Evden yeterince uzaklaştıma karar verdiğimde, gözyaşlarımın gözlerimden kaçmasına izin verdim.
Ne yaptığım makyaj, ne de çıkardığım gürültü umurumda değildi. Yaptıklarımı geri almak, tekrar Calum'un kollarında huzur bulmak istiyordum.
Az önce yaptığım şeyden dolayı kendimden nefret ediyordum ve muhtemelen hayatımın sonuna kadar pişman olacaktım.
Bir anlık öfkemden dolayı on yıllık ilişkimi bitirdiğime inanmak istemesem de yapmıştım işte.
Morali bozuk olabilirdi. Hemen öfkeye kapılmadan önce ne olduğunu sormalıydım. Bütün suç bendeydi işte.
Giydiğim için kendime kızdığım ayakkabılarımın izin verdiği kadar hızla koşuyordum. Nereye gittiğimi bile bilmiyordum aslında, sadece uzaklaşıyordum. Bu koşu, biraz da acıdan uzaklaşmak içindi fakat içimde yaşanan bir şeyden koşarak kaçmak mümkün değildi.
Hatıralar zihnimi dolduruyordu.
"Birbirimizi ne olursa olsun hiç bırakmayacağız, tamam mı?" Demiştim o gün, parktaki büyük ağacın altında otururken. Beş yaşında falan vardık.
"Tamam, olur." Demişti.
"Şimdi, serçe parmağını uzat." Demiştim ben de benimkini uzatırken. O da uzatınca parmaklarımızı birleştirmiştim.
"Tekrarla, birbirimizi hiç bırakmayacağız."
"Birbirimizi hiç bırakmayacağız."
Hatıralar ağlamamı şiddetlendirirken önümü zar zor görüyordum. Onlardan da tıpkı acıdan kaçmaya çalıştığım gibi kaçmak istiyordum ama mümkün değildi.
Bir korna sesi duyduğumda, az kalsın arabanın bana çarpacağını fark ettim. Sürücüye bakıp özür dilerim anlamında bir işaret yaptıktan sonra yolun karşısına geçtim.
Koşmaya mecalim kalmayınca durdum. Şehrin en işlek merkezlerinden birine gelmiştim, arabaların ve trafik lambalarının ışıkları karanlıkta parlıyordu. Bavulumun üstüne oturdum. Ağlamam bir türlü sakinleşmiyordu, göz pınarlarımın kurumasına ramak kalmıştı.
Daha sonra gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Ay, ilkdördün şeklini almıştı ve yıldızlar olabildiğince parlıyordu.
"Calum, gökyüzündeki yıldızları sayabilir misin?" Yedi yaşımızdaydık. O gün, gökyüzü yıldızlarla doluydu. Onlarca, yüzlerce belki de binlercesi vardı. Havada tek bir bulut yoktu.
"Ama onlar çok fazla, saymak bütün gecemi alır."
"Hadi, denesene." Demiştim. Ağaç evin zemininde avuçlarının üzerinde doğrulmuştu. Gökyüzüne bakıp saymaya başlayacağını sanıyordum ama bunun yerine bana dönmüştü.
"Benim için buradaki tek yıldız sensin, Ruby. Beni aydınlatan sensin."
selammm
kısa bölümlerden birisi oldu bu da :D
bir süre böyle kısa kısa devam edebilir, çünkü daha fazla ne yazacağımı kestiremiyorum
ama her zamanki gibi sizin beğeneceğinizi umuyorum!
muhtemelen sonraki bölüm Calum'un gözünden olacak, imdeadbutstillfab ile yaptığımız anlaşma sonucu iyi şeyler olacak gibi, teşekkür edin bence ona :D
çok uzattım yine, sonraki bölümde görüşürüz!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sky // c.h
Fanfiction"O gün oyun parkındayken bunlardan hiçbirinin olacağını tahmin edemezdik."