(Yazarın anlatımıyla)
Her şey çok ani gelişmişti. Nasıl bu bedenlere geldiklerini fazlaca sorgulamadan kendi bedenlerini bulmaya çalışmışlardı. Bedenlerini bulmuş olsalar bile kaç kişi olduklarını ve neden böyle bir şeyin içinde yer aldıklarını bilmiyorlardı. Ta ki Eymen gelene kadar, Eymen aralarındaki en özel kişiydi ve onları kurtarabilecek tek kişi de Eymen'idi.
***
İldem, Nilsu, Aral ve Gediz şaşkınlıklar içerisinde etraflarına bakıyorlardı. Ne olup bittiğini hala çözememişlerdi ve hiçbiri konuşmuyor, beklemeye devam ediyorlardı. En sonunda Eymen sesinin gelmediğini düşünerekten konuştu.''Beni duyuyor musunuz?''
Hepsi, Eymen'in sesini duyuyordu fakat ne tepki vereceklerini bilmediklerinden dolayı beklemeyi seçmişlerdi ama aralarından birinin konuşması gerekiyordu ve bu görevi üstlenen kişi de Nilsu olmuştu ve dudaklarını araladıktan sonra konuşmasına başlamıştı.
''Duyuyoruz fakat bir şey sormak istiyorum. Biz tam olarak kaç kişiyiz?''
Eymen, sonunda birinin ona cevap vermesine çok sevinmişti ve Nilsu'yu hiç bekletmeden sorusunu cevaplamıştı.
''5 kişiyiz.''
Hepsinin şaşkınlığı daha da artmıştı fakat bir yandan da beş kişi olmalarına hepsi ayrı ayrı sevinmişti. Bunun sebebi ise tek başlarına savaşmayıp beş kişi savaşacak ve birbirlerine yardım edecek olmalarıydı.
Eymen, görüntülerini gördüğü kişilerin şaşkınlığına bakarken kız ve erkeklerin adını öğrenmek istedi. Her ne kadar adlarını bilse de bu durumu onlara şuan açıklayamazdı, en iyisi adlarını bilmiyormuş gibi davranıp isimlerini öğrenmeliydi ve bu yüzden dolayı da konuşmasına hemen başladı.''Gençler, isimlerinizi söyler misiniz?''
Nilsu, Gediz ve Aral birkaç saniye bekledikten sonra isimlerini söylemişlerdi fakat İldem hiçbir şekilde konuşmamıştı. Bu durumda Eymen, İldem'in olduğu yere baktı ve gördüğü manzara yine aynıydı. İldem, elindeki kağıtlara bakıyordu. Eymen, hiçbir şekilde İldem'in sesini duymadığı için İldem'e nasıl olup olmadığını sorma gereksiniminde bulundu ve ardından konuştu.
''İyi misin?''
İldem, bu sorunun kendisine sorulduğunu anlamıştı ve sanki yıllardır konuşan kişiyi tanıyormuş gibi cevap vermişti, üstelik diğerleri gibi şaşırmamıştı da. Eymen bu işte bir şeyler olduğunu az çok sezse de yeri geldiğinde elbet öğrenecekti.
''İyiyim.'' Diyerek, Eymen'in sorusunu cevapladı İldem.
Eymen, İldem'in konuşmasıyla da derin bir rahatlık hissetti ve direkt olarak konuya girdi ve Nilsu, Aral, Gediz ve İldem'e yapacaklarını anlattı.
***
''Etrafımızda bir sürü ağaç var, Eymen.'' Diyerek, söze girdi Gediz. Eymen de iğneleyici bir ton da güldü ve Gediz'in ardından devam etti.''Ama bir sürü saray yok değil mi Gediz?''
Gediz, hiçbir şekilde Eymen'in sırıtmasını göremiyordu fakat o an sanki bunu görmüştü ve hiçbir şekilde bir şey söylemeden sadece kaşlarını çatmıştı. Diğerleri anlamsız bir şekilde etrafına baksa da İldem, Eymen'in neyden bahsettiğini anlamış ve heyecanla konuşmaya başlamıştı.
''Eymen'in dediği yeri ben biliyorum.'' Aral, nasıl bildiğini anlamamış olacak ki konuşmaya başlamıştı.
''Nasıl bili-''
''Şimdi buluşmanız gereken yeri ayarlayacağız ve sonrasında gelip beni kurtaracaksınız.'' diyerek, Aral'ın sözünü kesti Eymen ve anlatmaya başladı.
***
Buluşmaya önce Nilsu ardından Gediz ve aynı anda da İldem ve Aral geldi. Birbirlerini ilk defa görüyorlardı ve hepsinin gözleri dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)
SpiritualDört tane kişinin bedenleri, birbiriyle değiş tokuş olmuştu fakat ruhları aynıydı. Beşinci kişinin ise bir gücü vardı fakat o, diğerlerinden farklıydı. Neden mi? Çünkü o Egina'yı oluşturuyordu, o olmasa diğerlerinin de hiçbir anlamı yoktu. Bunun yan...