Banyonun kapısını kilitledim. Jungkook içeri girmek için yakınırken umrumda bile değildi. Iki gündür deli gibi kusuyordum.
Saçlarımın toplanmasiyla kaşlarımı çattım. Sifonu çekerken kendimi geriye bıraktım.
Elindeki peçeteyle ağzımı sildi nazik eller.
—Dark lorddan küçük bir yardım istemiş olabilirim dedi.
Kucağından kalkıp lavaboya ilerledim. Ağzımı çalkaladım. Ellerimle ensemi ıslattım.
Yıkılsam da geçerdi. Durmak yoktu. Yalnızca 26 gün kalmıştı.
Yatağa ilerledim. Koredeydik. Sonunda. Jungkook benimle konuşmaya çalışmasına rağmen onu ısrarla takmıyordum.
—Ben bara gidiyorum. Yarın beş kurbanı bulmak için işe koyuluruz dedim kıyafet çıkarırken.
—Dinlen sadece Hyuna. Günlerdir bir şey yemiyorsun. Bu halde içemezsin dedi.
—Gözlerimin önüme gelip duruyor her bir detay dedim onun dediğini yapıp vazgeçerken. Üçüncü kitabi alıp incelemeye başladım.
Dudaklarımı sürekli olarak dişlerken her şey tamamdı. Ve bunu ben başarmıştım.
—Sakin ol Hyuna. Şimdi tüm acılarını alacağım.
Jungkook'un eli alnıma baskı yaparken diğer eli boğazıma sarıldı. Kırmızı gözlerle karşılaşırken dudaklarımdaki baskıyı hissettim.
Kafamı geriye eğmiş dudaklarımızı birleştirmişti. Engel olmak adına bir şey yapmazken yavaştan kapanan gözlerimle bedenimde dolaşan değişik şeyleri hissediyordum.
Tüm bedenim uyuştuğunda kendimi bıraktım. Kucağına alıp yatağa bırakırken uykuya daldım.
...
Dark Lord benim duygularımı alıyordu. Bana iyilik yaptığını zannediyor olabilirdi. Veya sadece bencilce davranarak benim daha çabuk harekete geçmem için böyle yapıyordu. Ancak gerçek anlamda korku ve acıma duygum kalmamıştı.
Tavanı incelerken benim kitaptan çıkardığım ayını inceliyordu Jungkook.
Onun sırtında gözlerimi gezdirdim. O gerçekten çok muhteşemdi. Derin bir nefes alıp gözlerimi tekrardan tavana çevirdim. Bugün okula gideceğimiz için alarm sesi odada yankılandı. Bakir ve bakireyi bulma işi bendeydi. O normal insanları getirecekti. Sonrasındaysa hastaneden bir bebek kaçıracaktık.
Ayağa kalktım. Banyoya ilerleyip duş aldım. Bornozumla çıkıp kıyafet odama ilerledim. Formalarımı çıkardım.
Üzerimi giyinip saçlarıma havluyu tekrar sardım. Saatimi ve diğer takılarımı taktım. Elime bir taç alıp içeri geçtim. Jungkook yatağa geçmiş sadece tavanı inceliyordu.
Saçlarımı kuruttum. Kafama taşlı tacı yerleştirip saçlarımı bir kez daha taradım. Makyajımı yapıp gömleğimin yakalarını düzelttim.
Tamamdım. Masanın üstündeki kitapları alıp her zamanki gizli yere götürdüm.
—Ben hazırım çıkalım mı? Diye sordum. Jungkook'a.
—Sen git ve hallet. Benim bir işim yok. Dedi.
—Sen bilirsin dedim.
Parfüm sıkmayı unuttuğumu farkederek makyaj masamin üstündeki parfümü aldım. Boynuma kıyafetime bileklerime sıktım.
Koku hoşuma gittiği için kendi kendime mırıldanırken telefonumu aldım.
Çantamı çıkarıp hazırlarken bir yandan babamın açmasını bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Lord ~Jeon Jungkook
FantasyŞeytanın yazdığı iddia edilen bir kitapta kesinlikle önlerine çıkan ilk ayini yapmamalılardı.