24

635 33 4
                                    

RUBY

Birlikte otelin restorantında oturmuş, yemeğimizi bekliyorduk.

Calum telefonuna bakarken birden gözleri büyüdü ve telefonunu bana uzattı.

Tahmin etmiştim. Michael dün resmimizi çekmiş ve Twitter'a atmıştı. Resimde o başını dizlerimin üstüne koymuştu, ben ise gülümseyerek yanağını sıkıyordum. Açıklamasında ise en iyi "arkadaşlar" yazıyordu.

Gözlerimi devirdim. "Eh, en azından gerçek ortaya çıktı."

"Bundan korkmuyor muydun?"

"Yapacak bir şeyim yok, onlara yalan söylediğim ortaya çıktı ama böylesi daha iyi. Hem, sen de istiyordun bunu değil mi?" Gülümsedi ve masanın üstünden elimi tuttu.

"Seni çok seviyorum."

"Seni çok seviyorum." Birbirimize bunu sık sık hatırlatıyorduk. Çünkü bir gün gelince, bunu söyleyemeyebilirdik ve şahsen ben içimde kalsın istemiyordum.

Kahvaltımızı ettikten sonra bavullarımızı aldık ve çıkış işlemlerini hallettik. Eve dönerken ikimizde de huzur ve neşe vardı. Tek başımıza bir gece geçirmek iyi gelmişti kesinlikle.

"Bunu daha sık yapalım." Dediğimde bir saniye kadar bana dönüp gülümsedi. Muhtemelen aklından milyonlarca şey geçmişti ama o konuya hiç girmedim.

Arabayı evin önüne park etti ve el ele tutuşarak içeri girdik. Girdiğimiz gibi Michael oturma odasından çıkıp koridora girdi.

"Neredeydiniz?" Dedi. Sesinde bir parça endişe vardı, bunufark edince gülümsemem soldu.

"Otelde kaldık." Dedi Calum. Michael elini saçlarının arasından geçirdi.

"Bütün gece sizi aradık ama ikinizin de telefonu kapalıydı. Meraktan öldük."

"Sorun yok, hiçbir şey olmadı. Dediğim gibi biraz otelde vakit geçirdik." Dedi Calum ve birlikte oturma odasına gittik.

Luke kafasını bir saniyeliğine telefondan kaldırıp bize baktı. "Öldüğünüzü sanmıştım."

"Eh, benden kurtulman pek de kolay olmayacak." Dedim ve Ashton'ın yanına oturdum. Sanırım uyuyordu çünkü gözleri kapalıydı ve başı omzuna düşmüştü.

Hafifçe kolunu dürttüm. Biraz kıpırdandı ama uyanmadı. Bir kez daha dürttüm. Bu sefer bir şeyler mırıldandı ama yine uyanmadı.

"Ashton Bayan Garcia sürpriz sınav yapacak." Dedim. Sözümü bitirdiğim anda gözlerini açması üzerine kahkahalara boğuldum. Bayan Garcia lisedeki biyoloji öğretmenimizdi, biz öğrencilerini korkutmayı çok severdi.

Ashton kaşlarını çatarak bana baktı. "O ve onun sınavları hala kabuslarıma giriyor."

"Benim de." Calum yanıma, Michael Luke'un yanına oturdu.

"Evde bir gün daha ha?" Dedi Luke.

"Ah, hayır." Dedim. "Hadi büyük parka gidelim."

"Oranın gerçekten bir adı var mı?" Dedi Michael.

"Sanmıyorum." Dedi odaya yeni giren Ivy. "Ee, gidiyor muyuz? Ona göre hazırlanacağım."

Başımı salladığımda yukarı çıktı. Hepimiz odalarımıza girdik ve giyindik. Ben mavi ve mor renklerini giydim çünkü küçükken en sevdiğim renkler bunlardı. Biraz eskiyi hatırlamak istiyordum.

Bahçeye çıktığımda herkesin renkli giyindiğini ve Violet ile Daisy'nin geldiğini gördüm. Ellerinde bisikletleri vardı. Bunları nereden aldıklarını daha sonra sormaya karar verdim.

Sky // c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin