5. Bölüm

161 96 21
                                    

(Eymen'in anlatımıyla)
Uyandığımda bir kuyunun içindeydim ve hiçbir şekilde kimseyle iletişim kuramıyordum. Bu kuyuya nasıl geldim, onu bile bilmiyordum. Ama bildiğim tek bir şey vardı, o da diğerlerinden farklı olduğum. Bu farklılık çok başka bir şeydi çünkü insanlar benden ne kadar uzak olsalar bile onların sesini duyabiliyor ve onları görebiliyordum.
Şuan da da kulağımda tonlarca ses, tonlarca acı ve tonlarca görüntü vardı. Ama dikkatimi en çok çeken ses "Git ve onları bul" sesiydi.

***

*Bir silah sesi*
Korkarak uyandım, bir silah sesi duymuştum. Yaklaşık olarak 3 gündür buradaydım ve ilk defa bir ses duymuştum. Hızlıca ayağa kalktım ve kuyunun tepesine doğru baktım. Kimse yoktu fakat bu seslenmeyeceğim anlamına gelmezdi. Bu yüzden de daha rahat duymaları için ellerimi yanaklarımın hemen altına getirdim ve bir o şekli oluşturduktan sonra konuşmaya başladım.

''Hey ! Buradayım.''

Birkaç dakika beklememe rağmen kimseden ses gelmemişti. Beni burada bırakıp gitmiş olamazlardı değil mi? Diye düşünmüştüm fakat sesimi bile duyduklarını da düşünmüyordum. Kaşlarımı çattım ve bir taşın üstüne oturdum.

''Beni buradan çıkarın.'' Diye sessizce kendi kendime de konuştum. Biri bana dokunsa ağlayabilirdim.

*Ses ve görüntü yükleniyor.*

''AH ! ''

Başımın zonklamasıyla ellerim ile kulaklarımı kapattım. Şuan bir nebze de olsa ne olduğunu anlayabilmiştim. Rüyamda gördüğüm şey şuanda gerçek oluyordu ve bir anda aklıma rüyam ile alakalı bir şey gelmişti. Rüyamdaki bir ses ''Git ve onları bul. '' demişti ama ben kimi bulacaktım ve neden bulacaktım? Bunları düşünürken kulağıma bir ses geldi ve ben o sesin gelmesiyle gözlerimi sıkmaya ve ellerim ile de kulaklarıma baskı yapmaya başladım.

*Sadece 4 kişinin sesi yükleniyor.*

Ne olduğunu anlamamıştım ama hiçbir şekilde konuşmayıp beklemeye devam etmiştim ve anında da olanlar olmuştu. Bütün sesler kesilmiş sadece dört kişinin sesi gelmeye başlamıştı. Hiçbir şekilde konuşmadan sadece onları dinlemeye başlamıştım. Bir kız, diğer kız ile konuşuyor, diğer erkek ise bir erkek ile konuşuyordu. Hepsine anlam yüklemeye çalıştım fakat bir anlam yükleyemedim. Daha bu kişilerin kim olduğunu bile bilmiyordum. En iyisi kim olduklarını ve nerede olduklarını görmekti. Bu yüzden de her zaman yaptığım gibi şimdi de iki işaret parmağımı şakağıma dayadım ve bekledim.

*4 kişinin görüntüleri yükleniyor.*

İşte şimdi hepsini görüyordum. Biri dışarıda, biri lavaboda, biri bir sürü kutuların olduğu yerde, biri de odasındaydı.
Tahmin ettiğim gibi iki erkek ve iki kız vardı. Olayı yanlış anlamadıysam kızlar birbiriyle, erkeklerde birbiriyle iletişim kurabiliyordu. Bunun çok saçma olduğunu ve diğer yandan da acaba ben konuşsam hepsi beni duyabilir miydi, diye düşündüm. Duymasalar bile en azından şansımı denemiş olacaktım, bu yüzden de konuşmak için dudaklarımı araladım. Tam konuşacağım sırada lavabo da olan kız şarkı söylemeye başladı ve ben de hiçbir şekilde konuşmayarak onu dinlemeye başladım. Şarkıyı gerçekten çok güzel söylüyordu, bu şarkıyı bilmediğimden dolayı eşlik edememiştim fakat benim eşlik etmeme kalmadan kız bir kısmını bastırarak söylemişti ve iki erkek de aynı anda isimlerini söylemişti.

''Gediz.''

''Aral.''

Demek adları bu şekildeydi fakat sadece iki kişi söylemişti, halbuki bir tane daha biri vardı ama o hiçbir şekilde konuşmamıştı. Neden olduğunu merak ederek diğerlerini es geçtim ve o kızın olduğu görüntüye odaklandım, elinde de bir kağıt olduğunu gördüm. Kağıtta ne yazdığını göremiyordum fakat kötü bir şey yazıyor ki kız kağıda bakarak donakalmıştı. Her zaman ki ben kağıtta ne yazdığını da merak etmiştim ve görüntüyü kağıda biraz daha yaklaştırmıştım. Gördüğüm şey karşısında ben de iki saniye kalakalsam da düzelmiştim ve lavabo da kapının arkasında oturan kıza bakmıştım çünkü kağıtta ''Nilsu Demir evlatlık verildi. '' yazıyordu. Lavabo da duran kız Nilsu olabilir miydi bilmiyordum ama sadece dört kişinin görüntüleri vardı ve büyük ihtimalle o kızın adı Nilsu'ydu.

Daha fazla görecek bir şeyim olmadığından dolayı da parmaklarımı şakağımdan çektim ve gözlerimi açtım fakat sesleri kapatmamıştım çünkü onları duymak istemiştim ve iyi ki de kapatmamışım diye düşünerekten kulağıma gelen sese odaklanmıştım. Bu sefer konuşan kişiler erkeklerdi ve erkeklerden Gediz olan Aral'a ''Benim yüzümü taşıdığını biliyorum Aral.'' Demişti ama yüz ne alakaydı ve neyden bahsediyordu? Bedenleri değişmiş olabilir miydi? Yok canım, bu mümkün değildi, böyle bir şey yapılamazdı. Ben bunları düşünürken tekrardan parmaklarımı şakağıma dayadım ve görüntülere bakmaya başladım, çünkü ne yapıyorlar görmem lazımdı.

Gediz, yatağının üzerinde oturmuş öylece bekliyordu fakat sonrasında aklına bir şey gelmiş olacak ki kaşlarını çatmıştı. Aral da dışarıda bir bankta oturmuş öylece önüne bakıyordu. Nilsu, aynı pozisyonda kapının arkasında oturuyordu. İldem ise kağıtlara bakmaya devam ediyordu.

''Sanırım bulmam gereken kişiler bu insanlardı.'' Diye kendi kendime söylendim. Çünkü benim güçlerimin yanı sıra onlarda farklı bir şey vardı, bunu da yanlış düşünmüyorsam bedenleri tamamen değişmişti ve kızlar birbirini, erkeklerde birbirini duyabiliyordu fakat benim araya girmemle hepsi birbirinin duymuş ve hatta içlerinden bazıları adlarını söylemişti. Artık benimde onlar ile konuşmam gerektiğini ve onlara beni buradan kurtarmaları gerektiğini söylemem gerekiyordu. Bu yüzden de derin bir nefes aldım ve verdikten sonra dört kişi söyleyeceğim şeyi söyledim.

''Beni kurtarmanız gerekiyor. Ben Eymen.''

EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin