım. Ama gözlerimi aralarken dudaklarımdan bir inilti koptu. Mavi gözler korkuyla gözlerime sabitlendiğinde ise derin derin nefes almaya başladım. "O iyi mi?"
"Sen arabayı hızlı sür!" dedi Seth. "Derin, beni duyuyor musun?"
"E..." öksürdüm. "Evet!" sonra etrafı inceledim. Babamın küçük limuzinindeydik. Seth'te toz toprak içindeydi. Ellerinin üstünde de küçük küçük kesikler vardı. "Biri evi mi yıktı?" diye sordum sessizce. Seth, başını iki yana salladı. Sonra elini bacağımın üstüne koydu. Gözleri gözlerimdeyken eliyle bacağımın üst kısmını okşamaya başladı. Ne yaptığını anlamıyordum. Ama durmasını istemiyordum.
"Bacağını hissediyor musun?"
"Ne?"
"Bacağını diyorum. Hissediyor musun? Üstüne büyük bir kütle düşmüştü ve şuanda elimi orada hissettiğini söyle lütfen!" hah, bu harika! Tabii ki de bacağımı okşamak için tutmuyordu. Başımla onayladığımda anında elini çekip gülümsedi. "Bu iyi haberdi işte."
"Dostum, o kütleyi tam zamanında kaldırmış olmalısın."
"Teşekkürler, Seth." Dedim. "Yine hayatımı kurtardın."
Başını iki yana salladı. "O anda senin daha yakınında olmalıydım. Bu benim hatamdı. Patlama olduğunda sana uzandım. Ama tutamadım. Sana bir şey olsaydı..."
"Olmadı." Dedim ve kolundan destek alıp kucağından kalkmaya çalıştım. Ama canım acıyınca Seth, beni kollarına geri çekti. "Peki, şimdi adresimiz neresi? Babam bunu duyarsa kalp krizi geçirir. O duymadan önce benim onunla konuşmam lazım."
Seth, tuttuğu elimi bırakmamak için mi bilmiyordum. Ama boştaki eliyle zorlanarak cebine ulaşıp telefonunu çıkardı. Sonrada bana uzattı. Bende hemen babamı aradım. Açtığında sesi normaldi. Neyse ki daha duymamıştı. Olanları hemen anlattım. İlk korkuyla bana sorular sormaya başladı. Ama sonra benim iyi olduğumdan emin olunca telefonu kapattı. Bende gözlerimi kapatıp kafamı Seth'in göğsüne yaslayıp uyudum. Çünkü onun kucağında olmanın tadını çıkarmam gerekiyordu.
Gözlerimi açtığımda arabanın arkasında yatıyordum ve araba boştu. Korkuyla doğrulup etrafa bakındım. Vücudum acıyla bu duruma isyan etse de korkak bir kız çocuğu gibi davranmayacaktım. Bu yüzden kapıyı açıp dışarıya çıktım. Burası bir petrol ofisiydi. "Seth!" diye seslendim. Tam bir adım daha atıyordum ki arabaya benzin dolduran Danny'yi fark ettim. Çömeldiği yerde durmuş, bana kıkırdayarak bakıyordu. "Biliyorum. Pislik içindeyim ve iğrenç görünüyorum."
Gülümsemesi daha da büyüdü. "Hala harika görünüyorsunuz. Emin olabilirsiniz." Dedi. Ona çok hafif gülümseyerek daha da yaklaştım. "Evet, o da sizi hoş buluyor." Dediğinde ise gülümsemem anında soldu. "Nereden bildiğimi sormayın. Ona karşı bir şeyler hissettiğinizi çok belli ediyorsunuz."
"Şimdi kendimi harika hissettim işte!" dedim hayal kırıklığıyla. "Beni çocuk gibi gören birine kapıldım ve bunu da kimseden gizleyemiyorum. Ne kadar güzel bir şey!"
Ayağa kalkıp elindeki makineyi çıkarıp yuvasına geri astı. "Sizi çocuk olarak görmüyor. Görmüyoruz. Bence yaşıtlarından çok fazla güzel ve çok fazla çekici olan genç bir bayansınız." Gülümseyip makineden bir fiş aldı ve ödeme yapmak için yanımdan uzaklaştı. Tam beni burada yalnız bırakmalarına şaşırıyordum ki bana yaklaşan Seth'i görünce gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMAM DEGIL SEVGİLİM OLUR MUSUN? (Komando Serisi -I-)
RomanceBelindeki silahi hizlica cekip aldim ve korumaligi indirip gozlerine baktim. Korkuyla acilan gozlerle bakiyordu. Olduğu yerde tas kesilmisti ve cenesindeki kaslarin segirdini, alninda biriken ter damlaciklarini cok net gorebiliyordum. Silahi yukari...