(Aral'ın anlatımıyla)
Güneş ışığının yüzüme çarpmasıyla gözlerimi kırptım ve sonrasında yavaşça gözlerimi açtım ama keşke açmasaydım çünkü kendi odamda değildim, bu beni biraz korkutsa da sakin kalarak yorganı üstümden çektim ve yanı başımda duran telefonumu aldım. Ekranı açtım fakat anlamadığım bir şekilde telefonumun ana ekranında 178 yazan bir kod gibi bir şey vardı, burada da sakin tavrımı korumaya çalıştım ve hiçbir şekilde telefonumdan arama yapmadan telefonumu yastığımın üzerine koydum, ayağa kalktıktan sonra ise lavaboya doğru ilerledim. Lavaboyu bulmaya çalışırken de etrafı incelemeyi eksik etmedim fakat incelemem ile olay gitgide daha da karmaşık bir hal alıyordu. Bu yüzden de incelemeyi bırakıp lavaboyu bulmaya çalıştım.Lavaboyu hemen bulabilmiştim çünkü evin içinde merdiven yoktu ve sanırsam da ev bir gecekonduydu. Bundan dolayı da bulmam çok rahat olmuştu. Kapıyı açıp içeri girdiğimde ise ilk önce etrafı süzmüştüm sonrasında yüzümü buruşturup musluğu açmıştım. Suyu yüzüme doğru götürürken de su da bir farklılık olduğunu fark etmiştim ve özellikle rengi çok farklıydı fakat bunu da umursamayıp güzelce yüzümü yıkamıştım ve lavabonun yanındaki havluyu alıp yüzümü silmiştim. Silme işlemimi bitirdikten sonra başımı karşımda duran aynaya doğru çevirmiş ve kaşlarım çatık bir vaziyette yüzümü incelemeye başlamıştım.
''Bu olamaz !''
Elim ile yüzüme yavaşça dokundum ve tekrardan az önce söylediğim şeyi söyledim çünkü gerçekten de bu olamazdı. Ben siyah saçlı, yeşil gözlü biri değildim aksine kahverengi saçlı ve ela gözlü biriydim zaten bu özellikleri de geçtim, yüzüm tamamen bana ait değildi. Gözlerimi vücuduma kaydırdığımda ise yüzümün ki gibi vücudumda bana ait değildi. Neler olduğunu bir türlü anlamıyordum fakat bunu da umursamayıp kapıya doğru ilerledim. İki adım atmıştım ki bir yerden bir ses duydum ve kapıya yaslandıktan sonra gözlerimi etrafta gezdirdim. Nerden geldiğini anlamadığım bir ses bana ''Hazır mısın?'' demişti. Neye hazır mıydım bilmiyordum ve asıl önemlisi şuan bir rüyada mıydım onu da bilmiyordum.''Hazır mısın?''
İşte tekrardan aynı sesi duymuştum fakat bu sefer aynadan geldiğini anlamış ve aynaya doğru ilerlemiştim, tabi bu ilerlememi korkarak ve yavaş adımlarla yapıyordum.
Aynanın önüne gelmiştim ve lavabonun kenarlarını sıkıca tutuyordum çünkü karşımda benim yüzümü taşıyan biri vardı ve alnında 178 sayısı yazıyordu. Bunu nereden hatırlıyorum diye düşünmeye başladığımda ise telefonumda olduğunu hatırlamıştım fakat şuan telefonumu almaya gidemezdim.
''Beni tanıyorsun değil mi?''
Düşüncelerim beynimi ele geçirirken karşımdaki kişi konuştu fakat onun sorusuna ben cevap vermeyip sadece başımı salladım. Karşımdaki kişi de ben başımı salladıktan sonra gülmeye başladı. Neden güldüğünü anlamamıştım fakat neden güldüğünü sormam gerektiğini düşünüp konuşmama başlamıştım.
''Neden gülüyorsun?''
Bu soruyu sormam ile gülmeyi kesti ve bana dik dik bakmaya başladı ve bu sefer de konuşmayan kişi oydu. Anlamsız bakışlar ile ben de ona bakmaya başladım ve hiçbir şekilde konuşmadım fakat bir, iki dakika birbirimize baktıktan sonra karşımdaki kişi nereden geldiğini bilmediğim bir bıçak çıkardı ve elindeki bıçak ile bana dik dik bakmaya devam etti. Onun bu hareketi beni korkutsa da geri çekilmedim ve ben de bakmaya devam ettim.
Bir süre sonra elindeki bıçağı bir an da bıraktı ve bıçağı benim önümdeki lavaboya düştü. Gözlerim fal taşı gibi açılmış bir vaziyette bıçağa sonrasında karşımdaki kişiye bakıyordum. Karşımdaki kişi ise tekrardan gülmeye başlamıştı ve aynadan ellerini çıkartıp benim boynuma doğru uzatmıştı, her ne kadar geri çekilsem de elleriyle boynumu bir güzelce kavramış ve beklemediğim bir an da sıkmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)
SpiritualDört tane kişinin bedenleri, birbiriyle değiş tokuş olmuştu fakat ruhları aynıydı. Beşinci kişinin ise bir gücü vardı fakat o, diğerlerinden farklıydı. Neden mi? Çünkü o Egina'yı oluşturuyordu, o olmasa diğerlerinin de hiçbir anlamı yoktu. Bunun yan...