İyi Okumalar!❤️
"Ne oldu?" Diye fısıldadım.Kötü bir şeyin olduğunu hissedebiliyordum.Telefonun ucunda ki nefes alışlarını sessizlikle beraber algıladım.Koşuyor muydu? O sessiz kaldıkça sorma isteği artıyordu ama alacağım cevaptan o kadar korkuyordum ki ona ne olduğunu tekrar soramadım.
"Maggie." Diye fısıldadı Haile.Sesi titrek ve panik doluydu.
"Stefan burada olduğumu anladı..."
***************
En büyük korkum;Sevdiklerimi kaybetmek bu oyunda bir bedeldi biliyordum.
Ama yinede ölmesinden korktuğum onlarca kişiden birini feda edeceğim gerçeğini hiç bir zaman kabullenemedim.
Bu sanki hiç olmayacaktı.Sanki bu düzende ben ve sevdiklerim bir istisnaydı.
Buna inanmış ve asla kendimden başka ölen birinin acısını düşlememiştim.
Daha önce aklıma düşmeyen bir şey, fikrin dehşeti tüm damarlarımda dolaştı.Sanki damarlarıma sıcak kan yerine buz gibi bir çaresizlik akıyordu.Telefonun ucunda Haile'nin sesini duyduğum an da kötü bir şey olacağını hissettim.Dudaklarım kurudu.Göğsüm aynı panikle defalarca sarsıldı.İçimden avaz avaz haykırmak geliyordu ama dışarıya hiçbir şey yansıtmadım.Haile'nin sesi beynimde tekrar yankılanırken rüzgar zayıf bedenime olanca gücüyle üfürdü...
Bu küçük değişiklik beni çözdü ve konuşabildim.
"Hemen çık oradan!" Diye inledim.
Ciera yanımda bakışları donmuş telefona bakıyordu.O kadar hareketsizdi ki sanki hiç yaşamıyor gibiydi.Bunun anlamını onun da bildiğini fark ettim.Belki de öleceğini anlamıştı.
Telefon sessizliğe gömüldü.Kapanan ekrana bakakaldım ve büyük bir iniltiyle yer çekimine doğru çekildiğimi hissettim.
Zihnimde tek bir düşünce yankılandı.
Stefan Haile'nin varlığını hissetmişti.Ve bir mucize olmazsa Haile saniyeler içinde ölecekti...
Ciera'nın buz gibi kolları beni düşmeden yakaladı.Ona bakmak için ya da tekrar aramak için hareket edemedim.Tek istediğim soğuk,sert zemine uzanıp üzerime dünya yıkılana kadar orada yatmaktı.Belki toprak beni içine hapseder ve tüm acımı yok ederdi.Haile'nin zarar görme ihtimali kalbimde ki her küçük kası sızlatıyor, mantıklı düşünmeme engel oluyordu."Onun hiç bir suçu yok." Dedim kendi kendim."Eğer ölürse bununla yaşayamam..."
O zaman ağlayabileceğimi fark ettim.İçimde ki karanlık acı sonunda dışarı taşacak kadar artmıştı.Ama Ciera'nın elleri sıcak göz yaşının düşeceği yeri kapladı."Kendine gel.Henüz bir şey olmadı.Diğer arkadaşlarını ara.Gidip onu alsınlar.Biz de teyzeni alalım.Eğer Stefan Haile'nin varlığını anladıysa kısa sürede Clara'yı bulur."
Haklı olduğunu biliyordum ama kıpırdayamıyordum.
"Maggie." diye inledi."Acele etmeliyiz onun ve teyzenin yaşamasını istiyor musun?"
Heyecan ve adrenalin dolu sesi kulaklarımda yankılandı.Nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu? Onu benim kadar tanısa o da sağ duyusunu kaybeder miydi?
"Ayağa kalk." Diye çekiştirdi beni."Gitmezsek ölecekler.Birini ara ve bulunduğu yeri söyle hemen."
Gözlerimi kırpıştırıp elimde ki telefonu açtım.Numarayı bulana kadar geçen saniyeler bana yıllar gibi gelmişti. Ronald'ın numarasını çevirdim.
Telefon ilk çalışta açıldı.Boğazımı temizleyip sesimin titrememesini umdum."Alo?"
"Beni dinle." Diye komut verdim."Haile nerede biliyor muydunuz?"
"Ne? hayır.Onu en son öğlen gördüm.Bizden ayrılmak istedi."dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚜KAN KIRMIZI⚜
VampireBBOS Kitap Yarışması #2 TEKRAR YAYINLANDI! "Ailesinin ölümünden sonra velayeti teyzesine kalan Maggie, yaşadığı yeri bırakıp çocukluğunun geçtiği Long Island'a teyzesinin yanına taşınır. Maggie yepyeni bir başlangıç arzulasa da evdeki bir sırrı çok...