(Yazarın anlatımıyla)
Gediz'in bütün arkadaşları şaşkınlık içerisinde Gediz'e doğru bakıyorlardı. Hiçbiri Bianca'yı Gediz'in kız kardeşi olarak beklemiyordu. Onlar için başka biri Gediz'in kız kardeşi olabilirdi ama Bianca asla olamazdı çünkü baştan beri Sevda Gülsoy'un yanında olan ve onları kandıran kişi Bianca'ydı.
Nilsu, Aral ve İldem gözlerini Gediz'den ayırdılar ve Bianca'ya doğru çevirdiler. Üçü de Bianca'nın konuşmasını bekliyordu. Bunu anlamış olan Bianca da hepsinin yüzüne iki saniye baktıktan sonra, Gediz'in yüzüne tekrardan baktı ve alaycı bir tavır ile konuştu.
''Yalnız, ben seni tanımıyorum.''
Gediz, Bianca'nın bunu demesiyle yüzüne bakarak kahkaha attı ve sonrasında konuştu.
''Ne demek tanımıyorsun?''
''Artık bizimle dalga geçmeyi bırak.''
Bu sefer gülen kişi, Bianca'ydı.
''Dalga geçmiyorum.'' diyerek, Gediz'in ardından konuştu Bianca.
Gediz, koltukta oturuşunu dikleştirdi ve kaşlarını kaldırarak Bianca'ya baktı fakat hiçbir şekilde konuşmamıştı çünkü Sevda'nın kardeşinin beynini yıkadığını anlamıştı. Gediz'in kendine ciddi bir şekilde baktığını gören, Bianca da aynı şekilde Gediz'e doğru baktı ve sonrasında gözlerini devirerek kaldığı odasına doğru ilerledi.
Herkes, Bianca'ya odadan çıkışına kadar baktı ve Bianca'nın odasına girmesiyle Nilsu, başını Gediz'e doğru çevirip konuştu.
''Gerçekten, bu kız senin kardeşin mi?''
Gediz iç çekti ve Nilsu'nun sorusuna başını sallayarak cevap verdi.
''Ama seni tanımadı? Bir insan nasıl abisini tanımaz?''diyerek, konuşmasına devam etti Nilsu.
Aral ve İldem de başlarını sallayarak, Nilsu'yu onayladılar.
''Belli ki annen, kardeşimin beynini yıkamış.'' diyerek, ciddi bir ses tonuyla Nilsu'ya cevap verdi Gediz.
Nilsu, güldü ve devam etti.
''Öyle bir şey yapmamıştır.''
Gediz ise alaycı bir tavırla Nilsu'nun hemen ardından devam etti.
''Aynen, kardeşini kaçıran kişi de annen değildi zaten.''
Sonrasında Gediz, oturduğu yerden kalktı ve mutfağa doğru ilerledi. Nilsu, Aral ve İldem de sadece Gediz'in arkasından bakmak ile yetindi.
(Gediz'in anlatımıyla)
Yaklaşık on dakikadır mutfaktaydım ve bir sandalyede oturuyordum. On dakika boyunca kardeşimi, Eymen'i, neler yapmamız gerektiğini, acaba tekrardan Egina olabileceğini ve daha birçok şeyi düşündüm fakat çoğuna yanıt alamadım. Asıl en çok düşündüğüm şey ise bu şeye nereden ve nasıl düştüğümüzdü.
İç çekerek oturduğum yerden kalktım ve mutfak tezgahına doğru ilerleyip bardaklarının olduğu dolabı açtım. Fakat keşke açmasaydım çünkü tekrardan sırların olduğu kutuyu gördüm. Hiçbir şekilde bakmak istemiyordum bu yüzden de dolabın kapağını kapattım fakat beş saniye sonrada kendimi kapağı açarken buldum. Derin bir nefes aldım ve kutuyu elime aldım. Kapağını yavaşça kaldırdım ve kağıdı alıp üstünde yazan yeri okumaya başladım.
''Gediz'in geçmişe gidip ne olduğunu çözmesi gerekiyor.''
Kaşlarımı çattım ve kağıda bakarak kendi kendime söylendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)
EspiritualDört tane kişinin bedenleri, birbiriyle değiş tokuş olmuştu fakat ruhları aynıydı. Beşinci kişinin ise bir gücü vardı fakat o, diğerlerinden farklıydı. Neden mi? Çünkü o Egina'yı oluşturuyordu, o olmasa diğerlerinin de hiçbir anlamı yoktu. Bunun yan...