Hepsinin bir hikayesi vardı, hepsinin bir acısı vardı. Fakat bu hikayelerde gizemin yanında sırlarda vardı ve "Egina" bu sırları çözecekti.
Eymen gözlerini büyütmüş, olduğu yerde kalakalmıştı. Nilsu'nun evlatlık olduğu haberini bekliyordu fakat ikisinin de kardeş olduğu haberini almıştı ve ilerleyen zamanlarda Nilsu'ya karşı nasıl davranacağını bilmiyordu. Bir abi gibi mi davranmalıydı yoksa bir arkadaş gibi mi? Onu düşünmeyi geçmiş, ondan büyük müydü yoksa ikizler miydi? Bunu bile bilmiyordu. Daha fazla beynini kurcalamak istemedi ve söze girdi.
''Ne yani biz şimdi seninle kardeş miyiz?'' diyerek, bakışlarını Nilsu'ya uzattı.
O da bu durum karşısında şaşırmış ve üzülmüştü. Eğer bu bilgi doğru ise, onun içinde bir başlangıç olacaktı ve arkadaşı yerine abisi olan kişi ile yoluna devam edecekti. Nilsu'nun konuşması ve gereken şeyleri söylemesi gerekiyordu. Fakat ağzını bile açmadan elindeki kağıtlara bakmaya devam etti. Eymen ise bu duruma sinirlenmiş, hızlı bir biçimde gelip Nilsu'nun elindeki kağıtları almıştı. Bir yandan kağıdı okuyor diğer yandan da Nilsu'ya bakıyordu.
Ortam tamamen sessizdi fakat bir süre sonra arkadaşlarından Aral dayanamayarak patladı ve konuşmasına başladı.
''Konuşsana Nilsu. Sen daha diğer haberi almadan böyleysen, diğer haberi aldığında nasıl olacaksın bilmiyoruz.''
Aral'ın böyle demesiyle İldem ve Gediz ona doğru baktılar ve anlamsız bir bakış attılar. Derhal olaya birinin müdahale etmesi gerekiyordu ve bu kişi İldem oldu.
''Aralcım ne diyorsun?''
''Harbiden ne diyorsun?'' dedi, İldem'in arkasından Nilsu ve artık kesinlikle bir şey olduğunu anlamıştı.
Bu yüzden Aral'ın söylemesi için kaşları çatık bir vaziyette Aral'a doğru bakıyordu. Aral ise söyleyip söylemeyeceği konusunda kararsız kalmıştı fakat bunu bilmesi gerektiğini ve bir an önce üstesinden gelmesi gerektiğini düşünerek söyledi.
''Sen evlatlıksın.'' dedi ve Nilsu'ya üzgün bir şekilde baktı.
O sırada Gediz ve İldem şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken, Eymen ise odadaki başka dosyaları karıştırmak ile meşguldü.
''Siz ciddi misiniz? '' dedi, Nilsu yavaşça.
''İldem?''
Nilsu gözleri dolu bir şekilde bakışlarını İldem'e doğru çevirdi. Aynı şekilde İldem'de gözleri dolu bir şekilde Nilsu'ya baktı ve tekrardan Nilsu'yu sıkıca kucakladı.
''Şimdi yıllarca tanıdığım kişiler benim gerçek anne ve babam değil mi?'' dedi, Nilsu ve İldem'in omzunda ağlamaya başladı.
Gediz ve Aral'da üzgün bir şekilde onları izledi. Eymen ise yaklaşık olarak üç dakikadır elinde tuttuğu fotoğrafa bakıyordu. Elindeki fotoğrafı ters çevirdi ve hemen sol altta isimlerini gördü ve bir ipucu olduğunu düşünerek arkadaşlarına doğru seslendi.
''Hey ! Baksanıza bir şey buldum.''
Eymen'in konuşmasıyla Nilsu, gözyaşlarını silmiş ve Eymen'e doğru bakmıştı. Gediz de Eymen'in elindeki fotoğrafı görünce kaşlarını çatmış ve fotoğrafa doğru ilerlemişti. İldem de anlamsız bakışlar ile Eymen'e doğru bakmış ve Nilsu ile beraber yanına doğru ilerlemişti. Aral ise meraklı gözler ile Eymen'in elindeki fotoğrafa bakıyordu.
''Bakın, bu fotoğrafta bizim küçüklüğümüz var.'' diyerek, sözlerine devam etti Eymen.
Herkesin giderek şaşkınlığı artmıştı. Bir yandan küçüklük fotoğraflarını gördükleri için mutlu olmuştu fakat bir yandan da gerilmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)
SpiritualDört tane kişinin bedenleri, birbiriyle değiş tokuş olmuştu fakat ruhları aynıydı. Beşinci kişinin ise bir gücü vardı fakat o, diğerlerinden farklıydı. Neden mi? Çünkü o Egina'yı oluşturuyordu, o olmasa diğerlerinin de hiçbir anlamı yoktu. Bunun yan...