(İldem'in anlatımıyla)
Arkama bakmadan koşuyordum, neredeyse beni yakalayacaktı, beni yakalamaması için de daha fazla koşmam gerekiyordu ama koşamıyordum çünkü astımım vardı ve nefes almakta da güçlük çekiyordum. Arkamı dönüp beni kovalayan kişiye bakacağım sırada ise bir taşa takılıp yüzüstü yere düştüm, bir yandan canım acıyor diğer yandan da öksürmekten başım ağrıyordu. Yavaşça üstümü silkeleyerek ayağa kalktım ve arkama dönüp baktım. Beni kovalayan kişiyi görememiştim, nereye gittiğini düşünürken de bir şey önümde belirip konuştu."Hey!"
Her ne kadar önümde belirdiğini gölgesinden anlasam da ona doğru dönünce korkmuştum. Ona dik dik baktığımda ise hiçbir şey yapmayıp sadece önümde durmayı seçmişti fakat ben kim olduğunu merak ettiğim için dudaklarımı araladım ve karşımdaki kişiye sorumu sordum.
"Kimsin sen?"
Birkaç saniye geçmesine rağmen sorumu cevaplandırmamıştı, duymadığını düşünerek tekrardan sormuştum fakat tekrardan bir cevap alamamıştım. Bu duruma sinirlenip kaşımı çatmam ile beraber de karşımda duran kişinin maskesine dokundum, yavaşça çıkarmaya yeltendiğim zaman ise bileğimden tuttu ve dudaklarını araladıktan sonra konuştu.
"Gerçekten kim olduğumu bilmiyor musun?"
Kaşlarım daha fazla çatılmıştı, birkaç dakika kim olabileceğini düşünmek istedim fakat ben soru sorduğumda tekrardan cevap vermez düşüncesiyle hemen sorusunu cevapladım.
''Bilmiyorum. Tanıdığım biri misin?'' Hiç tereddüt etmeden sorduğum soruya cevap verdi.
''Evet, beni çok iyi tanıyorsun.''
Derin bir iç çektim ve tekrardan kim olduğunu düşünmeye başladım fakat hiçbir şekilde kimse aklıma gelmiyordu. Düşman olduğum veya kavga ettiğim birileri yoktu. Kim beni kovalamak istemişti? O maskenin altında hangi okul arkadaşım vardı? Kim beni kovalıyor, üstelik saçma sorular sorup duruyordu? Bu soruların cevaplarını çok merak etsem de hiçbir şey demedim ve maskeli suratına bakmaya devam ettim ama karşımdaki kişi bana bakmayıp başını aşağıya eğdi ve ben de gözlerim ile onu takip ettim. Yaptığı şeyin maskesini çıkarmak olduğunu ise anında anlamıştım ve içimden de maskenin altından sevgilimin çıkmasını ümit etmiştim, aksi takdir de işim biraz zor görünüyordu.
Sonunda, tanımadığım ama hafiften okuldan bir arkadaşıma benzettiğim kişi maskesini çıkarmıştı fakat yüzüme değil de yere bakıyordu. Kaşlarımı bir kez daha çattım ve yavaşça yaklaştıktan sonra çenesinden tutup başını kaldırdım ama keşke kaldırmasaydım o manzara karşısında tökezlemiştim ve az kalsın da düşüyordum ama dengemi toplamıştım ve korku dolu gözler ile suratına bakmaya devam ediyordum.
Meğerse, beni kovalayan kişi bizzat kendimmişim.
"Hadi, Nilsu uyan artık."Korkuyla uyanmıştım çünkü tanımadığım bir kadın başımın üstünde uyan kızım diye seslenip duruyordu ve kadının bu davranışı beni baya korkutmuştu. Yavaşça yatakta doğrulup arkama yaslandığım sırada ise kadına dikkatlice bakmıştım ve annem olmadığını görmüştüm. Sonrasında kaldığım odayı süzmüş ve kesinlikle başka bir yerde olduğumu düşünmüştüm çünkü benim odam sade bir oda ve sade mobilyalardan oluşmuyordu.
''Kızım, günaydın. Neden hiç tepki vermiyorsun?''
Karşımdaki kadının bu sözleriyle düşüncelerimden sıyrıldım ve kadına doğru bakmaya başladım, biraz süzdükten sonra ise dudaklarımı aralayarak konuşmama başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)
SpiritualDört tane kişinin bedenleri, birbiriyle değiş tokuş olmuştu fakat ruhları aynıydı. Beşinci kişinin ise bir gücü vardı fakat o, diğerlerinden farklıydı. Neden mi? Çünkü o Egina'yı oluşturuyordu, o olmasa diğerlerinin de hiçbir anlamı yoktu. Bunun yan...