CALUM
"Ne yapacağım, Ash?" Dedim. Başımı ellerimin arasına almıştım. "Annesi onun hayatta kalan -ve onunla konuşan- tek akrabası. O ölürse, ona ne olacağını düşünebiliyor musun? Mahvolur. Ve ben onu mutsuz etmekten deli gibi korkuyorum."
Sesim titriyordu ve olduğum yerde ileri geri sallanmaya başlamıştım. Ashton ellerimi başımdan çekti. Ellerini omuzlarıma koyarak konuştu.
"Dostum, sakin ol. Bunun üstesinden geleceğiz. Sen onu seviyorsun, o seni seviyor. Onu ne kadar mutlu ettiğinin farkında bile değilsin. Bazen ikimiz yalnız kaldığımızda, bana senden bahsederdi. Senin ne kadar iyi biri olduğundan. Seni ne kadar çok sevdiğinden ve sana ne kadar çok güvendiğinden." Dedi.
"Telaşa kapılma, tamam mı? Her şey düzelecek. Onu mutlu etmeye bak. Ben de yardım ederim hem, o mutsuz olduğunda ne yapılacağını biliyorum."
Ayağa kalkıp ona sarıldım. "Teşekkürler." Dedim minnettar bir sesle. Gülümsedi ve birlikte çocukların yanına gittik.
Çocuklar Ruby'nin bateriye geçmesi konusunda baskı yapıyordu. Gülüp Ruby'nin yanına gittim ve yanağına bir öpücük kondurdum.
"Calum, şu lanet arkadaşlarına bateri çalmayacağımı söyle."
"Bas gitar çal?"
"Beni hayal kırıklığına uğrattın." Dedi yüzüme hainmişim gibi bakarak ve başını yavaşça iki yana sallayarak.
"Hadi ama, bas çalmayı bilmiyor musun?"
"Biliyor!" Diye atladı Ashton. Daha sonra sırıtarak yanımıza geldi ve Ruby'yi gitarımın olduğu yere sürükledi. Gitmeden önce bir şeyler söylemesi Ruby'nin onu yumruklamasına neden oldu. Sinirlenmemeye çalışarak onun yanına gittim.
"Hangi şarkımızı biliyorsun?" Dedim. Bu sefer Ivy atladı.
"Hepsini." Dedi gururla. "Ve hepsini de çalabiliyor. O sizin takıntılı gizli hayranınız."
"Bu doğru mu? Dedim gözlerimi kocaman açarak. Kızardı ve başka yöne baktı.
"Hayır, yani belki. Birkaç şarkınızı çalabiliyorum sadece. Bana bakmayı kes."
"En iyi hangisini çalabiliyor, Ivy?" Dedi Michael.
"Adını tam bilmiyorum, neydi o? Sanırım iyi kızların aslında kötü kızlar olması hakkındaydı." Elini geçiştirircesine salladı.
"Good Girls mü?"
"Sanırım." Dedi. Ruby sessizce Ivy'ye küfürler ediyordu.
"Çalamıyorum dedim..." Dedi Ruby dişlerinin arasından.
"Yardım ederim." Dedikten sonra gitarımı alıp eline tutuşturdum. Arkasına geçip ellerimi ellerinin üstüne koydum ve gitarın doğru yerinde olduğundan emin oldum. Başımı omzuna koydum ve parmaklarını doğru notanın üstüne yerleştirdim.
"Çalmayı biliyorum." Diye homurdanıp kurtulmaya çalışınca sırıtıp cevap verdim.
"Çalamadığını sanıyordum?" Ofladığında devam ettim. "Mdem biliyorsun, çal o zaman."
"Ellerini çek." Ellerimi parmaklarının üzerinden çektim ama geri çekilmedim, onun yerine arkadan beline sarıldım. Sinirle homurdandı.
"Sorun ne, küçük asi?"
"Yok bir şey."
"Ben de öyle düşünmüştüm." Dedikten sonra aramızda çok az bir mesafe kalacak şekilde onu kendime çektim.
"Biraz daha yaklaşırsan gitarını kafana geçiririm." Tehdit ederek gitarı kaldırdığında güldüm.
"Pekala, sen kazandın. Çal şimdi." Ofladı ve üçe kadar saydıktan sonra çalmaya başladı.
Ciddi anlamda iyi çalıyordu, bir an çocukların benim yerime onu gruba almasından korktum.
Şarkıyı bitirince hep beraber alkışladık. Daha sonra tekrar ona arkadan sarıldım ve boynuna bir öpücük kondurdum. Ürperdi.
"Benden daha iyi çalıyorsun." Diye fısıldadım.
"Saçmalama." Dedi. Kollarımdan kurtulmaya çalıştı ama elbette başaramadı. Hatta her uzaklaştığında onu biraz daha kendime çekiyordum. Ayaklarını ayaklarımın üstüne koyduğunda yürümeye başladım ve çocukların yanına gittim. Ruby o sırada elleriyle karnında birleştirdiğim ellerime vuruyordu.
Çocuklar sırıtıyordu. Michael'ın gözlerinde muziplik hakimdi ve Ruby'ye bakıyordu. Ruby'nin de ona dehşet saçan gözlerle baktığına emindim.
Luke, tarafsızdı. İkimize bakarak sırıtıyor ve Michael'a bir şeyler fısıldıyordu.
Ashton'ın sırıtması ise daha sevecendi. Gözleri böyle devam etmem gerektiğini, doğru şeyi yaptığımı ve her ne kadar kızgınmış gibi görünse de güldüğünü ve çok mutlu olduğunu anlatıyordu. Omzunun üstünden yüzüne baktığımda güldüğünü gördüm ve ben de onunla güldüm.
"Mutlu olduğunu görmek güzel." Dedim. Çok bir şey anlamasa da içten bir şekilde gülümsedi ve yanağımı öpmek için uzandı. Ben de meşhur baş çevirme numarasını yaptım.
Halinden memnun olmadığı söylenemezdi.
ah selam
umarım beğenmişsinizdir :))))99999
sonraki bölümde görüşürüz :))))9))9))))9)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sky // c.h
Fanfiction"O gün oyun parkındayken bunlardan hiçbirinin olacağını tahmin edemezdik."