(Sevda'nın anlatımıyla)
Selamlar, tekrardan ben geldim :) Bir yerlerden beni özlediğinizi duydum, ben de sizi çok özledim. O halde ufaktan anlatmaya başlayayım.
Öncelikle, Eymen'i gerçekten kaybettik, bunun için çok üzgünüm. Diğerleri uyandıkları zaman bana çok kızacaklar ama yapacağımız bir şey yoktu. Cipleri çıkarırken canı fazlasıyla acıdı ve öldü. Kardeşine son söylemek istediği şey ise ''Birbirinizi asla bırakmayın' dı.'' fakat tamamlayamadı. Neyse bu konuyu geçiyorum, şimdi hepiniz İldem ve Nilsu'nun bedenlerine geri döndüğüne şahit oldunuz. Aral ve Gediz neden dönmedi peki? Hemen bu sorunuzu cevaplıyorum. Onlara şuan herhangi bir güç yüklenmedi. Onlar sadece ''178 no'lu'' kutusunu çözmek zorundalar şuan. Kutunun devamı var ve hepsinin içinde de sırlar var. Gördüğünüz de anlayamayacağınız ve şaşıracağınız türden.
Şimdi gelelim, bu kutuları nereden bulacaklarına. Her gece onlar uyurken, onların aileleri kaldıkları eve girecek ve sadece bir yere kutu saklayacaklar. Her gün farklı ebeveyn evlere girecek. Eğer kutuyu fark edemezlerse, onlar kutuyu bulana kadar kimse eve girmeyecek.
Bunu da hallettik, gelelim, Gediz ve Aral'ın güçlerine. Gediz'e bambaşka bir şey yükleyeceğiz. Artık onu da o keşfettiğinde görürsünüz ;) Aral'ın ise ölümsüzlüğü olacak, anlayacağınız bütün arkadaşlarının ölümünü görücek :) tabi biz cipini çıkarmazsak.
Şimdi de Eymen ve Nilsu dışında, diğerlerinin ailelerine bir göz atalım. Daha önce de söylemiştim, hepsi benim için çalışıyorlar fakat beyinleri yıkanmış bir vaziyette, eğer böyle bir şey olmasaydı hiçbiri bana yardım etmezdi. Bu arada şunu da söyleyeceğim; Egina'nın da beynini yıkadım, aksi takdirde benim deneklerim olmayacaktılar ve ben böyle bir şey yapınca otomatik olarak da kendilerini buna sürüklemiş oldular.
Ve son olarak, benden nefret etmeyin ama Egina'nın yanına bambaşka insanlar gelecek. Gitmeden şunu da söyleyeyim, Eymen'i belki hayata döndürüz, sonuçta Eymen'siz Egina olmaz dimi :)
(Nilsu'nun anlatımıyla)
Ağlayarak, yattığım yerden kalktım ve İldem'e doğru baktım fakat başımı önüme çevirmeden tekrar baktım çünkü bedenlerimiz eski haline dönmüştü. Gözlerimi büyüterek, hem kendi bedenime hem de İldem'in bedenine tekrar baktım. Bu benim için çok güzel bir şeydi. Fakat mutlu olamıyordum çünkü kardeşimi kaybetmiştim. Bedenime bakmayı kesip, ağlayan halime geri döndüm ve kapıyı açıp salona doğru ilerledim.
Kaşlarımı çattım ve karşımda duran Aral ve Gediz'e doğru baktım. Gözyaşlarımı sildikten sonra da yutkundum ve dudaklarımı aralayıp konuştum.
''Ne yapıyorsunuz siz?''
Bir süre ikisi ne diyeceklerini bilemediler ve birbirlerine baktılar.
''Eee?'' diyerek, tekrar onlara bakarak konuştum.
''Şey, bir şey yo-'' Diyerek, söze girmişti Aral fakat Gediz onu susturdu ve konuşmaya başladı.
''Hiçbir şey saklamak yok. Şimdi hani biz rüyamızda '178' ile alakalı bir kutu görmüştük ya, o kutuyu bulduk.'' dedi ve elindeki kağıdı bana doğru uzattı.
''Şuan yanınızda yüzlerce insan yatıyor ve sizin yapmanız gereken tek şey uyanmak.''
Anlamsız bakışlar ile kağıda bakıyordum, ne demekti bu şimdi? Koca bir rüya mı görüyorduk? Kahkaha attım ve başımı salladım. ''Biri bizimle dalga geçiyor.'' dedim ve kağıdı Gediz'e geri uzattım ve karşılarındaki koltuğa oturdum. ''Biz de öyle düşünüyoruz fakat içinden başka bir kağıt daha çıktı ve bu düşüncemizi değiştirdi.'' dedi, Aral ve kutudan kağıdı çıkarıp bana uzattı.
''Hemen uyanmalısınız, bunları yaşamadınız hiçbiriniz.''
Tekrardan güldüm ve dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım. ''Ya, gerçekten şaka bunların hepsi, görmüyor musunuz kanlı canlı ayaktayız.'' dedim ve kağıdı fırlattım.
''Ne oluyor ya burada?'' İldem, konuşmalarımıza uyanmış olacak ki gözlerini ovuşturup salona doğru geldi. Kendine geldiğinde ise bana bakakaldı. ''Nilsu?'' gülümsedim ve ayağa kalkıp koşarak yanına gittim, sıkıca sarıldım. ''Bedenlerimize geri döndük, İldem.'' Sarılmama karşılık verdi ve konuşmasına devam etti. ''Her şey bitti mi?'' Geri çekildim, Gediz ve Aral'a doğru bakıp güldüm. ''Hayır, bitmedi.'' dedim ve aklıma Eymen'in gelmesiyle gülümsememi yok ettim.
''Ne oldu, gülmen neden gitti?'' Aral'ın bu sorusuyla başımı ona doğru çevirdim. Söylemeli miydim, bilmiyordum.
''Sakın, bizden bir şey saklamaya çalışma, Nilsu.'' dedi Gediz, gözlerimin içine bakarken, sanırım bir şey saklayacağımı anlamıştı fakat saklamayacaktım böyle bir şeyi.
Derin bir nefes aldım ve verdikten sonra yavaşça dudaklarımı aralayıp konuştum. ''Eymen öldü.'' Gözlerimin dolmasına engel olmalıydım fakat başaramamıştım.
(Yazarın anlatımıyla)
Arkadaşları, şok olmuştu. Kimse ne diyeceğini bilmiyordu. Ne demek Eymen ölmüştü? Egina bitmiş miydi? Nilsu dışarı çıktığı zaman ne olmuştu? Kafalarında tonlarca soru vardı fakat hiçbirini cevaplandıramıyorlardı, sonrasında sorularının cevaplarını Nilsu'da bulacaklarını düşünüp aynı anda aynı soruyu sordular.
''Nereden biliyorsun?'' Anlık olarak hep birlikte söyledikleri için hepsi birbirine baktı fakat sonrasında başlarını Nilsu'ya doğru çevirdiler.
''Bilmiyorum, kardeşimin sesini duyuyordum her ne kadar gücünü kullanmamış olsa da.'' Yutkundu ve cümlelerine devam etti, Nilsu. ''Ve benim ile konuşurken, ah diye bir ses duydum sonrasında biri 'Allah kahretsin, öldü' dedi. Bu şekilde Eymen'in öldüğünü anladım.''
Hepsi, anlamsız bakışlar ile Nilsu'ya doğru bakıyordu, bu anlattığı kimse için inandırıcı değildi. ''Doğruyu söylüyorum.'' diyerek, hepsinin gözlerinin içine baktı ve cümlesini devam ettirdi. Arkadaşları, gülümsedi ve Gediz ile Aral ayağa kalkıp Nilsu ve İldem'in yanına geldi. İldem, Gediz ve Aral birbirlerine bakıp gülümsediler ve hep birlikte şunu söylediler.
''Sana inanıyoruz, kardeşim.''
Hep birlikte, Nilsu'ya sarılmışlardı fakat Nilsu'nun bir yanı mutlu olsa da bir yanı üzgündü çünkü oluşturdukları dairede Eymen yoktu ve hiçbir zaman da olmayacaktı.
''EGİNA'ya birini almayalım.'' Gözleri dolu bir şekilde, arkadaşlarının gözlerinin içine bakarak konuşmuştu. Hepsi Nilsu'yu bu şekilde gördükleri için ağlayacaklardı fakat Nilsu'yu üzmemek için böyle bir şeye hiç yeltenmediler, bile.
Nilsu, hepsinin yüzüne bakıyor bir şey demelerini bekliyordu. Gediz bunu anlamış olacak ki Nilsu'nun gözlerinin içine bakarak konuştu.
''Asla birini almayacağız.'' Başını arkadaşlarına doğru döndürdü ve gülümseyerek cümlelerine devam etti.
''Egina, Eymen ile güzel kalacak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGİNA ( İLK PERDE BİTTİ / KİTAP OLACAK)
SpiritualDört tane kişinin bedenleri, birbiriyle değiş tokuş olmuştu fakat ruhları aynıydı. Beşinci kişinin ise bir gücü vardı fakat o, diğerlerinden farklıydı. Neden mi? Çünkü o Egina'yı oluşturuyordu, o olmasa diğerlerinin de hiçbir anlamı yoktu. Bunun yan...