İyi Okumalar!❤️
Sesindeki acı ve öfke o kadar derindi ki başım dönmüştü.O an Ronald'ın benden nefret ettiğini anladım.
Yüzümü komtrol edemeyeğimi bilerek son bir güçle arkamı dönmeden tekrar bağırdım."Sadece benden uzak durmanızı istiyorum!"
Sonra acı, üzüntü, öfke ve suçlamaları arkamda bırakarak karanlığa doğru kayboldum...
******************
Bir şeyleri kaybetmeden değerini anlıyamazsınız derler ve muhtemelen haklılar.
O soğuk gecede benden uzaklaşan tek şey avcılar değildi.
Ayaklarının altında ruhum,onurum,karakterim, duygularım sürüklenmişti.
En kötüsü de onlara değer vermemdi.Çünkü birşeye ne kadar anlam yüklerseniz uzaklaştığınızda o kadar acı çekiyordunuz.Şimdi tümüyle kaybolduğum bir yerlerdeyim.Ne yapacağımı nasıl ilerleyeceğimi bilmiyorum.Beynim ve kendime güvenim sanki hiç varolmamış gibi.Dilimdeki acı tat geri geldi.Saçlarım tıpkı kafamın içi gibi karmakarışık.Hava soğuk ve ben üşüyorum.
Keşke en baştan onlarla yolum hiç kesişmeseydi.En azından çekip gitme sorunum olmazdı.
Şimdi onların gözünde adi bir pisliktim.
Oysa kimse o kulede yaptığım anlaşmayı,sebebi belirsiz evliliğimi, güçlerime olan yarı güvensizliğimi,sevdiklerimi kaybetmekten deli gibi korktuğumu bilmiyor.İnsanlar-buna en yakınlarım da dahil.- sadece gördüklerini yorumluyor.
Perdenin ötesi muama.
Ailem ölünce velayetimi üstlenen teyzemin yanına taşınınca içten içe umut doluydum.Yeni ve huzurlu bir hayatım olucaktı.Geride bırakılması gereken şeyler vardı ve o sıralar bir kaç saniye bile olsa herşeyin düzeleceğine inanmıştım.Evi bir lanetin sardığını,benim de bu lanetli dumanda boğulmamak için vereceğim mücadeleyi asla tahmin etmezdim.Daha öncelerde de belirttiğim gibi;Ben asla güçlü bir kız olmamıştım.Tek yaptığım birşeylerden kaçmak ve kaçtığım şeyle arama duvarlar örmekti.Belki de hayat buna inat beni muzdarip bir savaşla cezalandırmıştı.
Ama hem hayatın hem de benim kabul etmem gerekiyordu;Bu yaşamak için öldür cezası benim hovardalığıma fazlaydı.Büyük bahçe kapısının önünde durmuşken bunları düşünüyordum.
Hayatımın nasıl birden çıkmaza sürüklendiğini...Soğuk çimlerin üzerinde yıpranmış botlarımla yürürken gözlerim istemsizce bir vampir tarafından ısırıldığım yöne kayıyordu.Sonunda bakışlarımı sonlandırdım.Olan olmuştu.Şimdi başka dertlerim vardı.
Varendaya doğru yürürken dışarıda sanırım benim için bırakılmış bir palto dikkatimi çekti.Uzanıp alırken kumaş demirlere sürtünüyordu.
Yeniydi ve kumaşı çok kaliteliydi.Bir kaç saniye ne olduğunu anlamadan ellerime bakakalmıştım ama sonra olayı çözdüm.
Stefan tabiki bu halde eve girip ilgi çekmeme izin vermezdi.
Paltoyu üzerime geçirdim.Dizlerimin altına kadar uzun kahverengi kumaş sarkıyordu.Kapıya doğru yürürken bezgince saçlarımı arkama atıp kapıyı iki kez çaldım.Kendimi berbat hissediyordum.
"Maggie bu saate kadar nerdesin!"
Teyzeme bakmadan yanından sıyrıldım.Hayatım boyunca ilk defa canını yakmak istiyordum.Sinirlerim gerilmiş ve bedenimi kaybedecek birşeyi olmayan insanlara özgü bir cesaret sarmıştı.Keşke birine bir yumruk savursaydım ama tek yaptığım dudaklarımı büzüp gözlerimi kırpmadan bakmaktı.Bilinçli olarak koltukta bizi izleyen Stefan'a dönmedim.O an kendimi kontrol edeceğimden hiç emin değildim.
Merdivenlere doğru yürürken harap olmuş halime bakakalmıştı.Korku ve endişeyle bağırdı."En azından arıyabilirdin! Meraktan geberdik."
Cevap vermeden merdivene doğru koşmaya başladım.Stefan arkamdan onu uyardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚜KAN KIRMIZI⚜
Ma cà rồngBBOS Kitap Yarışması #2 TEKRAR YAYINLANDI! "Ailesinin ölümünden sonra velayeti teyzesine kalan Maggie, yaşadığı yeri bırakıp çocukluğunun geçtiği Long Island'a teyzesinin yanına taşınır. Maggie yepyeni bir başlangıç arzulasa da evdeki bir sırrı çok...