Sky // c.h

15

CALUM

Birkaç saat sonra konser alanına giderken hiç olmadığım kadar gergindim.

Konser zamanında asla gergin olmazdım, gayet rahat davranırdım ama zaten gerginliğim o yüzden değildi.

Telefon konuşması yüzündendi.

Ellerimi bir kez daha saçlarımın arasından geçirip ofladım.

"Neler oluyor? Konserden önce hiç böyle davranmazdın." Dedi Ashton gözlerini yoldan ayırmadan.

"Sorun yok." Dedikten sonra sadece onun duyabileceği şekilde mırıldandım. "Yalnız kaldığımızda anlatacağım."

Arabada sessizlik hakimdi. Sadece arada sırada Ivy'nin dar elbisesinden şikayeti duyuluyordu ve ardından Ruby kızgınca konuşuyordu.

"Lanet olsun Ivy, o elbiseyi sana biz giydirmedik!" Kendisi bir blink-182 tişörtü ve dizleri yırtık siyah bir kot giymişti.

Sonunda konser alanına vardığımızda birkaç hayrana imza verdim ve onlarla fotoğraf çektirdim. Sonra Ashton'ı kolundan tutup yalnız kalabileceğimiz bir yere sürükledim.

"Ashton, ben bittim. Ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Ruby'nin üzülümesinden çok korkuyorum."

"Bana neler olduğunu anlat." Dedi karşımdaki tabureye otururken. Ben de oturdum ve anlatmaya başladım.

telefon konuşması

"Calum, sana bir şey söylemem gerek. Ama bunu Ruby'ye sakın söyleme. Onun bilmesini istemiyorum."

"Pekala." Dedim. Ve Bayan Wilson konuşmaya başladı.

"Bak, sen Ruby'nin en çok değer verdiği insanlardansın. O sana güveniyor, bu yüzden, ben de sana güveneceğim." Dedikten sonra derin bir nefes aldı.

"Ben, hastayım. Kalbim gerektiği gibi çalışmıyor. Ve yakında, çalışmayı tamamiyle bırakacak. O zaman gelene kadar ve ondan sonra, Ruby'yi hep mutlu etmeni ve onu korumanı istiyorum senden. O, sevilmeyi ve mutlu olmayı hak ediyor. Lütfen, ne olursa olsun, asla onu sevmeyi bırakma, tamam mı?" Sesi en sonunda ağlamaklı çıkmıştı, belki de ağlıyordu.

Ne diyeceğimi bilemedim. Bu saatten sonra annesine yardım etmem imkansızdı. Onun için hiçbir şey söyleyemezdim. Tek yapabileceğim, bana emanet ettiği kızını korumaktı.

"Merak etmeyin Bayan Wilson, kızınızı sonsuza kadar seveceğim ve onu hep mutlu edeceğim. Gözünüz arkada kalmasın."

*bu bölümü gecenin on ikisinde yazdım, çok saçma olmuş olabilir*