4.Bölüm

181 100 64
                                    

(Gediz'in anlatımıyla)
İrkilerek uyandım, sebebini bilmiyordum çünkü rüyamda kötü bir şey de görmemiştim daha doğrusu rüya görmemiştim fakat bir şeyler olduğunu az çok sezmiştim çünkü yüzüm hafiften yanıyordu. Yataktan kalktım ve yüzümü yıkamak için lavaboya doğru ilerledim. Lavaboya geldikten sonra musluğu açtım ve ellerimi birleştirip yüzüme doğru götürdüm. Yanmanın geçmesi gerekirken daha da artıyordu. Musluğu kapattım ve aynaya baktım, o sırada yavaşça yüzüme dokunuyordum. Yüzüm fazlasıyla sıcaktı ama birden ne olmuştu ki? Ben yüzüme dokunmaya devam ederken biri bana seslendi.

''Gediz?''

Elimi yüzümden çektim ve etrafa bakınmaya başladım. Birinin "Gediz" dediğini duymuştum fakat kimin dediğini bilmiyordum.

''Aynaya bak !''

Kaşlarımı çattım ve sesin bana aynaya bakmamı söylediği içinde başımı aynaya doğru çevirdim. Aynada sadece ben vardım? Bu sefer daha sert kaşlarımı çattım ve aynaya doğru yaklaştım çünkü karanlık bir şey bana bakıyormuş gibi hissetmiştim.

''Doğru hissetmişsin.''

Aniden geri çekildim. İçimdeki sesi nasıl duymuştu?

''Kimsin sen?'' Diye sordum.

Benim bunu sormamla bana biraz daha yaklaştığını hissettim, yüzünü görebilecektim.

''Ben sen'im.'' dedi.

Bu ne demekti şimdi?

Ne saçmalıyordu?

Yüzünde benim yüzüm mü vardı?

Hiç sanmıyorum. Bunları bir yere dalmış bir vaziyette düşünüyordum ve gülüyordum.

''Bak, işte bu senin yüzün.''

Düşünmeyi bıraktım ve bütün dikkatimi aynadaki görüntüye verdim.

''Oha !''

Tepkim bu şekilde olmuştu. Aynadaki görüntünün her tarafına en ince ayrıntısına kadar baktım, tek dikkatimi çeken şey gözünün hemen altında küçük bir şekilde 178 sayısının yazıyor olmasıydı. Bu kesinlikle bir şeyi ima ediyordu ama neyi?

''Yaklaş !'' Aynadaki görüntü tekrardan konuşmuştu.

Bu cümlesini hırlar bir vaziyette söylemişti. Ben de daha fazla uzatmadan aynadaki görüntüye yaklaşmıştım. Benim aynaya yaklaşmam ile elini boynuma doğru götürmesi bir olmuştu ve tüm gücüyle de boğazımı sıkmıştı. Bunu yapmasıyla benim konuşmam bir hayli zorlaşsa da ağzımı zorlayarak açtım ve konuştum.

''B-b-bırak !''

Bunu demem ile aynadaki kişi daha da boğazımı sıkmaya başladı ve aynı zamanda aynadan da çıkmaya başladı, aynadan nasıl çıktığını anlamamıştım fakat tamamen çıkmadan önce bir şeyler yapmalıydım. Biraz düşündükten sonra da az önce gördüğüm '178' sayıları geldi, bunlar kesinlikle önemli bir şeydi.

Gelmesine çok az kalmıştı, elimi çabuk tutmalıydım. Başparmağımı o sayıya doğru götürdüm ve silmeye çalıştım. Ne şanslıyım ki elimi üzerine koyar koymaz sayılar gitmişti ve tabi ki sayılar ile birlikte de aynadaki kişi de gitmişti.
***
''Hadi, oğlum uyan.''

Perdelerin çekilmesiyle ve gözüme güneş ışığının gelmesiyle, gözlerimi kırpıştırarak açtım.

''Sonunda, uyanabildiniz beyefendi. Hadi kahvaltıya, çabuk !''

Yastığı arkama dayadım ve doğruldum. Bir yandan gözlerimi ovalayıp bir yandan konuştum.

''Siz kimsiniz, evimizde ne işiniz var?'' Ellerimi gözlerimden çektim ve kadının yüzüne baktım.

''Aral ne diyorsun?''

''Aral mı?

''Bu da mı rüya?''

Gerçek ile rüyayı ayırt edemiyordum. Şuan yaşadığım şey, gerçek miydi rüya mıydı, birinin bana bunu söylemesi gerekiyordu.

''Ateşin mi var?''

Tanımadığım kadın elini anlıma koyacağı sırada geri çekildim ve ''İyiyim.'' dedim.

''Pekâlâ, bir şey olduğunda söyle.''

Başımı salladım ve kadının odadan çıkmasını bekledim. Odadan çıktığını gördüğümde odayı incelemeye başladım. Kesinlikle burası benim evim değildi çünkü biz fakirdik. Bu kadar güzel odamın olması imkansızdı. Ellerimi saçlarıma götürdüm ve saçlarımı karıştırdım. Bir yandan da buraya nasıl geldiğimi anlamaya çalışıyordum. Aral kimdi onu bile bilmiyordum. Acaba bu da bir rüya olabilir miydi, cidden kafam çok karışmıştı. Daha fazla düşünmek istemedim ve ayağa kalkıp lavaboya doğru ilerledim. Musluğu açtım ve ellerimi suyun altına soktum sonrasında avucumdaki suyu yüzüme götürdüm.
Musluğu kapattım ve havluyu alıp yüzümü sildim. Başımı aynaya çevirdiğim sırada ise korkarak geri çekildim.

Aynadaki ben miydim? Ama bu olamazdı.

Bu olduysa bile nasıl olmuştu?

Başka bedene nasıl geçebilmiştim?

Peki, bu bedenden geri çıkabilecek miydim?

***

Neredeyse iki buçuk saattir odadaydım ve bu süre zarfında tek yaptığım şey düşünmekti. Çok fazla sorum vardı ama hiçbir soruma cevap yoktu.
Ellerimi saçlarımda gezdirdim, bundan sonra hayatım böyle mi olacaktı diye düşünmeye başladım. O sırada birinin şarkı söylediğini duydum hemen ayağa kalktım ve pencereye doğru ilerledim. Pencereden dışarı baktım ama kimse yoktu, geri çekildim ve olduğum yerde durdum. Bir şey denemeye karar vermiştim, işaret parmaklarımı kulaklarıma götürdüm ve tıkadım, ses kesilmişti. Ellerimi geri çektim, bu seferde ses geliyordu. Bu her kimse, ne kadar uzakta olursa olsun, onu duyabiliyordum ve bu benim için çok güzel bir şeydi. Gözlerimi kapattım ve şarkısını dinlemeye başladım, adımı seslen kısmını bastırarak söylediğini fark ettim. Sanırım adımı söylememi istiyordu. Gözlerimi açtım ve derin bir nefes aldıktan sonra adımı söyledim.

''Gediz.''

''Aral.''

Aral mı?

Başka biri adını söylemişti ve bu kişi yüzünü taşıdığım kişiydi. Ama nasıl olur da birbirimizi duyabilirdik? Hiçbir şekilde bir şey anlamıyordum, bu bir oyunsa bir an önce bitmeliydi çünkü artık sıkıcı olmaya başlamıştı. Bu düşüncelerimden sıyrıldım ve konuşmaya karar verdim, madem birbirimizi duyabiliyorduk, bir şekilde de iletişim kurabilirdik değil mi?
Derin bir nefes aldım ve verdikten sonra dudaklarımı araladım.

''Benim yüzümü taşıdığını biliyorum Aral.''

Ağzımdan bu cümle çıkmıştı çünkü her ne kadar yüzünü taşımış olsam da Aral benim arkadaşımdı, bu düşüncenin beynime nasıl yerleştiğini bilmiyordum ama bir şekilde hatırlamıştım ve Aral da benim nasıl mı arkadaşımdı?

Onun ile konuşmaya başladığımda aklıma bir anım gelmişti ve anımda biz arkadaştık.

EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin