(Nilsu'nun annesinin anlatımıyla)
YIL 2007
Arkadaşımın yüzüne bakakalmıştım. Ne konuşabiliyor ne de bir tepki verebiliyordum fakat yavaş yavaş gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. Arkadaşım ise benim bu tavrım yüzünden korkmuş olacak ki omuzlarımdan tutup beni sarstıktan sonra konuşmasına başlamıştı. ''Sevda, iyi misin?'' Olayın şokuyla sadece arkadaşıma doğru başımı salladım ve bir anda ağlamaya başladım.
''Z-zeynep -zeynep kadının adı- .'' güçlükle ağzımdan bu sözcüğü çıkarabilmiştim. Arkadaşım kolumdan tutarak bir taşın üstüne oturttu ve diyeceğim şeyi duymak için kulağını ağzıma doğru yaklaştırdı. Yutkundum ve derin bir nefes aldıktan sonra konuştum. ''Kardeş olabilirler.'' Arkadaşımın yüzünü göremiyordum fakat şaşırmış olduğunu ve ağzının açık kaldığını ve ''Ne?'' dediğini duyabiliyordum. Arkadaşım oturduğu yerden doğruldu ve yüzüme doğru baktı. Onun bana bakmasıyla ağlamayı kestim ve gözlerimi devirip, ayağa kalktım. ''Nilsu okuldan çıkmıştır, onu alayım ben.'' diyerek, arkadaşımın yüzüne bakıp konuştum fakat onun cevabını duymak istemediğim içinde hızlıca yürümeye başladım. O ise yürümeye başladığımda ve ondan birazcık uzaklaştığımda bağırarak bana doğru seslendi. ''Er ya da geç Nilsu'ya evlatlık olduğunu ve bir kardeşi olduğunu söyleyeceksin.'' dedi, ben ise böyle söylemesiyle hafif bir şekilde güldüm ve kendi kendime sessizce ''Kızım, evlatlık olduğunu kendi öğrenecek.'' Dedim ve yürümeye devam ettim.
***
''Annecim bak, ne güzel yapmışım değil mi?''
Kızımın bana resmini göstermesiyle dikiz aynasından resmine doğru baktım ve gülümseyerek cevap verdim. ''Çok güzel olmuş kızım fakat aile resmimize neden bir kişiyi daha çizdin?'' Diyerek, kaşlarımı kaldırdım ve kızımın vereceği cevabı bekledim.
''Benim gelecekteki kardeşim anne o.'' diyerek, kızım cevap verdi ve bebeğiyle oynamaya başladı. Ben ise derin bir iç çektim ve arabayı kullanmaya devam ettim.GÜNÜMÜZ
Anahtarı deliğe soktum ve kapıyı açıp eve girdim fakat anahtarı soktuğumda kapı tekte açılmıştı ama ben kilitlediğimi hatırlıyordum, fazla umursamayıp omuzlarımı silktim ve içeriye girip kapıyı kapattım. ''Evlatlık olduğumu nasıl öğrendin?'' Anılarla dolu olan odamızdan bir ses duydum ve yavaş yavaş odaya doğru ilerledim ve odaya vardığımda beş kişinin olduğunu ve birbirleri ile kavga eder bir şekilde konuştuklarını gördüm, bir süre onları izledim, tabi bu süre zarfında da beni fark etmelerini istedim ama beni fark etmemişlerdi. Ben de konuşarak burada olduğumu belli etmek amacıyla yutkundum ve sonrasında konuşmama başladım.
''Nilsu kızım, bu kişiler kim?'' diyerek, söze başlamış oldum. Arkadaşları gibi kızımda beni gördüğünde şaşırmıştı ve dili tutulmuş olacak ki hiçbir şey söylememişti ve öylece yüzüme bakmaya devam etmişti. Kaşlarımı kaldırdım ve gülümseyerek konuşmama devam ettim. ''Kızım, tanıştırmayacak mısın?'' dedim ve kızımın konuşmasını bekledim. ''Şey, bu Nilsu.'' diyerek, sözüne başladı kızım ve çok geçmeden bütün arkadaşlarını tanıttı fakat benim aklıma takılan tek şey kızımla aynı ismi taşıyan Nilsu diye bir kız, bir de Eymen'idi.
Eymen'i gözüm bir yerden ısırıyordu ama bir türlü çıkaramıyordum, bir yere doğru odaklandım ve aklıma getirmeye çalıştım. Bir süre sonra da nerede gördüğüm aklıma gelmişti ve gözlerim büyümeye başlamıştı. Eymen, 2007 yılında gözü önünde annesi öldürülen çocuktu. Nilsu ise bedeni değiş-tokuş olmuş olan kızımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)
SpiritualDört tane kişinin bedenleri, birbiriyle değiş tokuş olmuştu fakat ruhları aynıydı. Beşinci kişinin ise bir gücü vardı fakat o, diğerlerinden farklıydı. Neden mi? Çünkü o Egina'yı oluşturuyordu, o olmasa diğerlerinin de hiçbir anlamı yoktu. Bunun yan...